Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Ekim 2024

Eğitime faydası dokunmayanlar!

Bugüne dek eğitim sistemimizin son 20-30 yıllık tarihini yakından takip ettim. Öncesine ise yaşım gereği tanıklık edemesem de basın ve yayın organlarından, arşivlerden ulaşmaya çalıştım; araştırdım, okudum, bilgi sahibi oldum ve Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne dek eğitime dair nice reformlar yapılmaya çalışıldığını gördüm. Belki de en köklü değişimlerin son 20 yıllık tarihimizde yapıldığını, yani AK Parti iktidarı döneminde gerçekleştiğini fark ettim.

Kabul edelim, çok arzu etmemize rağmen eğitimde istediğimiz noktada değiliz. Peki, güçlü bir iktidarın, güçlü kadroları ile geceli gündüzlü çalışmasına rağmen neden eğitim sistemimizde istenilen düzeyde başarıyı elde edemiyoruz?Sanki başarıyı yakalayacağımıza dair ümidimiz de yok toplum olarak. Öğrenilmiş çaresizlik mi bizimkisi, bilemiyorum ama üzerimizde ki ölü toprağı ne zaman atıp ayağa kalkıp dirilecek, şahlanacağız? Son 20 küsur yılda iktidarın yaptıklarını saysam bu satırlara sığmaz. Tüm bunlara rağmen ulusal veya uluslararası düzeyde neden hala başarıyı yakalayamıyoruz? Sanki bir ümitsizlik de var toplumda, başarıyı yakalayacağımıza dair inanç da yok gibi. Eğitimi kendine dert edinen eğitimci sayısı da neredeyse yok denecek kadar az. İktidar hangi reformist adımı atarsa atsın ne yaparsa yapsın tabiri caizse ağzıyla kuş bile tutsa ayağa kalkıp dirilmeyecek, toplumsal olarak tatmin olmayacak, içimize sinmeyecek, başarıyı elde edemeyecek gibi bir ümitsizlik var toplumda!

Sorun liselerin zorunlu olmaması denildi, kesintisiz 12 yıllık eğitimi getirildi. Zorunlu eğitim sistemini sorunlu eğitim sistemi haline dönüştürdük; öğretmenler, öğrenciler ve veliler olarak. Sahiplenemedik. Gelinen noktada 4+4+4’ü ve kesintisiz 12 yıllık zorunlu eğitimi eleştirip eski hale dönelim noktasına geldik.

Dershaneler eğitimi satın almış, okulları pasif hale getirmiş, aileler yüklü miktarda para vermek durumunda kalıyor denildi. FETÖ ile kelle koltukta mücadele edildi, dershaneler kapatıldı, DYK sistemi getirildi, yine istenilen başarıyı elde edemedik. DYK’lardan istenilen verim elde edilemedi. Bakanlık üzerine düşeni yapmış olmadı mı? Pratik zeminde, sahada, bu sistemi işlevsiz kılan yine yereldeki paydaşlar olmadı mı?

Teknolojik çağdayız. Dünya dijitale geçti, biz yerimizde sayıyoruz diye eleştirildi. Fatih projesi getirildi. Tüm okullara akıllı tahtalar monte edildi. Bazı kademelerdeki öğrencilere ve bu kademelerde derse giren öğretmenlere tabletler dağıtıldı, ama dünya dijitale geçerken biz ne dijitale geçebildik ne de başarı çıtamızı yükseltebildik.

İsimler değiştirildi, sistem değiştirildi, yine başarı elde edilemedi. ÖSS gitti TYT, AYT geldi; TEOG gitti LGS geldi ama değişen pek bir şey olmadı. İsimler de değişse, sistem de değişse 2010’dan sonra iki aşamalı sınav sistemine de geçilse arzu edilen, eğitim toplumunun gönlünde yatan başarı bir türlü elde edilemedi.

Sorunlara çözüm üretilemeyince hedef olarak bu sefer merkez teşkilatı olarak gösterildi. Sorun kadrolarda; işin ehli kadrolar yok denildi. Çalışmayan, sahiplenmeyen kadrolar görevden alındı. Yerel teşkilattan merkez teşkilata kadar birçok kademede kadro değişikliği birçok kez gerçekleştirildi. Yine başarı elde edilemedi. Hatta Bakan olacak kişi eğitim kökenli olması gerekir o vakit başarı elde edilir dendi, bir iki kere bu da denendi, yine olmadı. En çok algı operasyonu, en çok linç kampanyaları eğitim kökenli kadrolara yapıldı, halen de yapılıyor. “Yusuf Tekin, FETÖ ile mücadele etti; eğitim sistemimizi en çok zayıflatan mevzu olan dershanelerin kapatılmasında kilit rol üstlendi, emek harcadı, çalışıyor, üretiyor” denilip yanında olmak, destek vermek, gücüne güç katmak var iken en çok linçi de yine Yusuf Tekin’e yapıyorlar bugünlerde. Sanırım elimizde sihirli bir değnek de olsa, Erdoğan da gelip Milli Eğitim Bakanlığı yapsa, pratik zeminde paydaşlar sahiplenmedikçe başarıyı elde etmemiz de yerli ve milli bir eğitim sistemi kurmamız da imkansız görünüyor.

Eğitime dair bir derdi, bir fikri, bir projesi olmayanlar sabah akşam oturup eğitim sistemini ve eğitime değer katan insanları eleştiriyor! Yok okulöncesi zorunlu hale getirilsin, yok mülakatlar kaldırılsın, yok Öğretmen Akademisi kurulmasın, yok Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nden vazgeçilsin yok o yapılsın yok şu yapılsın. Eleştirerek kendinizi de harap ettiniz eğitim sistemine de zerre kadar bir yararınız olmadı, farkında mısınız? Hazreti İbrahim’in atılacağı ateşi söndürmek için su taşıyan karınca kadar da olsa ne faydanız dokundu bugüne dek?