Ebu Leheb'in oğulları gibi
İnançtan kaynaklı düşmanlıkların, inanç kavgalarının, inanca dayalı savaşların Âdem’in(as) iki oğlu ile başladığı meşhur bilgidir. O gün bugündür iman-küfür arasında dinmeyen ve asla dinmeyecek bir kavganın tam ortasındayız.
Babanın evladını, evladın babasını terk ettiği inançtan
kaynaklanan düşmanlıklar eşleri de birbirinden ayırmıştır. Bunun en açık
örneğini kendi tarihimizde okuyabiliyoruz. En müşahhas örnek Fahr-i Âlem
Muhammed Mustafa’nın (sav) kızlarının başına gelenlerdir.
Risaletten önce Ebu Leheb’in oğlu Utbe ile Peygamberimiz’in kızı
Ümmü Gülsüm evlenmişlerdi. Peygamber’in diğer kızı Rukiyye de Ebu Leheb’in diğer
oğlu Uteybe ile nişanlı olup henüz evlenmemişlerdi. Muhammed Mustafa as “Allah’tan başka ilah yoktur” şiarıyla
Mekke halkını uyarınca en yakınlarından olmadık itirazlar, hakaretler ve
düşmanlıklar gördü. Öyle ki öz Amcası olan Ebu Leheb düşmanlığı korkunç bir çirkefliğe
vardırmıştı.
Ebu Süfyan’ın kardeşi olan eşi Ümmü Cemil de kocası Ebu Leheb gibi
çirkefliklerini her gün arttırıyor, Resulullah’ın rahat etmemesi için her
çirkinliğe başvuruyordu. Bu azılı iki İslam düşmanı karı-koca, Peygamber
Efendimizin yoluna çukurlar kazıyor, çukurun içine hayvan pisliği ve ölü
hayvanların iç organlarını atıyorlardı ki gece o yoldan evine dönen Resul-i
Ekrem o pislik dolu çukura düşsün.
Ebu Leheb ve karısı onları Allah’ın gazabına yaklaştıran bu
muradlarına eriyorlardı. Çünkü Hz. Peygamber as o çukurlara zaman zaman
düşüyordu. Gizlenen Ebu Leheb ve karısı bunu görünce kahkahalarla gülüyorlardı.
Sabah olunca da Mekke eşrafına bu iğrençliklerini anlatıp beraberce
eğleniyorlardı.
Amca olup bu kadar iğrençleşen başka kimse var mı bilmiyorum lakin
söz konusu karı-koca dünya durdukça bu iğrençlikle anılıp lanetleneceklerdir. Çünkü
onları, “tarihin en iğrenç ikilisi”
olarak kayıtlara geçiren Allah Teâla’nın Muhammed Mustafa’ya gönderdiği ve
dünya durdukça korunmuş olan Kur’an-ı Mubin’dir:
Tebbet yeda
Ebi Leheb…
Tebbet Suresi nazil olunca Ebu Leheb ve karısı Ümmü Cemil, adeta
kudurmuşlardı. Öfkeleri dinmiyor, Muhammed’e nasıl daha büyük acı
yaşatabileceklerinin derdine düşmüşlerdi.
Nihayet şeytanla ortaklaşan bu ikili, Muhammed’in (as) kızları ile
evli ve nişanlı olan oğulları Utbe ve Uteybe’yi karşılarına alıp konuştular:
Muhammed’in
kızlarını boşayın!
Çünkü;
Muhammed gibi
kızları da inancımızı terk edip dinden çıkmışlar. Eğer onları boşamazsanız
aranızda kalmak bize haram olsun, dediler.
Biz burada sadece Ebu Leheb-Ümmü Cemil’in Utbe adlı oğlundan
bahsedeceğiz.
Babasının dininden olan Utbe iyice dolduruşa gelmiş ve
sabırsızlıkla Muhammed’i bulayım da ona bu acı haberi vereyim, diye yanıp
tutuşuyordu.
Çok geçmeden Uteybe, kayınbabası ve amcası oğlu olan Resulullah’ınyanına
gelerek, “Ben dinini kabul etmiyorum.
Kızını da istemiyorum, boşadım. Artık ne sen beni sev, ne de ben seni seveyim.
Ne sen bana gel, ne de ben sana geleyim.” dedikten sonra Peygambere
saldırıp üzerindeki giysisini yırttı.
Utbe, yaptığı bu aşağılıktan dolayı neler yaşadı kısmını
geçiyorum. Ama tarihte şirkte bocalayanların eş ve çocuklarına nasıl
kıydıklarını tarih kaydediyor.
Bugün benzer olaylar yaşanmıyor mu?
Yaşanıyor hem de onlarca.
Kimi FETÖ’cünün,Abilerinin Ebu Lehebvari emirlerine uyup FETÖ’cü
olmayı kabul etmeyen eşlerini sokağa attığına, küçücük çocuklarının geleceğini
hiçe sayacak kadar insanlıktan fırladıklarına tanık olmuşuz.
Elbette bunların babaları Ebu Leheb gibi değildir, burada
mevzubahis olan temiz, dindar ve gariban babalar değil hatta konumuz ailesine
sahip çıkan FETÖ’cüler de değil. Biz burada,Ebu Leheb rolünde olan FETÖ’cü
Abilerinin talimatlarına uyarak tıpkı Ebu Leheb’in (lanetullahialeyh) oğulları
gibi FETÖ’cü olmayan eşlerine, “Madem benim
inancımı taşımıyorsun, o zaman baba evine” diyen FETÖ’cü hainleri kastediyoruz.
Onlara tek bir şey söylüyoruz:
Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed (sav) Ebu Leheb’in oğlu için ne
dilemişse biz de sizin için onu diliyoruz; ne bir gram fazla ne bir gram eksik…