Ebu Leheb kıtalar dolaşıyor
Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Gezi ve 17-25 Aralık darbe girişimleriyle indiremeyenler, Latin Amerika ülkelerindeki "yerli", "milli" ve "solcu" liderleri indirip ülkeleri tarumar ediyor. Küresel sistem, bu 'Turuncu devrimlerine' kıtalar dolaştırırken bizde solcu geçinenler susuyor. Sadece muhafazakar medya karşı çıkıyor.
Mesela aylardır, Brezilya'da "Küresel Paralel tezgah" yürürlükte.
Türkiye'de Gezi kalkışması ve arkasından gelen 17-25 Aralık darbe girişiminde ne yaşandıysa Brezilya'da aynısı yaşanıyor.
Bizdeki Gezi Vandallarına benzer çeteler orada sokakları yakarken, bizdeki Paralel savcıların muadilleri de yargı darbesiyle Dilma Rousseff'i baştan indirdi.
Aynen bizdeki gibi "yolsuzluk" kılıfına sokulmuş bir hukuk darbesiyle "milli, "yerli" ve "solcu" Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff'i ve eski Başkan Lula da Silva'yı harcama operasyonu başladı.
Merak edenler daha ayrıntılı bilgiyi, Latin Amerika'yı yakından tanıyan ve bölge ile ilgili gerçekçi analizlere imza atan yazarımız Hüsamettin Aslan'ın özellikle "Aslında Brezilya'da n'oluyor?" ve "Brezilya'nın Paralel devleti; Evanjelikler ve masonlar" başlıklı yazılarına başvurabilir.
***
Dünyanın en büyük petrol üreticilerinden Venezuella'da da halk kilometrelerce benzin kuyruklarında bekliyor. İsyan sokaklara taşındı. Orada da küresel sisteme karşı çıkan yerli ve solcu yönetime karşı bir darbe süreci yaşanıyor.
Enflasyonun yüzde 500 oranına yaklaştığı ülkede, diş macunu bile bulunamıyor.
Suudi Arabistan'dan gibi petrol devi olan Venezuela siyasi çatışmalar ve enerji kriziyle boğuşuyor. Ülkede hafta sonu tatili 3 güne, bir hamburgerin fiyatı 600 liraya, bir gecelik otel ücreti ise 21 bin dolara çıktı.
IMF Venezuela için gelecek yıl enflasyonun yüzde bin 642 oranında olacağını açıkladı.
Ben meselenin şurasına takıldım: Yıllardır bize "Latin Amerika'da sol rüzgar", "Venezauela'da sosyalist devrim", "Brezilya'da sol devrim" türü güzelleme yazıları yazan bazı Gezici yazarların hepsi sus pus oldu. "Brezilya'da devrim yaptı" dedikleri solcu Lula ve Rousseff'i, muhafazakar yazarlar sahiplenirken onlar ses çıkarmıyor.
***
Merak ettiğim bir diğer meselede haftalardır Fransa ve AB'nin Başkenti olan Belçika'da Sokak olayları sürüyor ve yine bizim Gezici medyadan ve yazarlardan tek ses çıkmıyor.
8 polisin bir gazeteciye saldırdığı Paris'teki görüntü bir Fransız medyasında bir de Türkiye'deki muhalif medyada hiç yer almadı.
Hele Brüksel'deki gösterilerde polisin göstericilere gazla, copla saldırdığı görüntüler var ki, Gezi sürecinde Türkiye'de bu görüntülere yaklaşan bir polis müdahalesi bile yaşanmadı.
Yüzlerce aracı yakıp, mağazaları yağmalayan, belediyenin greyderlerini kaçıran Gezi Vandallarının kepçelerle polis araçlarına saldırdığı görüntüler bile bizdeki bazı medyalarca "demokratik hakmış" gibi lanse edildi.
***
Türkiye'deki Gezi'nin küresel bir tezgah olduğunu söylediğimizde karşı çıkanların, Gezi'yi destekleyen sözde solcuların bugün Latin Amerika'da Gezi benzeri eylemlerle devrilmek istenen liderlere sırtını dönmesi, Paris ve Brüksel'de polisin göstericilere vahşice saldırmasını görmemeleri her şeyi açıklıyor. Çünkü onları devirenle Gezi de Erdoğan'ı devirmek isteyen güç aynıydı. Dolayısıyla sahiplerinin yanında durup "yoldaşlarını" bir çırpıda sattılaru2026
***
Aklıma, Arif Nihat Asya'nın 'Naat' şiirinden bir bölüm geldi:
Yeryüzünde riya, inkar, hıyanet altın devrini yaşıyor...
Diller, sayfalar, satırlar, (Ebu Leheb öldü) diyorlaru2026
Ebu Leheb ölmedi, ya Muhammed; Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!
