Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Temmuz 2020

Eğitim birleştirici güç olmalı

Millî Eğitim, Dış Politika ve Ekonomi alanlarının siyaset üstü yönetilmesi gerektiğini dile getiren birçok siyasetçi mevcut.

Tartışmaya açık olan bu konuda Millî Eğitim başlığı ayrıca düşünülmeli…

Bir ülkenin geleceği gerçekten de o ülkedeki eğitime çok bağlı.

Ama her hükûmet hatta hükûmet içindeki farklı yönetimler, eğitimde istikrarı sağlayamayabiliyor.

İktidar değişiklikleri devletin eğitim politikalarına da yansıyor.

Bazen olumlu bir dönüşüme neden olan bu durum bazen de sistemin tamamen dağılmasına ön ayak oluyor.

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile beraber bakan seçimlerinde siyasi dengelerin son bulması ile bu birçok sorunun aşılması için büyük bir fırsatlar yakalandı.

Yeni fırsat alanı elde eden alanların biri de Eğitim

Millî Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturan Ziya Selçuk da her siyasi görüşün üzerinde uzlaştığı ender insanlardan birisi.

Eğitim camiasında iyi tanınıyor.

Memleketin eğitim derdini “modern araçları” da kullanarak çözüme kavuşturmak için çok çabalıyor.

Şimdilik ekonomi ve dış politika da olmasa bile en azından eğitim konusunda “ortak bir akıl” geliştirmeye çalışmak oldukça mühim bir konu bence…

Ziya Öğretmen bu uzlaşı için iyi bir isim.

Tüm cenahların temsil edildiği bir “Danışma Kurulu” oluşturarak her kesimin sesinin duyurulmasının eğitimdeki istikrarı daha da artıracağını düşünüyorum.

Rövanşist dönüşümlerin önü kapatılmalı artık.

Bence bir düşünülmeli…

***

İstanbul Sözleşmesi bitti

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan AK Parti’nin MYK’sından İstanbul Sözleşmesinden imzanın çekilmesi kararı çıktı.

Ekim ayı itibarıyla sürecin işlemesi bekleniyor.

İstanbul Sözleşmesi, oluşturduğu “flu” alanlar nedeniyle birçok “marjinal” grubun kendisine alan açmasına fırsat tanımış ve bu yönüyle aile kurumuna büyük zarar verdiği toplumun büyük kesimi tarafından dile getirilmişti.

Oyuna bak oyuna!

İstanbul Sözleşmesinden çıkılması bazı flu alanların yok olmasını sağlayacak.

Ama 6284 sayılı kanunda bazı durumlarda kadının beyanının esas alınması ile ilgili yasal düzenlemeye hayat vermesi nedeniyle İstanbul Sözleşmesinin bir kısım olumsuzlukları Medeni Kanunumuzda varlık göstermeye devam edecek.

Bazı kadınların 6284 sayılı kanunda tanımlanan hakkını etik olmayan bir biçimde kullanarak menfaat elde etmesi konusu daha sık kulaklarıma çalınır oldu.

Üstelik bazı avukatların ve bürokratların konuya dâhil olması işin iyice zıvanadan çıkarttı.

Boşanma, tazminat ve nafaka süreçlerinde “sıkça” başvurulun yasanın, bazı kadınların “tek taş” isteğini karşılamayan kocalarının sözde “şiddet” uygulandığı iddiası ile sokağa atılmasına kadar varmış durumda.

Bazı sağlıkçılar, asker, polis ve öğretmenlerin atandıkları yerlerde evlendikten sonra zorunlu görev sürelerini beklemeden yerlerini değiştirmek için 6284 sayılı yasanın kadına verdiği hakkı kullandığını duydum.

Ahlâksızlığın resmen dibidir bu.

Utanın!

Utanın!

Utanın!

***

Meclis’in çalışması uzatılmalı

TBMM İçtüzüğüne göre Türkiye Büyük Millet Meclisi bir yılda en fazla 90 gün tatil yapabilir. Hiçbir karar alınmazsa 1 Temmuz günü Meclis otomatik olarak tatile çıkar. Yine hiçbir talimat olmadan 1 Ekim itibarıyla başlayan yeni yasama yılında toplanarak çalışmalara başlar. 1 Temmuz’da Danışma Kurulu’nun teklifi ile Genel Kurul’da alınan karar doğrultusunda yasama gündemi yoğunluğu gerekçe gösterilerek Meclis’in tatile girmesi ertelendi.

Acil yasal düzenleme gereken alanlar göz önünde bulundurulunca bu kararın oldukça yerinde olduğu da aşikâr…

24 Temmuz itibarıyla milletvekilleri Meclis’in tatile girmesini bekliyor.

Ama “meslek odaları” konusundaki düzenlemelerden “sosyal medyaya” ve tarımda “acil” yasalaşması gereken konulara kadar acil yasal düzenleme beklenen birçok alan var. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı sonrasında koronavirüs pandemisi nedeniyle Meclis’in tedbir amaçlı bir ay süre ile ara vermesi göz önünde bulundurulunca Meclis çalışmalarının Ağustos’un ortalarına kadar devam etmesi yerinde olur. Her ne kadar ara vermeler tatilin içinde sayılmasa da nitekim vatandaş hizmet bekliyor.