Egemenlik Hakkı
BM, Güvenlik Konseyi’nden Türkiye’ye bir kınama mesajı
yayınlandı. Üstüne UNESCO’ya bağlı Dünya Mirası Komitesi, Ayasofya ve Kariye
Camilerinde yapılan değişikliklerden rahatsızlığını ima ederek Türkiye’den bir
rapor istedi.
Görünüşe bakılırsa Rum lobisi çalışmalarını hızlandırdı. Uluslararası
emperyal aygıtlardan fonlanan sözde bağımsız, tarafsız ve özgür medyamızın
önüne atılan bu pası iç kamuoyunda Erdoğan karşıtı kampanyaya
dönüştürememesinin sebebi ise yemlenenlerin deşifre olma korkusu.
Kıbrıs’ta neler olmuştu, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Temmuz
Barış ve Özgürlük Bayramı törenlerine katılmak için Kıbrıs’a gitmiş,
ziyaretinden önce de büyük bir müjde vereceğini duyurmuştu. Sizce bu müjde
sadece Cumhurbaşkanlığı külliyesi veya Maraş’ın topraklarının yüzde 3,5’luk
kısmını askeri alan olmaktan çıkartarak sivil yerleşime açılması mıydı? Asıl
müjdenin günün sonunda geleceğini hesap edenler palas pandıras BM Güvenlik
Konseyi’ni toplayarak Türkiye’yi kınadılar. Kınama yayınlayan ülkeler 5 daimi
(ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa) 10 geçici (Estonya, Hindistan, İrlanda, Kenya,
Meksika, Nijer, Norveç, Saint Vincent ve Grenadinler, Tunus, Vietnam) üyeden oluşuyor. Azerbaycan,
Pakistan, Libya, Bengladeş ve Gambia’nın
ise kısa sürede Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyacağı kulislerde konuşuluyor.
Günün sonunda ise dünyanın beşten büyük olup olmadığını test edeceğiz.
Bilmeyenler için tekrar edelim, Maraş’ın tamamı Türk-İslam
Vakıflarının tapulu arazidir. Rumlar güneyde Maraş’ı ve Kuzey’de Güzelyurt’u
bugüne kadar Türkleri azınlık olarak tanıma karşılığında, Mehmetçiğin kanıyla
aldığı bu toprakların kendilerine verilmesini istiyorlar. Yıllardır, Türklere
insanlık dışı ambargo uygulayan BM ve AB de sözde çözüm mihferinin arkasında
Rumların bağnazlıklarına çanak tutuyorlar.
Bölgede Türkiye ile bire bir bilek güreşine girmek istemeyen
ABD, Kıbrıs konusunda inisiyatifi İngiltere’ye bırakmış durumda. İngilizler
şimdiden liderlere mektup diplomasisini öneriyor. ABD ise Dedeağaç başta olmak
üzere Yunanistan’ın verdiği 6 üssden Türkiye’ye namlu göstermeyi ihmal etmiyor.
Kıbrıs’ta nüfus hareketlerine bakarsak, İngilizler’in adanın
fiilen sahibi olduğu günden beri Müslüman va Türk soykırımı yapıldığını
görürsünüz. Acaba BM ve insan hakları savunucuları niçin EOKA’nın eylemleri
sonucunda katlelen veya topraklarını terketmek zorunda kalan Türklerin hukuku
olduğunu hatırlamazlar. 1974 Barış harekatına gelene kadar Adada katledilen
veya göçmen durumuna getirilen Türkler adaya dönerse, nüfus olarak hangi taraf
daha çok olur. Bunu iyi bilen Rumlar, özellikle Rusları hiçbir kural tanımadan
gayri ahlaki olarak vatandaş yapıyor.
Bugüne kadar Kıbrıs Müzakerelerinin ana ekseni tanınma
karşılığında toprak verme üzerine kurulu idi. Bundan sonra Rumların böyle bir
şımarık taleplerinin önü tıkanmış oluyor. 300 yıllık Vakıf toprağını Rum
toprağı olarak lanse edenlere, Maraş’ın ara bölgede olmadığını Türk bölgesinde
kaldığını KKTC’nin ulusal egemenlik hakkı olduğunu hatırlatmak gerekiyor.
Maraş’ın açılmasıyla küplere binen Rum Yönetimi Başkanı
Nikos Anastasiadis, başta KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar olmak üzere Kıbrıs
Cumhuriyeti'ni tanımayanların ve ayrı devlet olduklarını savunanların
pasaportlarını geri alacakları tehdidinde bulundu. Yani AB ve Uluslararası güçlerin
ambargolarının arkasına sığınıyor. Nikocuğum Kıbrıs yakında birçok ülke
tarafından tanınacak, üç beş kuruş karşılığında sattığın vatandaşlığın senin
olsun.
Rumlar, 1978 Anglo Amerikan planını reddederek, Annan
planına hayır diyerek, Crans Montana masasını devirerek ne kadar güvenilir
olduklarını gösterdiler. Bundan sonrası Türkiye’nin işi kuklalarla değil
kuklacıları alt etmek olacaktır. O yüzden BM Kıbrısla ilgili aldığı kararın
hemen arkasında Ayasofya ve Kariye camilerini gündeme taşıdı. Onlar ne kadar
oyun yaparlarsa yapsınlar, Ayasofya’da olduğu gibi Maraş’ta Bilal Ağa Camii’nde
ezanlar yükselmeye başladı. Türk’ün hakka yürüyüşünün önünde değil kokuşmuş ABD
rejimi hepsi bir araya gelse duramazlar. ABD, Afganistan’dan sonra Irak ve
Suriye’den de pılısını pırtısını toplayıp defolup gidecektir. Yeter ki fitneye
oyuna gelmeyelim, İslam kardeşliğimiz baki kalsın… vesselam.