Dolar (USD)
34.11
Euro (EUR)
38.05
Gram Altın
2881.71
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Eylül 2024

​Eğitimde sömürgecilik çalıştayı

Hafta sonu Cihannüma Derneği ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nin katkılarıyla düzenlen çok önemli bir çalıştaya katıldım.

Konu; “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri.”

Sadece başlık bile son üç yüzyıldır içinde bulunduğumuz buhranı özetler nitelikte.

Öncelikle böylesine önemli bir programa ev sahipliği yaptıkları için Cihannüma Derneği Genel Başkanı Rıza Yorulmaz ve İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’ye çok teşekkür ederim.

Çalıştay, ekonomi, ilahiyat, sosyoloji, siyaset bilimi ve eğitim olmak üzere dört farklı alanda yapıldı.

Bizler, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaşmoderatörlüğünde, Prof. Dr. İsmail Aydoğan, Doç. Dr. Ali Faruk Yaylacı, Doç. Dr. Ahmet Göçen, Dr. Abdullah Kırıkçı ve tüm konuşulanları derli toplu hale getiren Doç. Dr. Muhammet Yeşilyurthocalarımızla gün boyu eğitim soranlarını ve çözüm önerilerini konuştuk.

Eğitim meselesini kendine dert edinmiş, zihni açık, kaliteli ve üretken hocalarımızı bir arada görmek beni gerçekten ümitlendirdi.

Umarım burada konuşulanlar Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e ulaşır. Zira eğitimin gerçek sorunları tüm çıplaklığıyla ortaya kondu ve esaslı çözüm önerileri teklif edildi.

Peki, neler konuştuk?

Öncelikle oryantalizm kavramından başlayalım. Oryantalizm bugün veçhe değiştirerek artık “küreselcilik” adı altında faaliyet göstermektedir.

Ali Faruk Yaylacı Hoca, özelikle Doğu ve Batı ayrımının coğrafi olmadığını Batı’nın hâkim güç, Doğu’nun ise takip eden konumuna yerleştirildiği bir hiyerarşiye dikkat çekti. Örneğin Ortadoğu sömürgecilerin dilimize doladığı bir isimdir.

İsmail Aydoğan hoca ise eğitimde sömürgeciliğin, 1980lerde “toplam kalite” günümüzde ise “öğrenci merkezli eğitim” kavramları ilehayat bulduğunu söyledi. Kısacası Amerikancı bir eğitim sisteminin altını çizdi.

Diğer taraftan “Eğitim 4.0” sürecine geçilmiş durumdadır. Küreselcilerin eğitim hedefinde artık doğrudan insan ve insan fıtratı var. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve lgbt gibi kavram ve olgular, bu işin sadece bir boyutunu teşkil etmektedir.

Ahmet Göçen Hoca milli eğitim okullarında uygulanması beklenen 21. yy değerleri gibi projelerin ve bu projelerden gelen fonların kaynağını batılı kurum ve kuruluşların istek ve beklentilerininoluşturduğunu ifade etti.

Açıkçası eğitim sistemi sekülerleştirme amacıyla yapılıyor. Bu yüzdendir ki eğitim bir zihniyet sorunu olarak ele alınmalıdır. Diğer teknik kısımlar finansman ile çözülebilecek sorunlardır. Asıl odaklanmamız gereken eğitim sisteminin oryantalist bakış açısıyla işlev görmesidir.

İsmail Aydoğan Hoca bir eğitim sistemi önerisi olarak “Kültür temelli eğitim” modelini anlattı. Bu sistemişöyle formüle etti: “Kültür temelli eğitim = Kültür (Ahlak) x (Bilgi + Beceri + Davranış)”

Kültürü yani İslam kültürünü temel alan bir eğitim sistemi olmalıdır. Şu anki Türk eğitim sistemi böyle bir kültürden yoksundur. Kültür temelli eğitim, matematiksel değil ezbercidir. Ezberci eğitim bu anlamda yanlış değildir şeklinde modelini detaylandırdı.

Ali Fark Yaylacı Hoca ise bir çözüm önerisi olarak “Töreli Eğitim” modelini önerdi. Töreli eğitimden kasıt, insanın yeryüzündeki serüveni boyunca edindiği birikimden kaynaklanan fakat kaynağı insan olmayan bilgelikten yani hikmet geleneğinden neşet eden bir anlayıştır. Ona göre basitten gelişmişe ilerlediği düşünülen evrimci düşünüş terkedilmelidir.

Bendeniz de eğitimle ilgili kavramların ve eğitim felsefesinin yeniden ele alınması ve bize ait bir niteliğe büründürülmesi gerektiğinin altını çizdim.Çözüm için de parçacı bir yaklaşımla değil de topyekûn bize ait olan yeni bir eğitim sisteminin geliştirilip uygulanmasının gerekliliğine vurgu yaptım.

Bunun uygulanması esnasında da ortak akıl ve bilincin harekete geçirilmesini savundum.

Şunufark ettim, milli eğitim bakanlığı gerçekten bu işe gönül vermiş dertli insanları bir araya getirirse ortaya özgün bir modelkonulacaktır. Unutmayalım çare dışarıda değil içeride.