Eğitim’de 28 Şubat’a Yer YOK!
Menfur 28 Şubat Darbesi’nin üzerinden 22 yıl geçmiş …
Bendeniz, o günleri hiç bilmeyen gençlerle sohbetlerinde bir şeyler anlatmaya çalışır halde…
Yakın geçmişimizle aramıza adeta yüzyıllar girmiş, gençlerimizin çok uzağına düşmüş 22 yıl evvelimiz!..
Ne yaparsın ki, “Milli” Eğitim bu işlere ilgi duymuyor, gençlerimize 28 Şubat gerçeklerini “nedense” pek anlatmıyor…
28 Şubat bahsi, “Şuppiluliuma” bahsinin yarısı kadar yer bulmuyor, nedense!..
Sadece bugünün meselesi de değil, 16 senedir böyle, nedense!..
“Canım, gençlere 28 Şubat’ı anlatacaksın da ne olacak, geçti gitti!” diyen varsa…
Ne kolay olurdu Eğitim’i yönetmek, ah şu okullar olmasa!..
Memleketimiz üzerine oynanan kirli oyunlara çarpıcı misal olarak 28 Şubat Darbesi’nin ayrıntılarına girmek, anlatmak, öğretmek niçin tercih edilmiyor?..
Unutuluyor mu yoksa, gözden mi kaçıyor, bugün bile acısını çektiğimiz, milletçe bedelini ödemeye devam ettiğimiz 28 Şubat darbesi ihmale mi geliyor?..
“Şer Odakları” söyleminin altını dolduracak ne görüntüler var oysa, 28 Şubat sürecinde…
Bunları niçin gençlerimize anlatmıyorsunuz!
Niçin?..
BUNLARI NİÇİN ANLATMAZSINIZ GENÇLERİMİZE!
Anlatsanız ya, 28 Şubat sürecinde yaşananları…
Bu memleketin “Savunma Sanayii”, hangi zihniyet tarafından, niçin “İsrail”e bağlanmak istendi?..
Demode tankların “tamir” işinin bile İsrail’e verildiği gerçeğini, “Tamir ettirmeseydik de yenilerini alsaydık kat be kat ucuza gelirdi!” vurgusuyla anlatmak fena mı olurdu?..
“Beşli Çete”den ne haber, 28 Şubat sürecinin terör estiren “medya” yapılanmalarından ne haber?..
Esas duruşta “Brifing Almayı” sindirebilen zamanın yargı mensuplarından, gazetecilerinden ne haber?
“Reform’u, Rönesans’ı, sözde devrimleri” dibine kadar anlattırıyorsunuz da bunları niçin anlattırmıyorsunuz, efendim!..
Gençlerimize neyi anlattınız ki, neyi bekleyeceksiniz?
Bundan 20 yıl kadar önce, bu memleketin çocuklarına “Kur’an Kursu” yasağı getirildiğini bilen gençlerimizin oranı nedir ve eğitim hakkı talep eden evlatlarımızın, anne, babalarıyla birlikte nasıl “kelepçelendiklerini”…
Milyonlarca hayatın nasıl karartıldığını, darbe medyasının “Namazlı Çocuk” avına çıktığını, memleketin sokaklarında “sürek avı” yürütüldüğünü, kılık kıyafetleri “devrim zihniyetine” uygun olmayanların çarşıdan pazardan toplanarak “merkeze” götürüldüğünü…
Darbecilerin, kamuya açık etkinliklerde, milletin inancına alenen küfürler ettiklerini…
Merhum Başbakan Erbakan’ın riyasetindeki resmi toplantılarda, “Buraya rakı gelecek rakı!” diye bağırıp çağırdıklarını...
