Eğmeden Bükmeden Seçime Dair Notlar…
Mücadele hasmına benzeyince kaybedilir.
35 yıl sonra; belediyelerde...
21 yıl sonra; Türkiye genelinde birinciliği CeHaPe'ye kaptırdık.
Zaten çokça onlara benzemiştik.
Rüşvet,irtikap, adam kayırma,gırla usulsüzlükler.
Allah bizden aldı aslına verdi.
Şimdi millete kulak verme vakti.
Millet bununla acaba ne demek istedi?
Ders alınırsa ne ala.
Alınmazsa beteri kapıda...
SEÇİM VE TEŞKİLAT
Teşkilat amir, Belediye Başkanları memur olmalıdır!
Teşkilatlar çalışır seçimi kazanır. Belediye
Başkanına “geç koltuğa otur” der.
Başkan, göreve başlayınca teşkilata tabi olur, işine bakar...
Teşkilatın kulağı halkta, Başkanın ki hem halk hem
de teşkilattadır.
Bu kural; Ak Parti'de yıllardır tam tersidir.
Teşkilatlar Belediye Başkanlarının emir komutasına
sokuldu.
Parti tabeladan ibaret hale geldi.
Bu şekliyle; davaya ihanet edildi.
Teşkilat, halka kulak verecek yerde Başkana kulak astı. "Başkan ne der acaba" tavrı
halkı teşkilatlardan uzaklaştırdı. Halk, teşkilatlara değil Belediye
Başkanlarının kapısına koştu. Randevu verildi verilemedi. Halk dinlendi
dinlenemedi. Bu durum teşkilatları bitirdi. Ortada sadece lider kaldı. Onun için
lider Partisinden 16-18 puan daha fazla oy alabiliyor. Diğer hatalarla
birleşince olan oldu.
CeHaPe, 35 yıl sonra belediyelerde,
21 yıl sonra da Türkiye genelinde birinci parti
oldu.
Halk CeHaPe'yi istediğinden değil, Ak Parti'ye ders
vermek istediğinden böyle oldu.
Hülasa; Bu seçim sonucu CeHaPe için asla bir iltifat
değil geçici bir iş avansı, Ak Parti içinse fabrika ayarlarına dön ihtarıdır.
Gereği yapılmalıdır.
SEÇİM
VE ADAY
Büyükçekmece'deki arkadaşlarla konuşuyorum. Diyorlar
ki; geçen seçim (2019) tam da Hasan'ı (Akgün) gönderme seçimiydi. Fakat öyle
bir aday gösterildi ki (Mevlut Uysal) adeta "Çalışmayın! Seçtirtmeyin!" dercesine.
- Peki kim bu ismi belirledi?
- Aileden falanca zat!
Peki Mevlut Uysal kim?
2 dönem Başakşehir Belediye Başkanlığı yapmış. Kadir
Topbaş'ın istifasından sonra vekil İBB Başkanı olmuş, alması ,olması gereken
bütün görevleri almış bir kardeşimiz. Büyükçekmece İlçesiyle hiçbir bağı
olmayan aday gösterilince tabi ki teşkilat ‘Off’. Gelelim bu seçime; bu seçimde de farklı sebeplerden ötürü
teşkilat, yine ‘Off’…Teşkilatın
olmadığı bir seçim asla kazanılamaz.
İBB Belediye Başkan adaylığı için "neden Tevfik Göksu aday
gösterilmedi" diye hep aklıma takılmıştır. Murat Kurum beyin şahsına
ve başarılı çalışmalarına sözüm yok fakat İstanbul'u en iyi bilen İmamoğlu’nun icraatlarının
MR'nı çekmiş, onu halka en iyi anlatacak isim Tevfik Göksu'dur. Peki neden
gösterilmedi? Söylenen şu; "İnşaat
lobisi istemedi."
Yazık!
Biz bunu hak ettik…
SEÇİM
VE İTTİFAK
Bu seçimde Cumhur İttifakı 'ittifak' edemedi.
AK Parti ile MHP arasındaki ittifak görüşmelerinde
ayrı adaylarla girme kararı alınan bazı illerde CeHaPe aradan sıyrılarak
kazanan oldu.
Cumhur İttifakı 30 Büyükşehrin tamamında ittifak
yaparken geriye kalan 51 ilin 29'unda seçimlere beraber girdi. Cumhur İttifakı'nın
seçimlere ayrı ayrı girdiği 22 il şu şekilde: Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya,
Bayburt, Bolu, Çankırı, Düzce, Elazığ, Gümüşhane, Isparta, Karabük, Karaman,
Kastamonu, Kırıkkale, Kilis, Kütahya, Nevşehir, Niğde, Sivas, Tokat, Uşak ve
Yozgat...
Ayrı ayrı girilen illerin bazılarında CeHaPe ve
Yeniden Refah Partisi aradan çıkarak seçimleri kazandı. Kütahya(İttifak %60
iken), Kilis(İttifak %51 iken), Amasya ve Yozgat'ta MHP ve AK Parti'nin ayrı
ayrı girdiği seçimlerde kazanacakken muhalefet seçimden birinci sırada çıktı.
Belli ki bu seçimde Cumhur İttifakta 'ittifak' edememiş.
SEÇİM
VE GEÇİM
Gençlik yıllarımızda büyüklerimiz: "Davasız adam olmaz, dava hiç bir şey
uğruna feda edilmez" derdi.
Dava sıralamasında;
"Evvelen
İslam,
saniyen
Kur'an,
salisen
Millet, Vatan, Devlet
ennihaye
Geçim gelir" derlerdi...
“Geçim,
Allah'ın teminatı altındadır, çalışana bir şekilde gelir. Fakat çalışmadan da
olmaz, zira geçimi olmayanın izzeti olmaz"
denirdi.
Bu şuurla yetiştik ve hareket ettik.
Bedeller ödedik. 28 Şubat silindir gibi üstümüzden
geçti ama yine de geçimi en öne koymadık.
Allah'ın (CC) geçime kefil olduğuna inandık.
Hiçte aç açık kalmadık...
Elhamdülillah.
Fakat şimdi öyle mi?
En dindar aileler bile çocuklarını ‘geçim’ öncelikli yetiştiriyor.
“Aman
oğlum, aman kızım oku! Yüksek maaşlı ol!” deniyor.
Dava şuuru verilmiyor. Geçim en öncelikli dava
yapılıyor.
İnsanımızın öncelikli derdi ‘geçim’ oldu.
Son seçimlerde bile "madem geçim yok, oyda yok" denildi.
Biz ne ara bu denli bencil olduk?
Bir anekdotla noktayı koyalım.
Öğretmen derste bir Çanakkale kahramanından
bahseder:
"Çanakkale
savaşı bitmiş, devlet gazilere maaş bağlamaktadır. Kendisine neden müracaat
etmediği sorulan bir kahraman gazimiz şu muhteşem cevabı verir. Bu gözleri maaş
için Çanakkale'de feda etmedim onu ihtiyaç sahibi birilerine versinler..."
der. Bunu duyan sınıftaki öğrencilerden biri, "enayiye de bak" çıkışında bulunur.
Öğretmen bu çıkış karşısında şu cevabı vermek
zorunda kalır. “Eğer senin gibi bir
nesil Çanakkale'de savaşsaydı kuvvetle muhtemel ‘Çanakkale’ diye bir destanımız
olmayacaktı" der.
Nesil zenginliği sayı ile değil dava şuuru ile olur.
İkna edilmiş değil, inanmış ve adanmış bir toplum
inşa etmek zorundayız.
Yoksa bu Coğrafya'da yaşatmazlar.
Hayırlı Bayramlar!