Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Nisan 2018

Ekonomi, istikrar ve güvenle büyür

Türkiye, 2018 yılına umutlu girdi. Özel sektörün yatırım yapmasının önündeki engeller birer ikişer kaldırılıyor. Kararlı ve istikrarlı bir yönetimin yanı sıra Cumhurbaşkanı'nın ısrarlı bir şekilde erken seçim yok demesi, ekonominin önünü açıyor. Şirketler 15 Temmuz darbesinden sonra sıfırladıkları reklam, tanıtım ve yatırım bütçelerini yeniden oluşturdular. Bu, ülkenin yeniden yatırıma, üretime ve ihracata yönelmesi anlamına geliyor. Baharla birlikte yatırım ve üretimi artıracak teşviklerin açıklanmaya başlaması da Türkiye'nin normalleşme ve kendine gelme sürecinin başlangıcı olacaktır.

Geçtiğimiz yıl turizm sektörünün hareketlenmesi Türkiye'nin yüzünü güldürmüştü. Şimdiden otellerin yaz kontenjanının dolması bu yıl turizmin daha da hareketli geçeceğini gösteriyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya yönelik turların bile artış göstermesi, terör tehlikesinin artık yerini güvene bırakmaya başladığının işareti. Afrin Harekatı'nın kısa sürede ve kesin bir başarı ile sonuçlanması, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hemen akabinde Kuzey Irak'a yönelmesi PKK tehdidini büyük ölçüde bertaraf etti. Türkiye, terörü kaynağında kurutma stratejisi ile bu yıl PKK terörünü tamamen ortadan kaldıramasa bile teröristleri nefes alamaz duruma getirdi. Bu da, boşu boşuna terörle mücadele için harcadığımız trilyonların enerjiye ve ekonomiye akacağı anlamına geliyor.

***

Büyümenin ve gelişmenin temelinde enerji var. Türkiye, dünyanın hızlı büyüyen ülkelerinden biri. Büyümeyle bağlantılı olarak enerji ihtiyacı sürekli artıyor. Enerji altyapısının güçlü olması, özel sektörün yatırım yapmasını teşvik eden en önemli unsur. 60 yıldır, başlama noktasına getirip bir türlü atamadığımız temel nihayet atıldı. 20 milyar dolara mal olacak Akkuyu Nükleer Santrali'nin yapımına start verildi. Sırada Japonlarla Sinop'ta yapacağımız nükleer santral var. Türkiye'nin enerji ihtiyacı için nükleer santral konusunda daha aktif davranması şart. Dört yeni nükleer santralin daha temelinin atılması, Türkiye'nin enerji ihtiyacının yarısının gelecekte nükleerden karşılanması anlamına geliyor. Bu da çevreyi kirletmeyen temiz bir enerji olan Nükleer enerjinin, Türkiye'nin gücüne güç katacağı anlamına geliyor. Fransa'nın, enerji ihtiyacının yüzde 76'sını nükleerden karşıladığı dikkate alınırsa bizim ne kadar geç kaldığımız anlaşılabilir. Nükleer enerjinin yanı sıra su, güneş ve rüzgardan elde edilen enerji kaynaklarında özel sektöre kapıların açılması da Türkiye'nin elini güçlendirecek bir husus.

***

2018'in en güzel tarafı, erken seçimle yatıp, erken seçimle kalkanların hevesini kursağında bırakması... Şunun şurasında seçime bir yıllık süre kaldı. 2019'un baharında mahalli seçimler var. Seçimlerin zamanında yapılacak olması, ülkeye 2018 yılını kazandırdı. Geçtiğimiz yıl yapılmış olan 16 Nisan referandumundan sonra siyasi süreci en iyi değerlendiren de Ak Parti oldu. Metal yorgunluğuna kapılmış il ve ilçe yönetimleri büyük ölçüde değiştirildi. Halkın memnun olmadığı belediye başkanları uzaklaştırıldı. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların katılımı ile televizyonlarda izlediğiniz il ve ilçe kongreleri, büyük katılımın olduğu birer şölene dönüştü. Geçmişte ANAP ve DYP'nin akıbetinden ders almış olan Ak Parti, ihtiyacı olan heyecanı yeniden yakaladı. Cumhur ittifakı ile de 2019'un Kasım ayında yapılacak Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerine bir değil, birkaç adım önde giriyor. Bir diğer önemli olay da FETÖ davalarının birer ikişer sonuçlanıyor olması. Darbe suçunu işleyenlerin Türkiye tarihinde geçmişte olmadığı kadar şiddetli şekilde cezalandırılması, darbeye heveslenenlerin de önünü kesecek bir gelişme. Tüm bunlar, ekonominin güven ve istikrarla bu yıl tahminlerin de üzerinde bir gelişme göstereceğine işaret ediyor.