Darbe medyası önde gelenlerinin ara dönem koalisyonlarının devlet bakanlarına, –af edersiniz- ana avrat küfrettiklerini…
Bu pislikler ortaya döküldükten sonra da, “Mesele benim bakanın anasına avradına küfretmem değil, anasına avradına küfrettiğimin basın etiğine aykırı olarak yazılmasıdır!” diyebilecek kadar pervasızlaştıklarını…
Dönemin kimi “Üst Düzey” yargı mensuplarının, laikliği koruma adına “hukuku hiçe saydıklarını” alenen söylemekten çekinmediklerini…
Dönemin rektörlerinin, “Türbana geçit vereceğime eğitime son veririm!” diye haykırdıklarını…
Üniversitelerde “İşkence Odaları”nın kurulduğunu, gençlerimize “Nazi Yöntemleri”nin uygulandığını…
Cezaevlerindeki “çete reisleri”ne “28 Şubat karşıtı gazetecilere iftira atmaları” karşılığında vaatlerde bulunulduğunu…
PKK’nın o süreçte “İkinci Tehlike”liğe terfi ettirildiğini…
28 Şubat Darbesi’nin “PKK tarafından” kayıtsız şartsız desteklendiğini…
Örgüt önde gelenlerinin “İrticayla mücadeleye tam destek verdikleri” yönündeki değerlendirmeleriyle dikkat çektiklerini…
O süreçte, “Çoğu Milli Görüşçü” vatan evlâdının “Yargısız İnfaz” yoluyla ihraç edildiğini…
Lâkin, FETÖcülerin ihraç edilmediğini…
Bu ihraç edilmeyenlerin, yıllar sonra “15 Temmuz Darbe” girişiminin başını çektiklerini…
Vesaire, vesaire…
GENÇLERİMİZE 28 ŞUBAT’I ANLATIN!..
Ne kadar çok mesele var anlatılacak değil mi, anlatılması gereken…
“Sosyal Bilimler Lisesi”nde okuyan gençlerimize bile anlatılmıyor bunlar, İmam Hatiplerde okuyan gençlerimizin çoğu bile bilmiyor bunları…
Üniversite okuyanlar bile ve hatta yüksek lisans yapanlar bile, hatta doktora yapanlar bile!..
İstisnalar müstesna, 28 Şubat’tan habersiz!..
Son vakitlerde vaktimin büyük bir bölümünü üniversiteli gençlerle geçiriyorum…
Bu ülkenin başından bir “28 Şubat Faciası”nın geçtiğini bilenlerin oranı, en fazla yüzde 10.
Yüzde 95 bambaşka havalarda, bunların büyük bir bölümü de, sosyal medyada yazılıp çizilenlerin etkisiyle, her bir olumsuzluktan Sayın Erdoğan’ı sorumlu tutar hallerde.
Sayın Erdoğan’ın “Milli Eğitim Onaylı Şiiri Okuduğu için” hapse atılmış bir Başkan olduğundan bile habersiz nice üniversiteli gördüm, ne vaziyet!..
Bu durum böyle devam ederse ne olur?..
“Mevcut iktidar devam ettiği müddetçe faydalanabildiğimiz kadar faydalanır, iktidar değiştiğinde yeni sahiplerimizin yanında saf tutarız!” diyen yalaka, goygoycu, omurgasız, “gelene ağam, gidene paşam” takımı için hava hoş
Onlar, icabında işgal kuvvetlerine “ram” olmaktan çekinmeyecek denli ruhsuz tiplerdir.
Bir dönem esas duruşta brifing alırlar, bir başka dönem “Yerli ve de Milli” olurlar, bir başka dönem, yine brifing!..
O ruhsuz tipler, her dönemin fırıldaklarıdır!..
Onlara bir şey olmaz;
Olan memleketime ve memleketimin 28 Şubat zihniyetine sözde değil, özde karşı olan evlâtlarına olur!..
Tarih tekerrürden ibaret, bu her vakit böyle olmuştur!..
“Ders” almak mı?..
Baksanıza, şu “Ders”liklere, 28 Şubat’tan bahis yok bile!..
