Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Ocak 2019

Ekonomik güvenliği nasıl sağlarız?

Huzurlu ve müreffeh bir hayat sürmek isteyen herkes, kendisini güvende hissetmek ister.

Küresel belirsizliğin giderek arttığı günümüzde güvenlik konusu tekrar gündeme geldi.

Bir yandan terörle mücadele devam ederken, diğer yandan ekonomik güvenliği sağlamak konusunda da tedbirler alınmaktadır.

Özellikle son günlerdeki gelişmeler, Türkiye’nin ekonomik güvenliğinin artırılması gerektiğini göstermektedir.

ABD Başkanı Trump’ın tweetleri ile finansal ataklar başlarken buna bağlı olarak da ekonomik dalgalanmalar yaşanabiliyor.

Yaşanan dalgalanmalar ekonomik güvenlik açısından her zaman risk oluşturmaktadır. Çünkü ekonomide her zaman istikrar ve düzen beklenmektedir.

Ekonomik güvenliğin sağlanabilmesi için öncelikle reel sektörün güçlü olması gerekir. Reel sektörün güçlü olması için sanayileşmenin artması ve güçlenmesi, sanayileşmenin güçlenmesi için de yerlileşmesi gerekiyor.

Üretimin yerlileşmesi için kamu-sanayi-üniversite iş birliğinin artırılması gerekiyor.

Akademik dünya ile reel sektör arasında kurulacak güçlü ilişkiler, bilginin üretime geçmesini ve ithal edilen ürünlerin de yurt içinde üretilmesini sağlayacaktır.

Nitekim ekonomik güvenliği tehdit eden finansal atakların dalgalanmalara yol açmasının sebebi de ekonomimizdeki yumuşak karın olarak tabir edilen cari açık konusudur.

Son dönemde döviz kurundaki artış ile birlikte cari açık oranlarında düşme yaşansa da ekonomik büyümede de yavaşlama hatta gerileme göreceğiz.

Çünkü Türkiye ekonomisine baktığımız zaman ekonomik büyüme ile cari açığın doğru orantılı olduğunu görüyoruz.

Ekonomik büyüme arttığı zaman ithalat artmakta bu da cari açığı artırmaktadır.

Cari açığı artırmayan bir ekonomik büyüme için ithal edilen ürünlerin yerini yerli ürünler almalı, bunun yolu da yerli sanayileşmenin artırılmasıdır.

***

Cari açığı oluşturan etmenlerden biri de şüphesiz ki enerjidir.

Daha fazla ürün üretmek için daha fazla enerji ithal etmek zorunda kalıyoruz.

Bu sorunu çözmek için nükleer santraller, yenilenebilir enerji kaynakları çalışmaları devam ediyor. Bir diğer taraftan da Doğu Akdeniz’de enerji arayışları da sürüyor.

Doğu Akdeniz’de bulunan doğal gaz rezervine ulaşmak ve oradan doğalgaz çıkarmak için askeri güvenliğin sağlanmasının yanında ekonomik ve teknolojik güvenliğin de sağlanması gerekiyor.

Ekonomik güvenliğin sağlanabilmesinin bir diğer yolu da teknolojik güvenliktir. Teknolojik güvenliği siber güvenlik olarak da düşünebiliriz. Siber güvenliği de bilgi güvenliği olarak düşünebiliriz.

Ekonomik güvenliği artırmak için bir yandan bilgi üretimini artırırken diğer yandan da üretilen bilgilerin güvenliğinin de sağlanması gerekiyor. Olası bir siber saldırı veya farklı yollarla, üretilen bilgilerin güvenliğinin sağlanması gerekiyor.

Bilgi üretmeden teknoloji üretmek mümkün olmadığı gibi teknoloji üretmeden de ekonomik güvenliğin sağlanması mümkün değildir.

Bilgi üretmek için de eğitim konusunda daha fazla gayret göstermeliyiz. Eğitimin sadece okulda olmayacağının, hayatın her anında öğretmenin devam etmesi gerektiğinin bilincinde olmalıyız. Merak etmeli, araştırmalı, okumalı, öğrenmeli ve uygulamalıyız.

Bilgiye önem veren ve öğrendikleri bilgiden yeni bilgiler üreten toplumlar her zaman daha müreffeh bir hayat yaşamışlardır.

Ekonomimizdeki koruma kalkanlarını güçlendirmek için topyekûn bir kalkınma hareketi gerçekleştirmeliyiz.

Rahat ve huzurlu yaşamak istiyorsak güvenli bir ekosistem kurmalıyız. Bunun yolu da çalışmaktan ve üretmekten geçer.