Edebu00ee Mahfiller
Edebu00ee mahfiller, edebiyata ilgi duyan, şiirler yazan, nesirler kaleme alan, romana, tarihe, biyografiye dair eserler telif eden ediplerin, şairlerin, müelliflerin buluştuğu ortak mekanlardır. Bu mekanlar, bir çayhane, pastahane, sahhaf veya kitapçı dükkanı olabilmektedir. Bazı edebu00ee mahfillerin otel ve evlerde mevcut olduğunu, uzun yıllar devam ettiğini biliyoruz.
Edebu00ee mahfiller zaman içerisinde değişmiş, çeşitli şekiller almıştır. Osmanlı'da, Tanzimat ve sonrasında, Servet-i Fünu00fbn ve Cumhuriyet dönemlerinde edebiyatçıların bir araya geldiği mekanlar olagelmiştir. İsmail Hami Danişmend'in, İbnülemin Mahmud Kemal İnal'in, İhsan Raif Hanım'ın konakları ile Abdülhak Hamid'in Maçka Palas'taki yeri ediplerin buluşmaları için birebirdi. Yakın tarihimizde bu gelenek "Küllük" ile başladı, "Acem'in Kahvesi" ile sürdü, hemen ardından "Marmara Kıraathanesi" ile devam etti.
Benim ilk devam ettiğim mahfil, Edebiyat Fakültesi'nde okuduğum yıllarda binamızın karşısında bulunan Koska Kahvesi'ydi. Daha ziyade fakültedeki sınıf arkadaşlarımın buluştuğu mütevazı bir yerdi. Laleli'deki bu yer sonra yıkıldı. O zaman oraya 'takılan' arkadaşlar arasında Yekta Saraç, Fatih Andı, Mustafa Armağan, Erol Ülgen, Rahim Tarım da vardı. Az ileride, Beyazıt'a doğru, tam da Süpürgeciler Hanı'nın yukarısındaki set üstünde, üstad Sezai Karakoç gelip otururdu. Elbette yakın dostları da onu yalnız bırakmazdı.
"Marmaratörler"in devam ettiği Beyazıt'taki meşhur Marmara Kıraathanesi'ne gitmeye başladığımda artık mekan eski canlılığını kaybetmeye başlamıştı. 1980'li yılların başlarıydı. Ama aynı zamanda Beyaz Saray Çarşısı'nın hemen girişindeki Enderun Kitabevi'nde İsmail Bey'in küçük dükkanı dolup taşardı. Sadece edebiyat değil, tarih, felsefe, tasavvuf ve sosyolojiye dair önemli konuşmalar, tartışmalar yapılırdı. Hayat, boşluk kabul etmez. "Marmara" tarihu00ee misyonunu tamamlarken "Erenler" olarak anılan Çorlulu Ali Paşa Medresesi'nde edebiyatçılar, entelektüeller, üniversite hocaları ve talebeler burayı kendilerine mesken edindiler, seyrek de olsa oraya uğrardım.
Sonraları Çorlulu 'mahfil'i emekli olurken, o zaman İLESAM'ın da hizmet verdiği az ilerideki Sinan Paşa Medresesi mekan olur. Marmaratörler, genç edebiyatçılar ve sanat erbabı, burayı sık sık ziyaret eder, Mehmed Niyazi ağabeyi dinlemeye başlarlar. Vakit gelir, topluluk burada vazifesini ifa ve ikmal eder. Sonra Türkocağı ve Kızlarağası Medresesi. Mehmed Niyazi Bey'in, Mustafa Kutlu'nun, Yusuf Özarslan'ın ayrı ayrı halkaları vardı. Bazen halkalar birleşir ve geniş bir havuza dönüşür, dostlar salonda içtima ederdi. Kızlarağası Medresesi'ndeki sohbet halkaları dağılırken Fatih'te "Ozanlar Kahvesi", bir kısım eski Marmaratör'ü bir araya getirir, ancak Marmara Kıraathanesi'nin konuşmacıları değil, dinleyicileri bu bahçeli yere gelip gitmeye başlar.
Ve günümüzde Timaş Kitapkahve'de Perşembe akşamları üç yıldan beri yaz kış devam eden "Babıali Sohbetleri". Bu programların diğer vakıf ve derneklerde yapılanlardan farkı, konuşmaların sohbet havası içinde geçmesi, dinleyicilerin de sık sık hatibe ve konuşmacılara soru sorması, katkı sağlaması ve tenkitte bulunabilmesidir. Babıali'nin eski havasını arayanlar bu mekana devam etmeye başladı. Zaten Babıali Sohbetleri, Marmara Kıraathanesi'ni model olarak seçmiştir. Elbette bu arada Abdullah Işıklar ağabeyimiz gibi öncüleri de unutmamak gerek. O da Çatalçeşme Sokağı'ndaki Işıklar Kitabevi'ni bir edebu00ee mahfile çevirmişti. Ne yazık ki dükkanı kapattı ve başkasına devretti.
Üsküdar'daki bazı kahvelerin mahfile dönüştüğünü, Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii'nin hemen altındaki küçük kahvenin de edip ve şairlerin uğrak yeri olduğunu biliyoruz. Mesela İhsan Deniz Bursa'dan İstanbul'a geldiğinde dostlarıyla burada buluşur. Fatih'te gençlerin takıldığı At Pazarı da ayrı bir dünyau2026 Her ne kadar bazı genç edebiyatçılar buradaki kahvelere takılsa da henüz o olgunluğa ulaşmadı. Mahfilden ziyade muhit. İleride inşallah iyi olur.
Şimdi yeni bir mekan açıldı edebiyatsever ve sanatseverler için. Cumartesi günleri saat 16.00'da meraklılar, artık Fatih Postahanesi'nin hemen bitişiğindeki Ağaç Kültür Merkezi'ne uğruyor. Sanatçı kahvelerini ve edebu00ee mahfilleri merak edenlerin, okuması gereken başlıca eserler şunlardır: Kahveler Kitabı (Salah Birsel),Deliler ve Dahiler (Mehmed Niyazi), Marmara Kitabeleri (Ahmet Güner Elgin), Eski İstanbul Kahvehaneleri(Cem Sökmen), Mekandan Taşan Edebiyat (Turgay Anar).
Edebu00ee mahfiller üniversitelerin çoğalmasıyla Anadolu'da yaygınlaşıyor. Bu mekanlar, fikir hayatımızın canlı ve dinamik ocaklarıdır. Artması hayırlı ve sevindiricidir. Yoksa oturduğunuz semtte hala bir edebu00ee mahfiliniz yok mu, öyleyse ne duruyorsunuz? Bence hemen bulun birkaç kafadengi arkadaş ve açın bir mahfilu2026 İnanıyorum ki, o mekanı ve müdavimi olan dostları çok seveceksiniz, belki de evden sonra ikinci adresiniz burası olacak, kimbilir?