Dolar (USD)
32.56
Euro (EUR)
34.92
Gram Altın
2426.76
BIST 100
9722.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Ekim 2020

'Eğitimde kıyameti koparmamız lazım!'

“Bizim kıyameti koparmamız lazım eğitimde. Bir şey yapmamız lazımın ötesinde kıyameti koparmamız lazım.” Bu sözler Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk’a ait. Bakanlığa getirilişinin ilk 1-2 ayı içinde ifade edildi. Bu sözler eğitim faaliyetlerimizin köklü bir değişikliğe uğratılmasının zaruretine dikkatleri çekmek için vurguyla söyleniyor. Dönem değişmiş, şartlar farklılaşmış, bambaşka koşullar ve ilişki ağı içindeyiz. Yaşadığımız hayat düşündüğümüzün ve beklediğimizin ötesinde bir noktaya doğru seyrediyor. Eğitimimiz de bu gerçekliği bilerek ve dikkate alarak ele alınmak durumunda. Hiçbir şey yokmuş gibi, hiçbir şey olmuyormuş gibi eski düzeni sürdüremeyiz. Sürdürmememiz gerektiği halde alanda eski alışkanlıklarla, eski yol ve yöntemlerle yol almaya çalıştığımız için kıyameti koparmalıyız. Bakanın söylemini şerh ettiğimizde aşağı yukarı bunları söylüyor. Söylenenlerin yanlış olduğunu düşünen var mı? Alana ilişkin bu tarz bir okumanın anlamsız ve gereksiz olduğunu düşünen var mı? Yok. Baktığınızda toplumumuzun değişik kesimlerinin üzerinde ittifak ettikleri istisnai kabullerden birisi bu.

Yerinde bulduğum bu tespiti gerekçelendirirken ben bir adım daha atıyorum. Sayın bakanın belirttiği gibi eğitimde kıyameti koparmamız için dünyanın yaşadığı köklü dönüşümden ivme almamız gerekmiyor. Dünyada hiçbir değişim söz konusu olmasa bile, zorunlu kitlesel eğitimin sürdürülebilir bir tarafı yok. Vaatleri de problemli, vaatleriyle bağı-bağlantısı olamayan pratiği de problemli. Dolayısıyla her halükarda kıyametin koparılması gerekli bir alandan bahsediyoruz. Buraya kadar hepimiz hemfikiriz. Kıyameti koparmak demek, mevcudu alt üst etmek, yürütülen iş ve işlemleri bambaşka paradigmayla, bambaşka organizasyonlarla yapmak demek. Kıyameti koparmamız lazım deyip olanı tahkim etmenin kıyameti koparmakla bir ilintisi olmadığını söylemeye gerek yok.

O halde sayın bakanın da iştirak ettiği bu büyük uzlaşmadan hareketle, kıyameti nasıl kopardığımıza bakalım. Türkiye’nin kendi nev-i şahsına münhasır huylarından birisi bazı gerçekleri dile getirip tarihsel olarak yaptığı yanlış işleri yapmaya devam etmesidir. Mesela “eğitimde kıyameti koparmamız lazım” deyip sanki yürüttüğümüz eğitim faaliyetleri El-Medinet’ül Fazıla’da yürütülenlermiş gibi aynı şeylerin aynı şekilde yürütülmesinde ısrar hatta inat ediyoruz. Ne eğitimci yetiştirme sistematiğimizi değiştiriyoruz, ne zaman, mekân, içerik ve ilişki yapımızı değiştiriyoruz, ne içinde yaşadığımız hayatın siyasal, kültürel, ekonomik, teknolojik-bilimsel-felsefi alanların tetiklediği başkalaşımı fark ediyoruz, dikkate alıyoruz ne de istihdam rejimimizi ve bürokratik işleyişimizi değiştiriyoruz. Hiçbir şeyi değiştirmeden, yeni hiçbir şey getirmeden yürürlükte olanı aynı şekilde sürdürerek eğitimde kıyameti nasıl koparmış oluyoruz peki? Böyle mi kıyamet kopartılıyor?

Küresel ölçekte yaşadığımız salgın süreci hayatımızın pek çok alanını etkilediği gibi eğitim-öğretim alanını da ciddi anlamda etkiledi, etkiliyor. Ancak açık konuşmak gerekirse bu etkilemenin eğitimin pratik işleyişini askıya almak dışında bir etkisi gözükmüyor. Eğitim kavrayışımızda, alana ilişki tasavvurumuzda hiçbir değişiklik olmadığı gibi eskiden hiç olmazsa içeriksiz bir memnuniyetsizliğin muhatabı oluyordu eğitim. Tıpkı bakanın söyleminde “kıyameti koparmamız lazım” şeklinde dile geldiği üzere. Salgından dolayı bırakın alana ilişkin memnuniyetsizliği, bugün ülkece dünkü düzenin yeniden hayat bulması için coşkulu bir beklenti içindeyiz. Bitpazarına nur yağdırıyoruz hep birlikte.

MEB, eğitim kamuoyu pratiğin, olağanüstü koşulların bizi sürüklediği ve “kıyametin koparılması gerektiği” yakıcı gündem ile yüzleşmek yerine EBA’ya erişimin sağlanıp sağlanamayacağı gibi yüzeysellikte yol almayı tercih ediyor. Sanırım “bizim kıyameti koparmamız lazım eğitimde” sözlerini söylemekte çok geç kalmışız. Biz o sözleri söyleyip o sözlerle uzaktan yakından ilintisi olmayan bu derbederlikle yol aldığımıza göre ondan çok önce kıyametimiz kopmuş herhalde.