Dolar (USD)
32.57
Euro (EUR)
34.70
Gram Altın
2493.10
BIST 100
9524.59
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Kasım 2022

Ekmek, düşünmek, özgürlük

İnsan, emeğiyle, düşüncesiyle, ekmeğiyle özgür olmalıdır. İnsanın özgürlük arzusu ve arayışı, insanın kendini tanıma ve gerçekleştirme arayışıdır. Özgürlük, kendimizi kendimizde ve doğada keşfetmeyi, anlamayı ve tanımayı gerekli kılmaktadır. Özgür olmak için ihtiyaç duyduğumuz asli unsur, hukuktur. Hak ve özgürlüklerimizi otoritelerin despotizmine karşı güvence altına alan sahici bir hukuk sistemine ihtiyaç vardır. Öğrendikçe, bilgilkendikçe, coşkuyla yaşama sevincini tattıkça ve doydukça insanın özgürlüğü artmakta, özgürce diğer insanlarla ilişkiye girme ve birlikte yaşama imkanları gelişmektedir. İnsan fıtratı, kalıp ve donmuş doğmalara teslim olmayı değil, özgürlüğü aramayı gerektirmektedir.

İnsan doğası, insana özgür olmak için özgürlüğü araması gerektiğini söylemektedir. Fıtratının gereği olarak insan, hiçbir kısıtlamaya ve zorlamaya bağımlı olmadan, hiçbir otoriteye teba ve reaya olmadan istediği şekilde düşünmeyi, duymayı, duygulanmayı ve davranmayı istemektedir. Özgürlük, hiçbir otoriteye bağımlı ve köle olmadan yaşama durumunu ifade etmektedir. Bütün bağımlılıklardan ve müdahalelerden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, düşüncesine ve kararlarına göre çocuksuluktan kurtularak olgun bir şekilde yaşama durumunun adı, özgürlüktür.

İnsan için çizilen hiçbir alın yazısı yoktur. İnsan, kendi alın yazısını kendi çizmek için yeterli bir akla, öğrenmeye ve gelişme kapasitesine sahiptir. İnsanın en büyük zenginliği, nasıl isterse kendisini istediği şekilde inşa etme imkanlarına sahip olmasıdır.

Özgürlüğün en büyük düşmanı akılsızlık, düşüncesizlik ve cehalettir. İnsan, bilmediğinin kölesidir. Beyninin bütün pencerelerini doğadan, tarihten ve hayattan gelen bütün bilgilere açan, aklını açık rüzgarların getirdiği bilgiler ışığında kullanan insan, özgür insandır. Açık ve akıllı düşünen insan, özgür insandır. Akılla, bilimle, bilgiyle ve öğrenmeyle özgürleşen insanlar, toplumsal ve doğal çevrelerde varolan zorunluluklara boyun eğmek yerine, onları aşmaya ve kendileri için yeni imkan alanları oluşturmaya çalışırlar.

Özgürlük ve hukuk, birbiriyle içiçe olan değerlerdir. Özgür olmak, doğaya ve insana zarar vermemektir. Zarar vermek ve yıkıcı davranmak şeklinde bir özgürlük yoktur. Başka insanların yaşamına, mallarına, kimliklerine ve düşüncelerine saygı duymak, onların onurlarını zedelememek, özgür yaşamanın olmazsa olmazıdır.

Özgürlük, özgür düşünmektir ve davranmaktır. Felsefe, bilim ve sanat, insanın özgür düşünme ve davranması sonucu ortaya çıkan tecrübelerdir. İnsanın emeğinin hakkı olan ekmeği kazanmaya, barış içinde yaşamaya ve mutluluğu aramaya hakkı vardır. Ekmek, sadece ekmek değildir. Ekmek, insanın bedenini, ruhunu ve ilişkilerini besleyen her türlü gıdayı ve kaynağı temsil eden çok güçlü bir gerçeklik ve metafordur. İnsanın tek emeği ve ekmeği, özgürlüğüdür. Brecht, ekmeğin insan için ifade ettiği derin değeri şöyle ifade etmektedir: “Bilin: Halkın ekmeğidir adalet./Bakarsınız bol olur bu ekmek,/bakarsınız kıt,/bakarsınız doyum olmaz tadına,/bakarsınız berbat./Azaldı mı ekmek, başlar açlık,/Bozuldu mu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.” Adaleti, özgürlüğü, barışı belirleyen şey, ekmeğin niteliği ve niceliğidir. Ekmek, zenginlik ve refah demektir. Ekmek, özgürlük, barış ve hukuk, birbirinden ayrılamaz. Birinin olmadığı bir yerde, aslında diğerleri de yoktur. Farklı kaynaklardan gelen gıdalardan ve kaynaklardan oluşturulan ekmekten beslenen insanlar, akıl, kafa, beden ve ruh olarak hayata özgürce bakarlar ve yaşarlar. Mideleri ve beyinleri başkaları tarafından kontrol edilen ve yönlendirilen insanların, farklı olma ve özgür olma imkanları büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştır. Despotlar, insanın beyninin özgürleşmesinden çok korkarlar. 12 Mart Darbesinin Genelkurmay Başkanı Tağmaç, akli bilinçlenmenin mideyi doyurmanın ötesine geçmiş olmasından duyduğu korkuyu, “Sosyal uyanış ekonomik kalkınmayı aştı” diyerek ifade etmiştir.

Doymak ve düşünmek, birbirinden ayrılamazlar. Doyan insanlar, düşünebilirler. Ekmeğini emeğiyle kazanan insanlar, emekleriyle özgürce düşünürler ve yaşarlar. Özgür insanların sayesinde, hepimiz yeni bilgiler, fikirler ve yaklaşımlar öğrenme imkanına sahip olmaktayız. Özgür insan, diğer insanların özgürleşmesine ve olgunlaşmasına katkı sunmaktadır. Farklı insanların düşünceleri, özgürce diğer insanlara ulaşmalıdır. İnsanlar, birbirlerinin bilgileriyle, düşünceleriyle, sanatlarıyla, felsefeleriyle, edebiyatlarıyla, müzikleriyle, sinemalarıyla, resimleriyle, kitaplarıyla ve bilimleriyle özgürce buluşmalıdırlar. İnsanların birlikte öğrenme, bilgilenme ve gelişme özgürlüklerinin önüne keyfi engeller çıkarılmamalı ve ifade özgürlüğüne hiçbir şekilde müdahale edilmemelidir.