Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.73
Gram Altın
2965.99
BIST 100
9726.91
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Temmuz 2021

Egemenlik Hakkı

BM, Güvenlik Konseyi’nden Türkiye’ye bir kınama mesajı yayınlandı. Üstüne UNESCO’ya bağlı Dünya Mirası Komitesi, Ayasofya ve Kariye Camilerinde yapılan değişikliklerden rahatsızlığını ima ederek Türkiye’den bir rapor istedi.

Görünüşe bakılırsa Rum lobisi çalışmalarını hızlandırdı. Uluslararası emperyal aygıtlardan fonlanan sözde bağımsız, tarafsız ve özgür medyamızın önüne atılan bu pası iç kamuoyunda Erdoğan karşıtı kampanyaya dönüştürememesinin sebebi ise yemlenenlerin deşifre olma korkusu.

Kıbrıs’ta neler olmuştu, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenlerine katılmak için Kıbrıs’a gitmiş, ziyaretinden önce de büyük bir müjde vereceğini duyurmuştu. Sizce bu müjde sadece Cumhurbaşkanlığı külliyesi veya Maraş’ın topraklarının yüzde 3,5’luk kısmını askeri alan olmaktan çıkartarak sivil yerleşime açılması mıydı? Asıl müjdenin günün sonunda geleceğini hesap edenler palas pandıras BM Güvenlik Konseyi’ni toplayarak Türkiye’yi kınadılar. Kınama yayınlayan ülkeler 5 daimi (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa) 10 geçici (Estonya, Hindistan, İrlanda, Kenya, Meksika, Nijer, Norveç, Saint Vincent ve Grenadinler, Tunus, Vietnam) üyeden oluşuyor. Azerbaycan, Pakistan, Libya, Bengladeş ve Gambia’nın ise kısa sürede Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyacağı kulislerde konuşuluyor. Günün sonunda ise dünyanın beşten büyük olup olmadığını test edeceğiz.

Bilmeyenler için tekrar edelim, Maraş’ın tamamı Türk-İslam Vakıflarının tapulu arazidir. Rumlar güneyde Maraş’ı ve Kuzey’de Güzelyurt’u bugüne kadar Türkleri azınlık olarak tanıma karşılığında, Mehmetçiğin kanıyla aldığı bu toprakların kendilerine verilmesini istiyorlar. Yıllardır, Türklere insanlık dışı ambargo uygulayan BM ve AB de sözde çözüm mihferinin arkasında Rumların bağnazlıklarına çanak tutuyorlar.

Bölgede Türkiye ile bire bir bilek güreşine girmek istemeyen ABD, Kıbrıs konusunda inisiyatifi İngiltere’ye bırakmış durumda. İngilizler şimdiden liderlere mektup diplomasisini öneriyor. ABD ise Dedeağaç başta olmak üzere Yunanistan’ın verdiği 6 üssden Türkiye’ye namlu göstermeyi ihmal etmiyor.

Kıbrıs’ta nüfus hareketlerine bakarsak, İngilizler’in adanın fiilen sahibi olduğu günden beri Müslüman va Türk soykırımı yapıldığını görürsünüz. Acaba BM ve insan hakları savunucuları niçin EOKA’nın eylemleri sonucunda katlelen veya topraklarını terketmek zorunda kalan Türklerin hukuku olduğunu hatırlamazlar. 1974 Barış harekatına gelene kadar Adada katledilen veya göçmen durumuna getirilen Türkler adaya dönerse, nüfus olarak hangi taraf daha çok olur. Bunu iyi bilen Rumlar, özellikle Rusları hiçbir kural tanımadan gayri ahlaki olarak vatandaş yapıyor.

Bugüne kadar Kıbrıs Müzakerelerinin ana ekseni tanınma karşılığında toprak verme üzerine kurulu idi. Bundan sonra Rumların böyle bir şımarık taleplerinin önü tıkanmış oluyor. 300 yıllık Vakıf toprağını Rum toprağı olarak lanse edenlere, Maraş’ın ara bölgede olmadığını Türk bölgesinde kaldığını KKTC’nin ulusal egemenlik hakkı olduğunu hatırlatmak gerekiyor.

Maraş’ın açılmasıyla küplere binen Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, başta KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar olmak üzere Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımayanların ve ayrı devlet olduklarını savunanların pasaportlarını geri alacakları tehdidinde bulundu. Yani AB ve Uluslararası güçlerin ambargolarının arkasına sığınıyor. Nikocuğum Kıbrıs yakında birçok ülke tarafından tanınacak, üç beş kuruş karşılığında sattığın vatandaşlığın senin olsun.

Rumlar, 1978 Anglo Amerikan planını reddederek, Annan planına hayır diyerek, Crans Montana masasını devirerek ne kadar güvenilir olduklarını gösterdiler. Bundan sonrası Türkiye’nin işi kuklalarla değil kuklacıları alt etmek olacaktır. O yüzden BM Kıbrısla ilgili aldığı kararın hemen arkasında Ayasofya ve Kariye camilerini gündeme taşıdı. Onlar ne kadar oyun yaparlarsa yapsınlar, Ayasofya’da olduğu gibi Maraş’ta Bilal Ağa Camii’nde ezanlar yükselmeye başladı. Türk’ün hakka yürüyüşünün önünde değil kokuşmuş ABD rejimi hepsi bir araya gelse duramazlar. ABD, Afganistan’dan sonra Irak ve Suriye’den de pılısını pırtısını toplayıp defolup gidecektir. Yeter ki fitneye oyuna gelmeyelim, İslam kardeşliğimiz baki kalsın… vesselam.