Duydum ki taşınmışsın
Duydum ki taşınmışsın. Tavanın dökülmüş, kolonların titrekti ve evin öne doğru eğilmişti. Cephen eskimiş ve çatlak çatlaktı... Artan uzaklara bakma arzusuna rağmen pencerelerinde görüş alanı azalmış ve de buğuluydu. Elinde kalan tek sağlam şey ise; hasretindi.
Son gördüğümde: Acaba ev sahibini memnun ettik mi? İnşallah benden razı
kalmış mıdır diye endişen vardı. Şükürler olsun evi düzgün kullanmaya çalıştım,
namazsız koymadım, bu evde oruç tutuldu; şükür unutulmadı, hiç hainlik akla
gelmedi; mazlumlar düşünüldü, İslam kardeşliğine çokça ehemmiyet verildi
demiştin. Biz şahidiz: Kiracı
olduğun evi kullanırken kontrat dışına çıkmadın, kiranı zamanında ödedin, başka
evlere bakıp, oturduğun evi hor görmedin, gürültü yapmadın, asla ev sahibinin
hoşlanmadığı, sevmediği kimseleri evin içine almadın, misafir etmedin.
Zaten gurbetçiyiz, bir gün asıl vatanımıza döneceğiz. İnsanın gideceği yerin güzel olması, gitmeden önce nasıl yaşadığına
bakar diyordun…
Evet, duydum ki taşınmasın; ebedi âleme göçmüşsün. Yaşlı evinden,
kemikleri ağrıyan, dizleri tutmayan, iki büklüm bedeninden taşınmışsın, vefat
etmişsin. Taşındığın yeri şimdilik
bilmiyorum ama çok güzel olduğuna hiç şüphem yoktur. Oturduğun evi güzel
kullandın, emanete ihanet etmedin. Ta ruhlar âleminde yaptığın kontrata sadık
kaldın, hiç ev sahibinin talimatları dışına çıkmadın. Komşularını da rahatsız
etmedin.
Bu dünyadan ahiret âlemlerine
tertemiz taşınanlara rahmet olsun, yeni evleri ebedi cennet olsun.
Yolculuklar içinde ki Miraç
Mümin kayıtsız – şartsız Hz. Peygamberimizin (sav) ruh
ve bedeninin birlikteliği ile gerçekleşmiş Miracına inanır, inanmıştır,
inanacaktır. Miraç’a
inanmayan Akıl yoksunları düşünmezler ki; yıldız tozu milyonlarca sene
uzaklıktan yere inip, insan bedenine girerek zerre olup, insanlaşma miracı
yaşar. Düşünceden dile gelen bir kelime
bir nevi miraç yaşar... Saniyede otuz kilometre hızla giden koca dünyada, ağacın
kökünden dalların ucuna yukarı doğru meyveye giden gıda bir nevi miraç yaşar.
Güneşten dünyaya gelen ısı ve ışık miraç yaşar. Ses ve görüntünün miracı ise; kaynağından çıktıktan sonra, binlerce
kilometre öteye bozulmadan kulaklara ve gözlere ulaşmasıdır…
Bu büyük
âlemde, her an, her şey, büyük bir yolculuk, hedef miracı yaşar. Bütün kâinatın var oluş sebebi; âlemlere
rahmet Hz. Muhammed (sav) elbette bütün kâinat namına, en büyük ve esaslı ve de
çok hikmetler barındıran miracı; yıldızları sonsuz kudret eliyle tutan
Allah'ın huzuruna bedenen ve ruhen vurarak yaşayacaktır. Ve o uzun yolun
meyvesi olarak namazı bize hediye edecektir. Miraca inanmayan çürük
beyinlerin kıskançlıklarının bir sebebi de. Diplomalarına ve kıytırık
ilimlerine bakarak; öyle bir şey olsaydı bizde giderdik diye ahmaklık
ediyorlar… Oysa vücudunda ne miraçlar yaşanıyor habersiz… Midenin asit cehenneminden çıkıp, saçın köküne giden zerre, nasıl bir
yolculuk yapmış hiç haberi yok…