Ege Kaosunun Çözümü
Doğu Akdeniz ‘de verdiğimiz hak mücadelesinde karşımızda olan emperyal güçler oyunlarına devam ediyor. Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının başına leş kargaları gibi üşüşen batı bölgedeki en zayıf ve yönetebilecekleri devletçiklerle iş tutma yolunu seçerken 2003 yılında AB üyesi yapılan Kıbrıs Rum kesimi üzerinden oyunu yönetmeye çabalıyorlar.
Şu an Doğu Akdeniz enerji kaynaklarından paylarını alabilmek
için Rum kesiminde kaç ülkenin konuşlandığının sayısı bile belli değil.
İngiltere zaten adanın sahibi gibi davranıyor yıllardır. Sessiz sedasız
Akdeniz’deki en büyük üssü Kıbrıs’ta tutuyor. Uzun yıllar Akdeniz hâkimiyeti
için bu adayı mekân bellemiş durumda.
Ada konusunda üçlü anlaşma nedeniyle Yunanistan ve Türkiye
İngiltere ile birlikte garantör devlet statüsünde.
Doğu Akdeniz enerji yatakları konusunda mücadele kızışınca
Kıbrıs Rum kesimi ile üyelik dolayısıyla AB ülkeleri bölgeyi kendi ekonomik
münhasır alanlarıymış gibi davranmaya başladığını görüyoruz. Bugün için
Kıbrıs’ta Fransa, Rusya, İngiltere, İtalya, Almanya başta olmak üzere ya
ekonomik yada askeri faaliyetlerini sürdürmektedir. Bölge ülkeleri Suriye’nin
ve Lübnan’ın durumu ortada. Bu konuda en fazla aktif hale gelen ve rahat
tavırları ile İsrail’in daha farklı strateji izlediğini görüyoruz.
İsrail’in başarabilirse Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de ki
hayali Enerji kaynaklarının vanalarını ele geçirmek. Bugünlerde Suudi Arabistan,
BAE ile çok yakın ilişkilerinin yoğunlaşması bu nedenle. Suudi Arabistan ile
aralarında uzun yıllara dayanan işlemese de döşenmiş durumda petrol boru
hatları mevcut. İsrail’in en önemli hedeflerinden biride öncelikli Musul
Kerkük, uzun vadede Asya enerji kaynaklarının vanalarını da kontrol altında
tutmak. Hayfa Limanındaki uzun süreli hazırlıklar bunun için.
İsrail bölgedeki terör unsurları PYD-PKK’ya boşuna ekmek
yedirmiyor. Bunun açık örneğini Zeytin Dalı Harekâtı sırasında Afrin’de gördük.
Ekmek sıkıntısı çıktığında İsrail menşeli özel paketlenmiş ekmeklerin bir
gecede oraya nasıl ulaştığını kimse bilmiyor.
Doğu Akdeniz’de son hamle bir süredir bölgede pek adı
duyulmayan ABD’den geldi. ABD 33 yıldır Rum kesimine uyguladığı silah
ambargosunu sonlandırdı. Türkiye’ye ambargo uygulayan ABD’nin Kıbrıs’a
ambargoyu kaldırması bölgede yeni gelişmelere işaret ettiği unutulmamalıdır.
Libya’da ise Rusya, BAE, Suudi Arabistan, Mısır görünümlü
İtalya, Fransa ABD güdümlü farklı oyunlar sergileniyor.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken Türkiye’nin peş peşe gelen
hamleleri Doğu Akdeniz’de dengeleri sarsmaktadır.
İşte bu noktada Türkiye önüne sürülen Yunanistan kartını bir
şekilde- nasıl yaptığı önemli olmadan -devre dışı bırakması gerekecektir.
Yunanistan adalar devleti olarak kurulmamıştır. Kara devletidir. Ege açık
denizdir.
Bugün Yunanistan ile yaşadığımız gerginliğin kaynağını ve bu
çerçevede çözümünü sağlam zemine oturtmak zorundayız. Devletimizin elindeki
bilgiler ve belgeler neyi gösterir bilmem. Ama Yunanistan’ın Ege’de bir adalar
devleti gibi davranmasının önüne geçilmesi kaçınılmazdır. Ege uluslar arası bir
açık deniz statüsünde olduğu ortadadır. En az Akdeniz kadar açık bir denizdir.
Bugün Türkiye’nin iç denizi Marmara Denizi ve bunlara bağlı
Boğazlar üzerindeki haklarının ötesinde Yunanistan Ege’de hak iddia edemez. Şu
an Yunanistan adalar üzerinde anakara statüsü ile hareket etmektedir. Ana kara
sahil boyu ortadadır.
Yunanistan önce şu kararı verecektir; hukuken kara devleti
misiniz, yoksa adalar devleti misiniz? Kara devletiyseniz Ege denizinin statüsü
ortadadır. Her adayı ana kara parçası
gibi göremezsiniz.
Yunanistan’ın Ege adalarını ana kara parçası statüsü ile
hükümranlık ortaya koyması imkânsızdır. 12 mil konusu açıkça savaş sebebi olacağı
ortadadır.
Türkiye Yunanistan’ın daha ileri gitmesi halinde hem Lozan
hem de Montrö anlaşmalarında ki Türkiye’yi kısıtlayıcı hükümleri yok saymaya
hakkı doğacaktır. Marmara Denizi ile boğazlarda tam hâkimiyetini ilan etme
hakkı doğmaktadır. Ayrıca Ege’de de 12 adalar başta olmak üzere Midilli ve Meis
gibi Türkiye’ye çok yakın adalara ayrı statü kazandırmak zorundadır.
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun