Dolar (USD)
32.51
Euro (EUR)
34.92
Gram Altın
2435.49
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Ekonomik düzenin bozulmasına neden olan hakim ve savcılar var

İnsanlar arasında hak ile hükmet. Sakın hevaya/arzuya uyma, yoksa seni, doğru yoldan saptırır. Hiç şüphesiz, doğru yoldan sapanların, hakkı unuttukları için, büyük sorumlulukları doğacaktır. Toplumda en fazla şikayet edilen kamu hizmetinin adalet hizmetleri olduğu ve bunun da her geçen gün daha iyiye gitmediği kamu vicdanında sürekli dile getirilmektedir. Adalet hizmetlerindeki sorunların bir köşe yazısına sığmayacağı açıktır. Ancak, temel problemlere değinilmesinde fayda vardır.

Yetki ve sorumlulukta paralellik ilkesi ihlal edildiği ve hakim/savcılar için “sorumsuzluk sorumsuzca işletiliyor” olduğu için adalet sistemi çökmüştür. Bu sorumsuzluk sisteminin bir büyük yıkım tarafı da ekonomik suçları işleyenlere bu konu “hukuki uyuşmazlıktır, hukuk mahkemesinde dava açın” diyerek görev yapmaktan kaçan savcılar ve bu kararların denetimini doğru yapmayan ceza mahkemesi hakimleridir.

Şirket yöneticisi şirketin parasını, mallarını zimmetine geçirmiş ve mallarını çalmış, kooperatif yöneticisi kooperatifin parasını kooperatif hesabına yatırmayıp kendi kullanmış ve kooperatif yöneticisi daireleri kendi zimmetine geçirmiş yönetim de buna göz yummuş, şirket sahte evraklar ile piyasayı dolandırmış, sahte senet düzenleyip kullanmış, başkasının malına zarar vermiş, vs vs bu tarz suçları işleyen kişilerin fiillerinin maddi menfaat temin etmek veya zarar vermek için işlendiği apaçık ortada… Yani bu “Malvarlığına Karşı Suçlar” grubunda hırsızlık, mala zarar verme, hakkı olmayan yere tecavüz, güveni kötüye kullanma, bedelsiz senedi kullanma, dolandırıcılık, hileli/taksirli iflâs, şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi gibi suçlar kanunda da açıkça “mal varlığına karşı” işlenmiş suç olarak tanımlanmış. Dolayısıyla bu suçlarda iki sonuç birden doğar, hem mal varlığı zarar görür veya zarar görme tehlikesi ile karşı karşıya kalır yani zarar (tehlikesi) doğar, dolayısıyla hukuk mahkemesinde tazminat davası açılabilir hem de ceza hukuku sonucu eş zamanlı doğar ve ceza davası açılır. Bu suçların “mal varlığına karşı” işlenmiş olması nedeniyle işin mahiyeti gereği bu iki sonuç doğal ve “zorunlu olarak” mutlaka “birlikte" doğar.

Son dönemde aşırı derecede artan bir temayülle, bazı savcılar, mal varlığına karşı işlenmiş suçların ceza hukuku boyutu yokmuş gibi hareket etmektedir. Kamu vicdanındaki inanışa göre; kendisine bir dosya daha çıkmasın diye, mal varlığına karşı suçlarda “hukuk mahkemesinde tazminat davası açın” diyerek ceza davası açmaktan kaçmakta, yani görevini yapmaktan kaçmaktadır. Adaletin işletilmemesi iradesi devletin savcısından başlarsa, arsıza, hırsıza, yüzsüze, dolandırıcıya gün doğar, dolandırıcılık meslek haline gelir, hukuk sistemi hırsıza hizmet eder, suç işleme oranları artar. Suç işlemek, devlet eli ile teşvik edilir….!!! Hırsızın, dolandırıcının mağdur ettiği kişi adalet aradığı için bir kere daha mağdur olur. Ekonomik düzeni bozan ve bozanları teşvik eden, devletin savcısı olur.

Adalet sisteminde savcının takipsizlik kararına karşı mahkemede itiraz yolu açık. Ancak, itiraz dosyalarının okunduğu konusunda kamu vicdanında çok ciddi tereddütler bulunmaktadır. Zira, itiraz üzerine verilen kararlarda itiraz nedenleri incelenip gerekçeleri ile açıklanarak niçin reddedildiği belirtilmediği ve keza olayla ilgili hiçbir somut gerekçe yazılmayıp matbu karar formatı ile reddedilen itirazların adalet üretmediği apaçık ortada….

Cumhurbaşkanlığı ve Adalet Bakanlığı öncülüğünde, toplumdaki bu tarzdaki serzenişlere cevap verecek özel bir denetim mekanizması kurmalı, bu da “yönetişim” esaslarına dayalı olarak yapılmalıdır. İllerde odalardan, borsalardan, barolardan, valilikten, bakanlıktan, adliyeden, tüketici örgütlerinden, üniversite öğretim üyelerinden, oluşacak, mağdurun ve karar veren hakim/savcı dahil, diğer tarafların da katılımının sağlanacağı usulle geniş katılımlı bir heyetin karar vermesi sağlanmalıdır. Bu yolla, her bir kurumda, “öğrene organizasyon” kültürü ile oto kontrol ve otomatik gelişim sağlanacaktır.

Hukuk sistemi, hakka, hukuka, mağdura, mazluma, haklıya hizmet etmesi gerekirken, arsıza, hırsıza, yüzsüze, dolandırıcıya hizmet ederse vay mağdurun haline, vah vah mülkün temeline…