Dolar (USD)
35.33
Euro (EUR)
36.75
Gram Altın
3004.99
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Ocak 2025

​Edebiyatımızın Unutulmayan Güçlü Kalemleri

Edebiyatımızın önemli simalarından Abbas Sayar hakkında Ramis Karabulut’un yazdığı eser, Yılkı Atı yazarını yeniden gündeme taşıdı.

1-ismail-habib_65010a42bb5c53237ccec391802a1cf8.jpg2-sermet-muhtar-alus_648713429f7f01394971d65233cd36d9.jpg3-abbas-sayar_2e99dd076d2885f77856fbb361702d68.jpg4-ahmet-hikmet-muftuoglu_23600d35633491a431e3f17e895cdc0a.jpg5-nazim-payam_1c9d82734b1cccc176beabe7bfae05e6.jpg

Türk edebiyatı eskimeyen değerleri ve yeni yetenekleriyle gücünü ve zenginliğini her zaman gösteriyor. Ötüken Neşriyat tarafından meraklı okuyuculara kazandırılan Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Sermet Muhtar Alus ve İsmail Habib Sevük kitapları ile Abbas Sayar’a dair Hamis Karabulut’un kaleme aldığı Bozkırın Güçlü Kalemi Abbas Sayarisimli eser, dikkatleri yeniden hiç eskimeyen ölümsüz yazarlarımıza ve seçkin edebî ürünlerine çekti.

BOZKIRIN GÜÇLÜ KALEMİ

abbas-sayar_34859910bc0ace9e0535205cae9af3ef.jpg

Yılkı Atı romanı ve diğer eserleriyle çok sevdiğim iyi edebiyatçı Abbas Sayar hakkında daha önce çok yazı yazdım, toplantılar düzenledim. Kıymetli oğlu Ahmed Güner Sayar ile babası hakkında uzun bir mülakat yaptım.Geçmişte ilgilendiğim yazarlar hakkında yeni neşriyatı görünce hâliyle seviniyor, hatta heyecanlanıyorum. Hele hazırlanan bu kitapların dipnotlarında insan ismini görünce daha bir mutlu oluyor. Demek ki boşa emek verilmemiş. Vefalı dost Doç. Dr. Hamis Karabulut, bu değerli edibimiz hakkında esaslı bir eser ortaya koydu. Sayar’ın hayatını, aile çevresini, eğitim dönemini, mizacını, askerlik yıllarını, iş hayatını geniş bir bakış açısıyla ele aldı. Sadece maddi ve fizik portresini değil iç dünyasını ve dünya görüşünü de tetkik eden yazar, bize dört başı mamur bir Abbas Sayar Portresi sergiliyor. İkinci Bölümde ise Abbas Sayar’ın az bilinen, dolayısıyla üzerine fazla durulmayan ‘şair kimliği’ni gösteriyor. Şiir kitaplarını incelerken eserlerine girmemiş şiirlerinden de bizi haberdar ediyor. Şiirlerindeki teknik yapıyı, muhtevayı, dil ve üslup zenginliğini bütün enginliğiyle aktarıyor. Karabulut, üçüncü kısımda Abbas Sayar’ın ‘romancı ve hikâyeci’ yönüne eğiliyor. Tabii başta yazarımızın en çok sevilen eseri Yılkı Atıincelemesi vardır. Son bölümde, edebiyatçımızın maişetini sağlamak için uğraştığı gazeteciliğe temas ediliyor. Çıkardığı Bozlak ve Bozok gazeteleri ile bu yayınlardaki makaleleri, hatıraları, mektupları, fıkraları ve denemeleri üzerinde duruluyor. Kitabın sonunda adı geçen gazetelerden aktarılan kupürler, önemli belgeler olarak dikkat çekiyor. 76 yıllık bir ömür sürdü Abbas Sayar. Renkli, hareketli, bazen çelişkili… Zaman zaman acılarla dolu ve hüzünlü fakat bunlarla birlikte anlamlı bir hayatı tamamladı. Bu kitap merak duygunuzu uyandıracak, sizi yazarın külliyatına yöneltecektir.

