Eğitime dair notlar-1
(karneler yaklaşırken)
Hazır karne
verilme süreci yaklaşırken buradan başlayalım eğitim notlarımıza.
Karneye dair
yazacaklarım, bir eğitimci olarak belki biraz nostalji değerinde..
Her karne veriliş
zamanı karne de ki değişim sürecini hisseder gözlemlerim. Önce bizim zamanımızdaki karneler
gelir aklıma. Kalın karton dokulu ve öğretmenimizin el yazısı ile süslü.
Konulmuş bir
nokta bile mühimdi biçim için. Satır satır okurduk ve kıyaslardık
öğretmenlerimizin el yazısını.
Nasıl
övünürdüm öğretmenimin güzel yazısı ile. Hiç unutmuyorum.
Az olan her
şey kıymetliydi tabi. Yarıyıl tatili boyunca karneyi özenle korurduk ve dönem
başında tekrar karneyi okula götürürdük. İkinci dönem notlarımızda o karnelere
geçerdi.
Ve o
karneler ömrümüzün bir yılına damga gibi vurulurdu.
Ve şunu
görüyorum yıllar geçtikçe ve karşılaştıkça dostlarımızla. Karnesini ehemmiyetle
saklayanlar onun güzelliğini önemseyenler hayatın önemli alanlarında hizmet
almışlar.
Şimdiki
karneler çok da saklanmıyor , yenisi veriliyor ikinci dönem. Üzerindeki tüm yazılar
bilgisayarda yazılıyor. Zamanın gerçeği.
El emeği işler geçmişte kaldı. Öğretmen görüşleri “kopyala yapıştır” çerçevesinde
çoğu zaman da.
Eski
kenelerin üzerinde değişimler de yapılırdı, eve zayıf not gitmesin diye. “Kırık
not” idi diğer adı. Kıran kırılan üzen, üzülen eylemlere sebep olmasından olsa
gerek.
Nasıl
haberler yayılırdı notlarını değiştirenlerle ilgili. Çoğu aile fark etmezdi
bunu. Bizlerin arasında mevzu olurdu işte. Çok kızacaklarından mı “hayır”. Ar meselesi idi. Nasıl zayıfla
gitsindi eve?
kARne AR ise de bize zamanında! Yüzümüz kızarıyor Korkuyorsak da kötü getirmekten,
aileler daha hoş görülüydü.
Karnenin
önemiyle beraber eskiden aileler çocuklarıyla hayata dair okumalar yapardı.
Birlikte iş yaparlar çocukları hayata dâhil ederlerdi. Domatesin nerede
yetiştiğini nasıl yetiştiğini bilmeyen bir çocuktan fen notunun iyi gelmesi
nasıl beklenebilir? Başını kaldırıp yıldızlar tefekkür ettirilmemişse
Astrolojiden hoşlanır mı? Kanla sulanmış topraklardan bir haberse tarih
coğrafya ilgisini çeker mi?
Kredi kartı ile hemhal olmuş çocuklar parayla
hesaptan bütçeden uzaksa sever mi matematiği...
Ninemizin,
dedemizin masalları, tekerlemeleri,
şiirleri sevdirmişti bize edebiyatı …
Doğayla
birlikteliklerin derslerimize katkısı da göz ardı edilemezdi…
Zihinlerinde
somutlaştırılamayan her şey bilgi olarak karşılarına çıkınca ve nota dökülünce çocuklarımız
“not iyi olsun da sonuç ne olursa olsun “diyebilmekte. Sadece kitap aralarında
kalan soyut etkileşimsiz öğrenilen
bilgilerde unutulmakta şüphesiz .
Çocuklar
odalarından çıkıp ayaklarıyla hayata basmalı. Hayat kitapların sihirli
cümleleri ile birleşmez ise o karneler başımıza bela olacak, aramız bozulacak, sinirlerimiz
bozulacak. Çocuklarımıza kıyacağız en acıma/sızıyla…
Bilgi
hayatla bütünleştikçe kalıcı olur, zevk alınır. Öğrenilir öğretilir. Okul aile
çevre öğretmen… Yapmak zorundayız bunu. Masum yavruları azarlamadan önce
katkımızı düşünelim karneye…
Aslında
o karneler sadece çocukların değil hepimizin… Vesselam...