Ecevit, Baykal, Erdoğan… Ve Proje!
Zamanın Başbakan’ı Bülent Ecevit, İsrail’i “soykırımcılıkla” suçlayınca, özellikle Amerika’daki Siyonist Lobi ayağa kalkmış…
“Bunun bedelini
ödeyeceksin” tehditleri üst üste gelmişti.
Siyonist Lobi’nin içerideki uzantıları da, bu tehditlerin
taşıyıcılığını yapmıştı.
O süreci çok yakından izlemiştik.
“Sona Doğru” adlı
kitabımız o sürecin ayrıntılarını anlatır.
*
Bülent Ecevit’in hedefe yerleştirilmesinin esas sebebi
ağzından bir lâf kaçması değildi elbet.
Bir “Proje” yürütülüyordu…
Bugünlerde, “Yeni CHP
ve HDP üzerinden” ete kemiğe bürünmüş haliyle karşımızda duran “Proje.”
Hatırlarsınız, bugünlerde
oy hızla oy kaybetmekten dolayı hayli garip tepkiler veren bir “Genel Başkan” “Cumhur
İttifakı etle tırnak, mezara kadar kader birliği… Bizimki öyle değil, bizimki
bir PROJE ittifakı” demişti.
Proje!
Evet!..
Çok doğru,
Proje!
*
Biz yine dönelim, uzun yıllar öncesine…
Bülent Ecevit,
başörtülü Başörtülü Milletvekili Merve Kavakçı’nın görev yapmasını engellemek
için nasıl da hırçınlaşmıştı, malum.
Daha sonra bazıları, kendisini deviren tezgâhta yer alacak olan
adamlarına “Burası devlete meydan okunacak
yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz!” cümlesiyle “saldırı” emri verirken, ben Meclis
Basın Kulisi’ndeydim.
O vakitler, şimdiki “goygoycu” tiplerinin çoğu oralarda yoktu.
Mücadelede yoktu.
Bir kısmı da “Bu
hanıma haddini bildiriniz!” cenahındaydı, sonradan (ve tabii malûm sebeplerden dolayı) döndü!..
Evet, ben oradaydım ve Bülent Ecevit’e çok içerlemiştim.
Lâkin bu mesele farklıydı.
Hedefe yerleştirilen Bülent Ecevit değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı’ydı!..
O günlerde, “ulusalcı
kanadı” çökertmeyi hedefleyen bir “proje”nin
yyürütüldüğünü gördük ve yazdık, anlattık.
Ve öyle yaptık diye, “bizden
bildiğimiz” birilerinin tepkilerine hedef olduk.
Neymiş, Ecevit gibi
birini savunuyormuşum!
Hayır, efendim.
Anlamıyorsunuz!..
Küçük politik hesaplarda boğulmuşsunuz.
Ecevit’e tepki gösterilmesi gereken zamanlarda en net
tepkiler bizden geldi ama, bu başka mesele!..
Onun şahsında “ulusal sol” yok edilmek, Anadolu’nun ürettiği
reflekslerden biri ortadan kaldırılmak isteniyordu.
Bunun da devamı gelecekti.
Yeni CHP gelecekti.
Bambaşka şeyler gelecekti.
Ve geldi!
Hatırlayın, Kemal Kılıçdaroğlu
“Melih Gökçek’le kapışma” havasıyla yükseltildi de yükseltildi.
“Gandi Kemal”
oldu, “Dandy Kemal” oldu, “Thoreau Kemal” oldu.
“Sivil itaatsizliğin”
sözde simgesi oldu.
Ve bir süre sonra da “kaset”
sürüldü piyasaya.
Yeni CHP’nin yolları iyice açıldı!..
Ecevit, Baykal…
Kurdunuz mu bağlantıyı?
*
Deniz Baykal’ın da pekçok halini beğenmezdik.
Tepki gösterirdik ama bu “kaset” olayını resmin içinde
kaybolmadan değerlendirdik.
“Burada başka bir şey
yapılmak isteniyor! Belki de, Baykal’a 1 Mart Tezkeresi’ni engellemesinin
bedeli ödetiliyor!” dedik.
Haydaaa…
Bazı “dost
bildiklerimizden” yine tepki!
*
Neyse..
İşte…
Resmin içinde kaybolmamak…
Bugünlerde olan biteni görüyorsunuz.
Ben, bugünkü iktidarı da aile-eğitim-kültür politikalarından
dolayı eleştiriyor, tepki gösteriyor ve böyle yaptığım için de belli “grupların” ön kesme operasyonlarına
muhatap oluyorum.
Amma velâkin mesele benim neler yaşadığım meselesi değil.
Mesele, “Memleket
Meselesi.”
Sayın Erdoğan, “Türkiye
Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı.”
Ben, “Yeniden Refah
Partisi bütün itirazlarına, eleştirilerine rağmen Cumhur İttifakı’nda yer alsa
iyi olur” dedim ya, bunlardan dolayı dedim.
Önümüzdeki süreçte, Allah
ömür verirse hep birlikte görürüz, politikada “tabii” tasfiye süreci yaşanacak.
Ve 2028’e çok başka bir “Liderler
Tablosu” ile girilecek.
Masadakilerin çoğu, büyük
ihtimalle orada olmayacak!
Bugün bir “kavşak”tayız.
Ve bir “Proje”
işliyor…
Bunca vakittir yazıyor, çiziyor, anlatıyoruz…
Kandil, HDP, Arz-ı
Mev’ud, Güneydoğu, Kıbrıs…
“Anadolu Ailesi” üzerine oynanan oyunlar ve Sayın Erdoğan’ı
da yönlendirme çabaları!
*
Bu konularda epeyce dert anlattık.
Yazının gerisini siz tamamlarsınız.
Tamamlarsınız değil mi?
Görüyorsunuz olan biteni, görüyorsunuz “proje”yi…
Görüyorsunuz değil mi?
EyvaAllah!