TAKSİM’DEN GALATASARAY’A

taksimden-galatasaraya_13711848982b6f0c4379bfeeab954d05.jpg

Üslup sahibi olan edebiyatçıların eski gazete ve dergilerde kalmış yazılarının toplanıp kitaplaştırılması kanaatimce en büyük hizmetler arasında sayılmalıdır. Zira merhum yazarın belki önemsemediği, belki de kitap hâline getirmeye zaman bulamadığı bu yazılar o kadar değer taşıyor ki… Mesela İstanbul yazarlarından Sermet Muhtar Alus’unTaksim’den Galatasaray’a adıyla toplanan, geçmişte Amcabey ile Aydabir’de yayımlanmış yazılarını bir solukta okuyoruz. Yakup Öztürk’ün yayına hazırladığı bu eserde, eski İstanbul’dan ölümsüz tipleri, meçhul mekânları ve yaşanmış muhtelif hayatları görüyoruz. Eski evleri, şöhretli dükkânları, çarşıları, köprüleri, vapurları, mektepleri, kahveleri, lokantaları, bayramları… Yazar o nefis güzel üslubuyla, yakından tanıdığı edipleri, tiyatro aktörlerini, gazetecileri, arzuhâlcileri, muallimleri, kitapçıları, bekçileri, hokkabazları anlatıyor. Sadece insanlara değil sokak köpeklerine de sayfalarını ayırıyor. Kitabın ikinci kısmında “Müstakil Yazılar” var. Eski İstanbul’daki yaşayışları ve bu tarihî şehrimizde ömür sürmüş insanlarımızın hususiyetlerini merak edenlerin okuması gereken iyi bir eser.

TÜRK GÜREŞİ

turk-guresi_bf4e19a7b7ca42d4ac762b24b11c7bce.jpg

İsmail Habib Sevük’ün Türk Güreşi Garp Âlemindeki Kasırga eseri de çok önemli bir boşluğu doldurmuştur. Oğuzhan Murat Öztürk’ün yayına hazırladığı eserde, bilinmeyen hakikatlerin titiz bir çalışmayla ortaya konulduğunu görüyoruz. Merhum gazeteci ve spor yazarı Ali Gümüş’ün İsmail Habib Sevük için “Türk güreşini hurafelerden temizleyen adam” dediğini, hazırlayanın notundan öğreniyoruz. “Olimpiyat Şampiyonluğumuz”, “Türkiye’deki Güreşler”, “Avrupa’da ve Amerika’daki Cihan Güreşleri”, “Kendi Ağzından Kurtdereli” bölümleri zevkle okunuyor. Tabii adlarını geçmişte gazete tefrikalarından bildiğimiz Hergeleci, Adalı, Kara Ahmet, Koca Yusuf, Kurtdereli gibi isimlerin efsaneleşen hayatlarını okumak bizi heyecanlandırıyor. Keşke güreş müsabakalarında bu eser bütün güreş meraklılarına dağıtılsa. Vatandaşlarımız, çok daha şuurlu ve bilgili bir şekilde bu ata sporumuzun yarışlarınıve mücadelelerini takip etseler… Eser bir bakıma güreşimizin mazisini kapsayan bir spor tarihidir. Üstelik İsmail Habib Sevük’ün o nefis üslubu da cabası.

