Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Nisan 2018

Ekonomik Savunma Hattı

Türkiye ekonomisi son yıllarda önemli ölçüde büyüme göstermiştir.

İhracata dayalı büyüme stratejisine geçilmesiyle birlikte dış ticaret hacmi artmış ancak ihracatın ithalata bağımlılığı da devam etmiştir.

İthal mal gruplarını incelediğimizde ise ara malı yani başka bir malın üretiminde kullanılan diğer malların ithalatının ön plana çıktığını görüyoruz. Ara malı ithalatında da ağırlıklı olarak üretimin en önemli girdilerinden olan enerji ithalinin yüksekliği göze çarpmaktadır.

**

İthalata bağımlı bir ihracat artışı cari açığı artırmakta, bu durum da ekonominin dövize olan hassasiyetini artırmaktadır.

Dövize karşı hassas olan bir ekonomik yapı spekülasyonlara karşı daha kırılgan olmaktadır. Nitekim bu kırılganlığı Gezi olayları ile başlayıp 15 Temmuz darbe girişimi ile zirveye ulaşan devamında da ekonomik saldırılara dönüşen süreçte net bir şekilde hissettik.

**

Dövize karşı hassas olan ekonomik yapının farkında olan ve sermayeyi elinde tutan "Batı" dünyası Türkiye'ye karşı gerçekleştirdikleri operasyonların başarısız olmasının ardından ekonomi üzerinden yıldırma sürecine girdi.

Türkiye ise ekonomi literatürlerine geçecek hamleleriyle yapılan operasyonları bertaraf etme çalışmaları başlattı.

Türkiye en çok ithalat yaptığı ülkelerden Çin, Rusya ve İran ile yerli para cinsinden dış ticaret ödemeleri çalışmasıyla dolar ve euroya karşı hassasiyeti azaltıcı bir adım attı.

**

Tüm bu kritik hamleler ile birlikte Türkiye bir yandan da sanayileşme sürecini hızlandırma gayreti içerisinde.

Türkiye ekonomisinin sanayileşme yolunda daha hızlı ilerleyebilmesi için ihracatın ithalata olan bağımlılığını en aza indirgemesi gerekli.

Bu alanda da önemli hamleler gerçekleştirildiğini görüyoruz. Enerji alanında nükleer santraller, doğal gaz geçiş hatlarına ortaklık ve yenilenebilir enerji kaynakları projeleri ile enerji ithalatını azaltıcı yönde ciddi atılımlar atılıyor.

Aynı şekilde savunma sanayindeki dışa bağımlılığı önemli ölçüde azaltan Türkiye yerli otomobil ile birlikte ithalatı azaltıcı ve ihracatı artıcı önemli bir adım daha atmaktadır.

Sadece bu atılımlarla kalmayıp hatırlarsınız bu ayın başında 135 milyar TL'lik proje bazlı teşvik paketi açıklanmıştı.

Cari açığı azaltacak teknoloji yoğun sektörlere verilecek olan bu teşviklerin ithalatı önleyici ihracatı artıcı teknoloji ve sermaye yoğun sektörlerden belirlenmesi önemli bir adım oldu.

**

Türkiye'nin son yıllarda attığı adımlar ve devam eden projeler ile birlikte dövize olan hassasiyet azalacak böylece fiyat istikrarının sağlanması yönünde de önemli adımlar atılmış olacaktır.

Dış kaynaklı spekülasyonlara karşı güçlü bir savunma kabiliyeti kazandıracak olan bu adımların "Batı" destekli iç muhalefet tarafından çeşitli bahaneler uydurularak engellenmeye çalışıldığını görüyoruz.

Türkiye'nin gerçekleştirdiği bu adımların kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerimize ulaşmak için önemli olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir.

Bu adımların sürdürülebilirliği için ise 24 Haziran'da gerçekleştirilecek olan seçim bir hayli önemlidir.

**

Seçim sürecinin kısa olması, çeşitli bahaneler uydurularak yurt dışına döviz kaçıran firmaların oyunlarını bozmuştur. Bu durum da ekonomi için ayrı bir güzel hamle olmuştur.

Bizden gibi görünen ancak yıllardır Türkiye'de yerli sanayinin gelişmemesi için küresel sermaye gruplarının yurt içindeki taşeronluğunu yapan liberal küreselci gruplar ekonominin kötüye gittiği yönünde algı oluşması için bir yandan döviz stoklarını yurt dışına kaçırma gayreti içine girerken diğer yandan basın ve medya organlarıyla "ekonomi kötüye gidiyor" algısı oluşturma çalışmaları gerçekleştiriyorlar.

Bir takım eksiklerimiz olsa da atılan adımlar başarılı ve önemlidir. Küresel değişim ve dönüşüm sürecini yaşadığımız bu süreçte yerli ve milli bir ekonomik yapımızın olması için bizim de elimizi taşın altına koymamız ve üzerimize düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirmemiz gerekmektedir.