Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.76
Gram Altın
2964.61
BIST 100
9654.08
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Ağustos 2022

Ekonomik denge ve adalet için İslâm

İsmi, görüntüsü ne olursa olsun, beşeri sistemler, zengini daha zengin, fakiri de daha fakir yapmaya göre programlanmıştır. Dolayısıyla her vesileyle fakirden zengine doğru aktarma yaparlar. “Enflasyon” “devalüasyon” “zam” “kredi” “bono” “tahvil” “ihale” vb. her uygulama bunun vasıtalarıdır. Ancak İslam, zengini de hiç yormadan gayet hikmetli bir şekilde, zenginden fakire doğru aktarır. Böylece gelir dağılımında bir denge meydana gelir. “Zekât” “fitre” “fidye” “kefaret” “sadaka” “hibe” “infak” ve her tür yardımlaşma yolları bunun vasıtalarıdır.

İlahi sistem, zekatı kazançtan değil servetten almaktadır. Ama beşeri sistemler, vergiyi kazançtan almaktadırlar. Dolayısıyla zekat, kazançtan değil servetten alınır. Beşeri sistemlerde yeterince Allah (cc) korkusu taşımayanlar, değişik hile ve entrikalarla kazançlarını çok az, hatta yok olarak gösterebilirler. Ancak servetlerini gizleyemezler ve zekatlarını vermek zorundadırlar. Kaldı ki İslam toplumunda fertler, vergi kaçırma telaşında değil, hayırda yarışma sevdasında olurlar. Birilerinin hayal gibi gördükleri bu erdemler, asırlarca yaşanmış gerçeklerdir. Ve yine de yaşanacaktır İnşallah. Hele bir ümmet ayağa kalksın ve İslam’ın adalet sistemini gereği gibi ikame etsin…

70 Milyon 7 Milyar İnsandan Daha Zengin

Zenginlerle fakirler arasındaki gelir eşitsizliğinin artarak devam ettiğini belirten Oxfam, 2016 yılında dünyanın yüzde 1'lik nüfusuna denk gelen 70 milyon kişinin dünyanın geri kalan yüzde 99'undan (Yaklaşık 7 milyar insan) daha fazla servete sahip olacağını açıkladı.

Oxfam'ın raporuna göre 62 "süper zenginin" toplam serveti, dünyanın nüfusunun en fakir olan yarısından daha fazla olduğu belirtildi. Bir yıl önce, dünya nüfusunun en fakir olan yarısının serveti, 80 "süper zenginin" servetine denk geliyordu.

2010-2015 yıllarında dünyanın en yoksul yarısının nüfusu 400 milyon artmasına rağmen servetleri yüzde 41 oranında geriledi. Yine aynı zaman diliminde dünyanın en zengin 62'sinin serveti ise 500 milyar dolardan 1.76 trilyon dolara yükseldi.

En Yoksul Yüzde 20 Günde 1.90 Dolarla Geçiniyor

Oxfam'ın geleneksel olarak yayımladığı rapora göre, dünya nüfusunun yüzde 20'si aşırı yoksulluk sınırı olan günlük 1.90 dolar gelir ile yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Söz konusu rakam 1988 ile 2011 yılları arasında neredeyse hiç değişmedi. Servet piramitlinin en tepesinde yer alan yüzde 10'lük kesimin gelir düzeyinin bu zaman diliminde yüzde 46 arttığı belirtildi.

Necip fazılın dediği gibi:

Allah’ın on pulunu bekleyedursun on kul,

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa

Yaşasın kefenimin kefili karaborsa.

Bu arada şunu da unutmayalım. Bu istatistikleri yapan kuruluşların, öyle gelir dağılımında adaleti gerçekleştirmek falan gibi bir hedefleri yoktur. Bu kuruluşlar yine küresel baronların malıdır. Sadece sömürü çarkı zedelenmesin diye, tedbir amaçlı kimi araştırmalar yaparlar. Yani fakirler ne ölsün ne de dirilsin. Ölürlerse kölelik yapacak kimse kalmaz. Bu durumda küresel emperyalistler zarar eder. Dirilip ayağa kalkmaları durumunda da sömürülmeleri zorlaşır.

Firavun da yedi yıl boyunca doğan tüm erkek çocukları öldürtmüştü. Bürokratları “sayın kralımız! Böyle giderse kölelik yapacak kimse kalmayacak. Diye uyarınca, bir yıl öldürülüp, bir yıl da sağ bırakılmalarını emretmişti. “Aman ya Rabbi! Bu gece dün geceye ne kadar da benziyor.” Evet, maalesef firavunlar da firavni düzenler de hep aynı. Filim fırıldak hep aynı… Sadece oyuncuların isimleri ve senaryoların başlıkları değişiyor.

Sonuç olarak, insanlık dünyada huzur ve güven, ahirette ebedi saadet ve cennet istiyorsa, İslam’ın adaletine teslim olmak zorundadır. Gelir dağılımında denge; İslam’ın zekât sisteminin tam olarak yerleştirilmesi ve faiz belasının def edilmesiyle mümkündür. Sosyal barış ve sosyal adalet de yine vahyin ilke ve prensipleriyle mümkündür.