MÜFTÜOĞLU’NUN ESERLERİ

4-ahmet-hikmet-muftuoglu_80cb6e77012999c41cab1d19ced5126c.jpg

Bîgâne Durmayın Âşinânıza, Müftüoğlu Ahmed Hikmet Bey’in Şiir, Mektup ve Günlükleri’nden meydana geliyor. YazarımızınÇağlayanlar ve Gönül Hanımeserlerini yıllar önce bir solukta okumuştum. M. Kayahan Özgül’ün ustalıkla ve titizlikle hazırladığı eserde, Müftüoğlu’nun şiir, mektup ve günlüklerini bir arada görmek büyük bir kazanç. Esasen Tanzimat, Servet-i Fünun, Millî Cereyan ve sonrasında,edebiyat vadisinde kalem oynatan bütün edip ve şairlerimizin mümtaz bir mevkide olduklarını söylemek gerekiyor. Müftüoğlu da o nesil ediplerinden birisi olarak günümüzde de hevesle okunabilecek metinler bırakmıştır. Önce şiirlerini merak ettim. Elbette günümüz okuyucularının anlamakta zorluk çekeceği bir değişiklik var. Ama bazı mısraları bugünkü insanlarımız bile rahatlıkla kavrayabilir. İşte bir “kıt’a”sı: “Kalb-i hassas deyince Allah/Mâsivallahıferâmûş eyler/Âşinâyıhükm oldukça kişi/Hayreti kendini hâmûş eyler”. Belki kelimelerin tamamını bilmesek bile manasını az çok tahmin edebiliyoruz şiirin. Bir örneği de “Beyit”inden verelim: “Her zerre-i mahlûku eder nurun izhâr/Her yerde bana zâhir olur hazret-i Allah”. Bu tür eserleri okumak insana çifte kazanç sağlıyor. Hem edebî bir tat alıyorsunuz. Hem de bilmediğiniz kelime ve terkipleri merak edip arıyor, buluyor, Türkçe dağarcığınızı bir hayli zenginleştiriyorsunuz.

KADIN ROMANCILARIMIZ

kadin-romancilarimizla-mulakatlar_bd843b81ed2312962719adaf48a6d86d.jpg

Geçmişte şair ve yazarlarımızla yapılmış röportajları önemserim. Zira edebiyatçılar o mülakat esnasında bilmediğimiz hususiyetlerinden, itiyatlarından, çevrelerinden, hatta zaaflarından bile bahsederler. Duyulmamış hatıralarını paylaşırlar. İyi bir konuşma, bir bakıma sözkonusu edibin iç dünyasını ortaya çıkarır. İbrahim Hoyi’nin geçmişte Kadın Romancılarımızla Mülakatlar adıyla yaptığı seri konuşmalar çok değerlidir. Bu seriyi kitap olarak Önder Kaya hazırladı. Peki kendileriyle görüşülen hanım romancılarımız kimlerdir? En azından isimlerini söyleyeyim: Güzide Sabri Duran, Kerime Nadir Azrak, Leman Ahıskal, Mebrure Sami Koray, Muazzez Tahsin Berkand, Mükerrem Kâmil Su, Nezihe Muhiddin, Cahid Uçuk ve Peride Celal. Yaşadıkları dönemde en çok okunan romancılar arasında bulunan bu hanım romancılara yöneltilen soruları görecek ve cevapları mutlaka merak edeceksiniz.

ROMAN DERSLERİ

roman-dersleri_79b96a37938d28fbdbfc53a7bf3af54a.jpg

Alper Çeker’in Roman Dersleri kitabı, şöyle tanıtılıyor: “Roman Dersleri, iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde Cumhuriyet dönemi muhalif Türk romanının; Türkiye’de kamu kurumlarının yönetimini elinde tutan zümrenin uygulamalına getirdiği eleştiriyi, romancının bu zümre ile bir tür hesaplaşmasını konu ediyor. İkinci bölümde ise yazar tasavvufi romanları değerlendiriyor. Alper Çeker bu romanları yorumlarken okurları tasavvuf konulu alt metinler arasında keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Roman Dersleri yazmak değil okumak üzerine bir kitap.”

ÖLÜ KIRLANGIÇLAR

lu-kirlangiclar_009424e937bba30d4146509742e07731.jpg

Roman türüne fazla dalıp da aman şiir sultanı ihmal etmeyelim. Çok güzel şiir kitapları da çıkıyor günümüzde. İşte Nazım Payam’ın Ölü Kırlangıçlar kitabı onlardan biri. Ben Nazım Beyin nazmını da, nesrini de çok severim. Daha önce o nefis denemelerinden söz etmiştim. Şimdi de Ölü Kırlangıçlar ile okuyucunun önüne çıktı Payam. Madem eserdeki şiirler üzerinde uzun uzadıya duramayacağız bari “Yapayalnız”ı okuyalım da aziz şairimizi bu hikmetli şiiriyle selamlayalım: “Küçülttün ya dünyayı/Doldu büyüyen deniz/Buydu, şuydu, oydu, kıyıda/Kesilmiş odun gibi kaldı/ama/Dinmedi uğultu, düzelmedi çarşı/Koptu hiç kopmaz dediğin halat/Git git kimsesiz”

