Edirne üzerine notlar
Marmara Gazeteciler Federasyonu yönetim kurulu olarak Edirne Buluşmalarında bir araya geldik. Bu nedenle bizimde yolumuz Edirne’ye düştü. Marmara Bölgesi’nden Çanakkale, Yalova, Bursa, Bilecik, Sakarya, Kocaeli, Kırklareli, Tekirdağ gazeteciler cemiyet başkanları bir aradaydık. Edirne’ye uzun zamandır gelmemiştim. Biraz özlemişiz.
Toplantı dolayısıyla heyet halinde Belediye Başkanı Recep Gürkan, Vali Ekrem Canalp’i ziyarette bulunduk. Belediye Başkanı Gürkan’dan öğreniyoruz ki, Osmanlı’da ilk Belediye Beyoğlu’nda 6. Şube diye Fransa modeli olarak uygulanıyor. Uygulama olumlu yürüyünce ilk belediyelerden Edirne kuruluyor. Belediye binası da vatandaş desteği ile yapılıyor. Halen kesintisiz 118 yıldır aynı binada hizmet verdiği yerde.
Diğer taraftan Vali Ekrem Canalp’i ziyaret ederken klasik kamu hizmetinin dışında caba harcayan bürokrat örneklerini görmek bizi memnun ediyor. Hizmet veren ve hizmet alan açısından önemli olan karşılıklı iletişimdir. İletişimin tek düzel olması sadece kanunun gereklerini yerine getirmekle sınırlı kalır. Oluşan problemlerin çözümü değil sadece şeklin yerine getirilmesi.
Çok az sayıda bürokrat çözüm odaklı, farklı hizmet uygulamalarına yönelir. Gördüğüm kadarı ile Vali bey en azından topluma daha iyi hizmet vermenin yollarını arayan bir portre çizmeye çalışıyor anladığım kadarı ile. Vali bey heyetin ziyareti sırasında uygulamaya koyduğu bir çalışmadan bahsetti. Dikkatimi çekti bahsettiği uygulama. Vali bey bütün Edirne geneli okulların müdürlerini toplayıp sonrasında bir karar alınmış. Bundan böyle okul müdürleri her sabah öğrencileri girişte karşılanması uygulaması başlatılmış. Böylelikle müdürler sorumlu olduğu öğrencileri yakından görme, ruh hallerini takip etme, dertleri ve sevinçlerini gözlemleme ve en güzeli de öğrencilere dokunma... Uygulamanın müdürler tarafından içselleştirilmesi sağlanabilirse geleceğimiz olan evlatlarımızın yetişmelerine daha büyük katkı sağlamış olunacaktır. Öğrenciler her sabah şefkatle kendisini karşılayan müdürü görmelerinin vereceği hazzı ve eminliği hissedecekler.
Öyle okullar var ki öğrencilerin karşılarında müdürü bırakın görmeyi 3-4 yıl boyunca yüzünü görmeleri imkânsız. Şimdi bizim heyete sohbet arasında okullarda başlayan bu uygulamanın yakın zamanda Türkiye genelinde devreye konuşması genel olarak farklı bir etki oluşturacağı muhakkak.
Elinizdeki bu yazıyı toplantılar sırasında gazeteciliğin sorunları yerel medyanın geleceği konularının ele alındığı ortamda kaleme almaya çalışıyoruz. O toplantıda tamamlayamayınca son noktayı Ciğerci Bahri’de koyuyoruz.
Edirne yüz yılı geçen bir süre Osmanlı’ya Bursa’dan sonra Başkentlik etmiş. Balkanların fethinden İstanbul’un fethine giden yolun geçtiği yerdir.
O nedenle Edirne’de mesela Osmanlı’nın İmparatorluğa giden yoldaki mekânlarının ayağa kaldırılması kaçınılmaz. Öncelikle Osmanlının idare ettiği sarayların tekrar imar edilmesi büyük önem arz ediyor. Edirne’de Selimiye Camii Başkent İstanbul’a taşındıktan sonra yapılmıştır. Osmanlı Başkenti durumundaki eserler Üç Şerefeli ve Eski Cami yadigâr. Ama Sarayiçi dediğimiz mevkide aslına uygun Osmanlı Sarayı tekrardan ihya edilerek ayağa kaldırılmalıdır.
“Tavası var, ciğeri var/Yanında da biberi var/ A be güzel Edirne’m/ Sende daha neleri var”
Kalın sağlıcakla...