Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.85
Gram Altın
2430.46
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Ocak 2022

Ekonomide dün, bugün ve yarın

Döviz kurunun ateşi düşünce piyasalara da bir sakinlik yayılmaya başladı.

Şimdi yeni ekonomi modelini anlamaya, ne yapmamız gerektiğine bakalım.

Öncelikle daha önce nasıldı, şimdi ne oluyor, bundan sonra neler olacak, ona bakalım.

Önceki modelde Türkiye, bütçe açığını finanse etmek için TL cinsinden içeriden borç alma yöntemi izliyordu. Yüksek faiz ile kamuya borç vermek o kadar cazipti ki parası olan yüksek faizden devlete borç veriyordu. Yatırıma gitmesi gereken tasarruflar çalışmadan, üretmeden rahatlıkla faiz getirisi elde ediyordu. Hatta yabancılar bile ülkemize dövizlerini getirip devlete borç veriyordu. Dışarıdan gelen sıcak parayla devletin finanse edilmesi, döviz kurunu düşürerek Türk Lirası’nın değer kazanmasına neden oluyordu. Türk Lirası’nın değerli olması sebebiyle yabancı mallar ucuz olduğu için ülkemizde araba, dünya markası olan akıllı telefonlar çok rahat tüketiliyordu. Çoğu kişi yerli üretim ürünleri kullanmıyordu. Yurt dışından gelen sıcak parayla devlet yüksek faizler öderken, biz başkalarının parasıyla üretmeden tüketiyorduk. Mutluyduk.

AB ve ABD ile aramızda herhangi bir problem yoktu. Fakat Suriye karıştı ve terör örgütü PKK’ya devlet kurdurma çalışmaları başlatıldı. “Olmaz!” dedik. Doğu Akdeniz’de devasa bir doğalgaz rezervi keşfedildi. Türkiye haklarını savununca AB ve ABD ile aramız bozuldu. Sıcak para tehdit unsuru oldu.

Yeni modelle beraber döviz kuru yükseldi. TL değer kaybetti. Artık yabancı mallar daha pahalı hale geldi. Otomobil alımı zorlaştı. Marka akıllı telefonlar daha pahalı hale geldi. Artık yerli ürünler ithal ürünlere göre daha ucuz hale geldi. Yerli üretime talep arttıkça ithalat azalmaya başlayacak, bu arada ucuza dışarıdan almak yerine kendimiz üretip yurt dışına satalım düşüncesi yayılacak. Hâlihazırda sözleşmesi yapılmış ithalatların sözleşmesi bitince, artık işletmeler görece daha ucuz yerlerden ithal etmeye başladıkça, dış ticaret açığı önce azalıp sonrasında ise dış ticaret fazlası verilmeye başlayacaktır.

Bundan sonraki süreçte ihracat arttıkça ülkeye döviz girişi artacak. Böylece döviz kuru yeniden düşmeye, TL değer kazanmaya başlayacak. Ancak bu defa sıcak parayla değil, üretip kazandığımız paralarla döviz kuru düşecektir.

Sıcak paraya dayalı düşük kur politikasında üretim daha az olduğu için istihdam oluşturmuyordu. Bununla beraber yüksek iç talep sebebiyle enflasyon problemi oluyordu. Enflasyonun en önemli yapısal problemi döviz kuru olduğu için çözülmesi gereken problem haline gelmişti.

Artık üretip hem yurt içine, hem de yurt dışına satış yapılmasıyla yatırım, üretim, istihdam ve ihracat artacaktır. İhracata dayalı bir büyüme olacağı için hem döviz kuru sebebiyle oluşan maliyet enflasyonu, hem de iç talebe dayalı talep enflasyonu problemi de çözülmüş olacaktır.

Türkiye’nin güçlü bir üretim alt yapısı var. Üretmek için “ithalat yapmak zorundayız” söylemleri var. İthalat yapılıyorsa ihracat, ithalat bedelinin altındaki bir fiyata satılmıyor. İşletmeler üstüne kârını koyarak ihracat yapıyor. İthalat maliyeti artıyorsa ihracatın bedeli de artıyor. Nitekim yurt dışı üretici fiyat endeksi kasım ayında bir önceki aya göre %13,49, bir önceki yılın aynı ayına göre ise %47,49 oranında arttı. İthalat yapıp iç piyasaya satanlar için de şunu belirtmek gerekir. Döviz kuru dengelendikçe ithal girdi maliyetleri de artmayacaktır.

Yüksek katma değer olmadan dış ticaret açığı kapanmaz söylemleri de var. Şunu unutmamak gerekir. Türkiye savunma sanayi öncülüğünde ileri teknoloji üretimi konusunda önemli ölçüde yol kat etti. Bunlar dışında yurt dışı markalar oluşturma, katma değer oluşturma konusunda unutulmaması gereken bazı hususlar var. Katma değer oluşması için ürünlerde farklılaşma gerekiyor. Bunun yapılması için öncelikle talep gerekli. Talep olmadan ürün farklılaştırmaya gidilmez. Düşük katma değerli üretimlerin ihracatı arttıkça birçok ülkeden farklılaşma talepleri gelmeye başlayacaktır. Böylece katma değer oluşacaktır. Yani her ürün yerli otomobilimiz TOGG gibi yüksek katma değerli olarak üretimine başlayamıyor.

Vatandaşlar olarak biz ne yapabiliriz?

Devletin böyle bir politikası varsa, ihracat yaparak döviz kazanabiliriz.

Herkes ihracat yapmıyor ama…

Elbette herkes ihracat yapmıyor, yapamıyor.

Peki, “Bu politikanın bana ne faydası var?”

Sıcak para yerine üretip ihracat yaptıkça döviz kuru problem olmaktan çıkacak. Böylece yaşanacak her ekonomik büyüme gelir artışı olarak yansıyacak. Enflasyon ve faiz oranları düşecek, finansman maliyetleri azalacak, istihdam artacak.