Eko Haçlı Seferleri
6,6 milyar dönümlük arazisiyle dünyanın en büyük mülk sahibi olan İngiltere Kralı Charles, 3 Haziran 2020'de Dünya Ekonomik Forumu'nun Büyük Sıfırlama'sının resmi hamiliğini yapmıştı. Ve hatta #TheGreatReset'i tweetleyerek projeyi resmen başlattığını duyurmuştu.
Davos'a yaptığı Büyük Sıfırlama konuşmasında özetle şunları söylüyordu.
“Mevcut küresel kriz hayatımızın her yönünü altüst etti. Ancak iyileştirme çabalarımızı hızlandırmak için bize fırsat sundu. Geleceğimizi güvence altına almak için kararlı olmaya cesur ve yaratıcı eylemler yapmaya olanak sunacak. Bu krizden öğrenmemiz gereken bir ders de Ekonomik modelimizi kurmamızdır.
Sürdürülebilir bir
gelecek çerçevesinde neyin mümkün ve karlı olduğuna dair görüşümüzü
değiştirecek ve geliştirecek atılımların eşiğindeyiz. Artık daha fazla zaman kaybedemeyiz. Ve harekete geçme zamanı hemen şimdi.”
Anlayacağınız, Davos'a bağlı yeni eko-haçlıları, karbondioksiti ve buna neden olan endüstriyel uygarlığı, çiftçiliği ve işe yaramaz yiyiciler olarak gördükleri insanları yok edilmesi gereken zehirli tehdit olarak hedef alıyor.
Ve bunu hemen başlatmak niyetindeler.
Prens Charles ( Büyük Sıfırlama'nın resmi kurucu ortağı ) dünyayı kurtarmamız gerektiğini söylüyor. Dünyanın yeşil dönüşümü, Kongre Üyesi Alexandria Occasio-Cortez ve Senatör Bernie Sanders tarafından ABD'de tanıtılan “Yeşil Yeni Anlaşma” ile duyurulmuştu.
Adından da anlaşılacağı gibi, Yeşil Yeni Anlaşma, adını Başkan Franklin Roosevelt'in önderliğinde yürürlüğe giren 1932 tarihli orijinal Yeni Anlaşma'dan(New Deal) alan kapsamlı bir politika gündemidir.
Şimdi size bu amaca hizmet eden bazı örgütleri anlatacağım
Örneğin Papa Francis tarafından desteklenen ve Greta Thunberg ile bir çocuk kampanyası şeklinde yönetilen, Al Gore ve George Soros'un rehberliğinde bir “Milyarder Kulübü” küresel ısınmayla mücadele için ayrıca Gündoğumu Hareketi'ni başlattı.
1968'de Aurelio Peccei ve Sir Alexander King adlı iki kişi tarafından Roma Kulübü olarak bilinen bir organizasyon kuruldu. Örgüt, toplumun en iyi yönetişim biçiminin bilimsel bir diktatörlük olduğu konusunda hemfikir olan siyaset, iş dünyası ve bilim camiasından seçkin ideologlardan oluşan üyelerle hızla Anglo-Sakson dünyasında şubeler kurdu.
Bakın Sir Alexander ne diyor?
“Bizi birleştirecek yeni bir düşman ararken, kirliliğin, küresel ısınma
tehdidinin, su kıtlığının, kıtlığın ve benzerlerinin faturaya uyacağı fikrini
bulduk…. Bütün bu tehlikelere insan neden oluyor. O halde asıl düşman,
insanlığın kendisidir.”
Bu paradigma değişimini finanse etmek için de ayrıca The 1001: Nature Trust adında bir doğa
vakfı 1970 yılında Hollanda Prensi Bernhardt tarafından kurulmuştur.
Bernhardt (Nazi kartı taşıyan ve 1954'te Bilder berger Grubu'nun kurucusu) insan sevmeyen ortakları Prens Philip Mountbatten ve Sir Julian Huxley ile birlikte birkaç yıl önce Dünya Yaban Hayatı Fonu'nu oluşturmak için çalışmıştı.
1001 kurucu üyenin her biri, 10.000 dolar koymuştu.1001 Kulüp üyesi, vaat edilen Cesur Yeni Dünya'yı “alfalar” olarak yönetmekten başka bir şey istemeyen bir avuç milyarderden oluşmaktaydı.
Bu yazıyı bir komplo
teorisyeninin zırvaları olarak görmesinler diye bu tür organizasyonları isim
isim yazıyorum.
Yeşil Yeni Anlaşma, elbette “yeşil”değil. Küresel CO2 emisyonlarını günümüz Britanya İmparatorluğu'nun iradesine uygun olarak “kabul edilebilir seviyelere” düşürmeye çalışan bir programın etkileri, insanlığa kaos, kıtlık ve nüfus azalmasından başka bir şey getirmeyecektir.
Günümüzün üretilmiş
enerji krizinin nedenlerini, Büyük Sıfırlama'nın arkasındaki çirkin gündemi iyi
analiz etmeliyiz. CO2'nin iklim değişikliğiyle herhangi bir nedensel bağlantısı
var mı yok mu bu adamlar insanlardan ne istiyor gibi konularda kafa yormalıyız.
Bunlar komplo değil hakikat. Karşımızda yeni bir haçlı saldırısı var ve bu sefer hedeflerinde tüm insanlık var.