Ekonomik Güvenliği Sağlamak için…
Özellikle son iki yüz yıldır dünyada yaşanan siyasi ve askeri meselelerin temelinde kapitalizmin neden olduğu ekonomik meseleler bulunmaktadır.
Kapitalizmin ilk yıllarında piyasanın gücü devletlerin
gücüyle doğru orantılıyken soğuk savaş sonrası artık piyasa devletlerin gücünü
kendisine bir engel olarak görmeye başlamıştır. Günümüzde de açık bir şekilde
görüldüğü üzere serbest piyasa savunucusu olan çok uluslu şirketler artık ulus
devletleri serbest piyasanın önündeki en büyük engel olarak görmektedirler.
Kapitalizme devletin görevi serbest piyasanın önünü açmak ve
mal ve hizmet üretimini piyasaya devredilmesi gerekmektedir. Sağlık (özel
hastaneler), eğitim (özel okullar), sosyal güvenlik kurumları (özel sağlık sigortaları),
güvenlik (özel askeri şirketler ve özel güvenlik personelleri) gibi birçok
alanın özel sektör tarafından yürütülmesi gerektiğini savunurlar.
Küreselcilik akımını savunanlar artık ulus devlet
kurallarından ziyade kendi kurallarının yani kuralsızlığın geçerli olduğu bir
dünya oluşturma gayreti içerisindeler. Bu doğrultuda atılan en önemli
adımlardan biri de kripto para sistemi olduğu kanaatindeyim. Kripto para şuan
yapısı itibariyle ulus devletlerin güvenliğini tehdit etmektedir. Çünkü yapısı
itibariyle gizlilik içinde yürütülen para transferlerini terör ve suç örgütleri
aktif bir şekilde kullanmaktadırlar. Silah, uyuşturucu ve birçok yasal olmayan
mal ve hizmet satışlarının parası bu yöntemle ödenmektedir. Bunun yanında yasal
olan ticaretlerin ödemelerinin de bu yapı üzerinden yapılmasıyla devletin
önemli bir vergi kaybı doğduğunu söylenebilir. Bu da devletin ekonomik
güvenliğine önemli bir tehdittir.
Bu çerçeveden düşündüğümüzde ekonomik güvenliği birkaç alt
başlığa ayırabiliriz. Çünkü bir ülkenin askeri güvenliği ne kadar önemliyse
ekonomik güvenliği bir anlamda daha önemlidir. Çünkü ekonomik güvenlik olmadan
diğer güvenlikleri sağlamak için gerekli kaynağı bulmak zorlaşır.
Ekonomik güvenlik; Enerji güvenliği, finansal güvenlik,
istihdam güvenliği, ticari güvenlik, üretim güvenliği gibi alt başlıklarda
incelenebilir.
Üretimin en önemli girdisi olan enerji arz güvenliğini
sağlamadan ekonomik güvenlik daima tehdit altındadır. Bir ülke enerji
tedarikini çeşitlendirmeden tek bir ülkeye bağımlı olursa ekonomik güvenliğini
tehlikeye atabilir.
Finansal güvenlik yatırımların önündeki en önemli
tehditlerden biridir. Yatırım yapabilmek için gerekli olan finansman
sağlanmadan yatırımlar yapılamaz. Bu da üretimi ve istihdamı tehdit etmektedir.
Bununla birlikte döviz kuru gibi enstrümanlar aracılığıyla ülkelerin
ekonomisine saldırı düzenlenebilir.
İstihdam güvenliği de aynı şekilde bir ülkenin ekonomik
güvenliği için önemlidir. Nüfusun yaşlanması üretim için gerekli istihdamı
sağlama konusunda önemli problemler oluşturabilir. Aynı şekilde nitelikli insan
kaynağının atıl kalması veya niteliksiz insanlarsan nitelikli işler yapmalarını
beklemek istihdam güvenliğini ve dolayısıyla ekonomik güvenliği tehdit
etmektedir.
Ticari güvenlik yine ekonomik güvenliğin en önemli alt
başlıklarından biridir. Gerek iç ticarette gerekse uluslararası ticarette
ürünlerin güvenli bir şekilde yerlerine ulaşması oldukça önemlidir. Aynı
şekilde üretimin yapıldığı yerin güvenliğini sağlamak da bu bağlamda önemlidir.
Bu da askeri güçle ilişkilidir.
Bir diğer başlık da üretim güvenliğidir. Bir ülke ihtiyaç
duyduğu mal, hizmet ve bilgi üretimini kendi imkânlarıyla sağlayamazsa bu
ülkenin ekonomik güvenliği tehdit altındadır demektir. Nitekim bu durumu
pandeminin ilk aylarında net bir şekilde görebildik. Bazı ülkeler birbirlerinin
maskelerini ve solunum cihazlarını çaldıkları haberlerine şahit olmuştuk. Bu
gibi stratejik öneme sahip olan ürünlerin üretimlerini sağlamak ekonomik
güvenlik bağlamında oldukça önemlidir.
Bu bakımdan ulus devletlerin ekonomik güvenliğini sağlamak üzere önlemler alması tabiidir ve gereklidir. Çok uluslu şirketlerin öncülüğünü yaptığı küreselcilik akımı ulus devletlerin güvenliğini giderek daha fazla tehdit etmektedir. Buna karşı önlemleri almak gerekir.