Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.74
Gram Altın
2961.63
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Şubat 2020

Eğitimde Değişim

Ömrümüzün en önemli dönemini kapsayan eğitim hayatımızda sürekli değişimler var. Okul öncesinden başlamak üzere devletin eğitim üzerine politikaları, planları var. Her bakan ile de değişen ve neredeyse yeniden yapılandırılmak istenen eğitim, şimdilerde yine bir değişimin eşiğinde. Sınav sistemleri, sınıf geçme yönetmelikleri üzerinde değişimler konuşuluyor.

Uzatmadan konuya geçelim. İlkokula başlama yaşı bir dönem 5 yaşa kadar indirildi. Zorunlu eğitim 12 yıla çıkarıldı. Şimdi bunun sancıları sardı. Bir düzeni değiştirmek kolay olmuyor. Eğitim sahasında bir değişim yapmak için çok düşünmek lazım. Geri dönüşler olsa da yanlış uygulamaların açtığı tahribat uzun sürüyor. Bir nesil harcanabiliyor. Hemen ifade etmek isterim ki liselerin zorunlu olması doğru değil. Anadolu liselerinin sayısının artırılması ve sınavla öğrenci almasının önü açılmıştı. Herkes Anadolu lisesine gitmek istedi ve gitti. Ne oldu? Mesleki eğitim kapanma noktasına geldi. Plansızca açılan İmam Hatip türü okullarda da başarılı ve nitelikli öğrenci bulma güçlüğü yaşandı, bu sorun devam ediyor. Ancak proje okulu yapılanlar daha başarılı öğrenci alabiliyor.

Liselerde “sınıfta kalma” konusu gündeme geldi. Sınıfta kalma vardı zaten. Şimdi sınıf geçme zorlaştırılacak demek ki. Elbette bir diploma almak zor olmalı. Bu değişimler deneme yanılma yoluyla da olmamalıdır. Zaman zaman öğretmenlere anket yapılıyor ama bu anketlerin sonuçlarına uyuluyor mu bilemiyoruz.

Mesleki eğitim güçlendirilmelidir. Mesleki eğitim ortaokuldan başlamalıdır. Daha erken yaşlarda meslek edinmeye başlamak lazım. Ağaç yaşken eğilir. Bu öğrenciler devlet güvencesinde olmalıdır. Harçlık verilmeli, sigortaları yapılmalıdır. Böyle olursa özendirici olabiliriz. Eğitimi değiştirmek, sorunlara çareler bulmak için adı büyük sempozyumlara, panellere, seminerlere gerek yok. Sorun sahada, sahaya gitmek ve öğretmenlerle bizzat görüşmek lazım.

Eğitimdeki değişim zor, sancılıdır. Sadece yönetmelikler değiştirilerek olmuyor. Değişime karşı büyük bir direnç var. Öğretmenlerden başlamak üzere değişim olmalıdır. Eğitimin tüm paydaşları değişime açık olmalıdır. Siyasi iktidarların kanunları, yönetmelikleri değiştirme gücü olabilir ama toplumsal değişimler zordur. Bunun için zaman gerekir. Eğitimin tüm paydaşlarını dâhil etmediğiniz, hesaba katmadığınız işler yarım ve eksik kalır. Merkez, taşraya daha çok kulak vermelidir.

Bütçe ve planlama bakımından Cumhuriyet Dönemi içinde MEB, en çok imkâna sahip olduğu şanslı bir zamanda. Bu imkânları iyi değerlendirmek lazım. Eğitimdeki değişimin önünde “eğitimciler” vardır. Kimse alışageldiği düzenden vazgeçmek istemiyor. Herkes bir düzen tutturmuş. Bu ise boş, kontrolsüz alanlar ortaya çıkarmış durumda. Sancı olacak ama doğum da kaçınılmazdır. Yenilik ve değişim yeni neslin ilacıdır.