KALEMİN AYNASI

kalemin-aynasi_e4c21ef795c03cfd76269a2e6cff5367.jpg

Ersin Bayram’ın Kalemin Aynası kitabının sayfalarını çevirmeye başladım. Vefalı yazarların eserleri, her hâlükârda okunur. Bayram’ın ithafı muazzam: “Sırtımı güvenle yasladığım yüce dağlarım annem ve babam için…”Düşünmeyi, okumayı, yazmayı sevenlerin huzurla okuyabileceği bir kitap Kalemin Aynası. Eserdeki her bölüm için belki bizler de bir şeyler yazmayı tasarlamışız. Ama Ersin Bayram, bu hayali hakikate dönüştürüyor: Yazıların başlıkları bile, bize muhakkak sağlam bir fikir verecektir: “Dilimin Kudreti Kelimeler I, II, III”, “Dil ve Edebiyat Dili”, Tercüme Eserin Dili Üzerine”, “Okuma Alışkanlığı Kazandırmaya Dair”, “Okumak Üzerine”, “Yazma’ya Dair”, “Yazar ve Yazma Şekli”, “Kitap’a Dair”, “Sözlük”, “Dergiden Okura Okurdan Dergiye”, “Kitaplar ve Ödün Kitap Meselesi”.

ÖNEMLİ BİR ALMANAK

nodul_eb18284b2f33bb59bc232b649206d0a4.jpg

Geçmişte yıllıklar vardı. Edebiyat sanat ağırlıklıydı bunlar. Bir bakıma geçmişin, yaşanmış bir yılın edebî ve sanat bakımından muhasebesiydi. Neler oldu, neler yazıldı, neler yapıldı o sene? Bir yönüyle hafıza tazelemedir bu eserler. Almanak diyenler de var. Çok eskiler salname demiş. Ne fark eder ki? Salname, yıllık veya almanak, aynı anlamı taşımıyor mu?Ötüken’inNODUL 2023 Kültür, Sanat Edebiyat Almanağı çok isabetli bir düşüncenin ürünü olarak günışığına çıktı. Almanağın yönetmeniŞaban Özdemir, editörü ise Abdullah Ezik. Tabii bir de yayın ve danışma kurullarında seçkin imzalar var. Yılın şiiri, sanat kitapları, sinema filmleri, tiyatro eserleri, çizgi filmleri, dizileri, resim sergileri, geleneksel sanatları ve diğer konular…Her bölümü, o alanın uzmanı biri yazmış. Resimler, afişler, fotoğraflar ve çizimlerle bezenen büyük boy 454 sayfalık kalıcı esere her zaman müracaat etme ihtiyacı doğabilir. 2023 yayımlandığına göre, şimdi de geçen yılın yani 2024 yılının almanağını bekliyoruz.

ÖtükenNeşriyat’tan çıkan diğer kitapların isimleri ve yazarları ise şöyle: Nizamülmülk’ün Öldürülüşü (Ahmet Yıldız), Filozof ve Yayıncısı (AlfredEstermann Türkçesi: Murat Kaymaz), Asya’nın Üç Gücü (Figen Aydın), Uzun Günden Geceye (EugeneO’nıell, Türkçesi: Tamer Gülbek), Müntehir (Adnan İslamoğulları), Türk-İslami Gelenekte Şamanlık (Fuzuli Bayat), Avrupa Hikâyeleri (Emrah Ece), Her Zaman Gece Kuşları Olacağız-Alt Kültürler ve Müzik (Taner Ay), RudolfOtto’da Dinî Tecrübe ve Mistisizm (Mehmet Fatih Kalın), Elektra’ya Matem Yakışır (EugeneO’neıll), Körebe (Metin Özdemir), Ağır İmtihan (Nilüfer Ateş), Sürek Avı (Mehmet Akif Duman); Oğuz Amca Diye Biri (M. Hayati Özkaya), Ejderhanın Öldüğü Yerde (Emirhan Eder), Küçük Bir İhtimal (Hüseyin Kılıç).İyi okumalar…