Ebediyetin kadın sultanları
Yüce Allah’ın
“Muhakkak biz insanı en güzel şekilde yarattık” ilahi hitabına muhatap olan
ve bu ilahi hitabın hakkını veren; O’nu zatında, rububiyetinde, ulûhiyetinde,
isim, sıfat ve fiillerinde tek kabul eden; göklerdeki ve yerdeki her şeyin
O’nun olduğuna, yarattığı her şeyi güzel yaptığına, insanı yaratmaya da
çamurdan başladığına, zerreden kürreye kadar her şeyin faili ve sahibi olduğuna
inanan en sevgili kuldur insan
İnsanlık
hamuru ellerinde yoğrulan, Kur’an ve hadislerde övgüyle bahsedilen kadınlar,
anneler vardır. İlk insan ve ilk peygamber
Hz. Âdem’in
(a.s) eşi ve gönlünü huzura kavuşturan, beşeriyetin anası ve ilk kadın Hz.
Havva...
İman
ettikten sonra Hz. Yusuf'a olan beşeri aşkını Rabbine yönelten, olgunlaşan
muhteşem bir ruh haline örnek, kemal/ olgunluk derecesine tırmanan ve etkisini
bütün bir ülke üzerinde konuşturan muhterem bir kadın olan Züleyha...
“Ya Rabbi!
Ben gerçekten nefsime zulmettim. Süleyman’la beraber âlemlerin Rabbine teslim
oldum.” (Neml/44) diyerek bütün güç,
kudret ve bugün bile konuşulacak teknolojisiyle Allah'a teslim olan, sadece o
değil, kavmini de imana yönelten, iman eden güçlü ve başı dik, Hz. Süleyman'a
değil, Rabbine teslim olan Belkıs…
Asırlar ve
çağlara hitap eden, ebediyete kadar canlı kalacak, Kur’an’ı Kerimde geçen “Rabbim!
Bana katında, cennette bir ev yap; beni Firavun'dan ve onun (kötü) işinden koru
ve beni zalimler topluluğundan kurtar!” (Tahrim/11) ayetleriyle birlikte
inananlar için ölümsüz bir karakter haline gelmiş, gerek erkek, gerek kadın
iman sahipleri için mükemmel bir örnek, Hz. Peygamber Efendimizin deyimiyle “İlahi
vahye bir an için dahi olsun hiç inanmamışlık yapmayan üç kişiden biri”,
Rabbini iyi tanıyan ve insani değerlerle aşina, muvahhid bir kadın Hz.
Asiye...
Allah
Teala’nın kitabında “Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel
bir şekilde yetiştirdi.” (Âl-i İmran/37) diye buyurduğu, hayatının her
anında, yaptığı her işte Allah'a yönelen, Allah'ın ismini yücelten, Rabbimize
yürekten bağlı, samimi bir mümin, Allah’ın iffetini Müslüman kadınlara örnek
gösterdiği, ulü’l-azm peygamberlerden biri olan Hz. İsa’nın (a.s.) annesi Hz.
Meryem...
Ahlaki
değerleri hayatına adapte etmiş, alnında Nûr-i Muhammedî olan Abdullah’ın
taht-ı nikâhına aldığı, tertemiz bir sulbden, ahlaki meziyetlerle dolu bir
soydan gelen, asalet ve faziletlerle süslü, hayâ ve edep dolu bir hanım olan Hz.
Âmine...
Rasûlullah’a
(sav), peygamberliğinden evvel son derece saygı gösterip onu mutlu ettiği gibi,
peygamberliği döneminde de ona ilk inanan, onunla beraber namaz kılıp ona ilk
cemaat olan kişi vasfını kazanan, daima Hz. Muhammed’e (sav) destek olup ona
moral veren, son derece güzel davranış ve sözleri ile, Allah'ın selâmına ve
Rasûlullah’ın (sav) övgüsüne nail olacak derecede faziletli ve şerefli bir
kadın; Allah'ın rızasını, yuvasının mutluluğunu, dünya ve ahiretin huzur ve
saadetini düşünen bütün anneler için en güzel örnek Hz. Hatice...
Hakkında
ayet nazil olacak kadar fazilet sahibi, müminlerin annesi, Sıddık-ı Ekber’in
ölüm döşeğinde, “… senden daha sevimli servet bırakmıyorum. Seni
kaybetmekten daha büyük bir fakirlik ise bilmiyorum” dediği, “Allah’ın
sevgilisinin sevgilisi, semadan inen ayetle temize çıkan”, Müslüman
hanımlara en büyük örnek, çok kısa süren evlilik hayatına çok büyük kazanımlar
sığdıran mübarek bir insan Hz. Aişe...
Allah Resûlünü
yere yatırıp sırtına tırmanan iki nur çocuğun, Hasan ve Hüseyin’in annesi,
cennet kadınlarının başı, masmavi gök kadar ve en mücerret fikir kadar ince,
Resûl-i Ekrem’in en sevgili çocuğu, sefere çıkarken en sonra öptüğü ve dönüşte
en evvel sarıldığı, “Onu gazaplandıran beni gazaplandırmış, onu üzen beni
üzmüş, onu sevindiren beni sevindirmiş olur” diye buyurduğu, Fatımatü’z-Zehratü’l-Betûl...
Ve
Yaradan’ın rahim sıfatıyla mücehhez ve emriyle münevver tüm anneler…