Düşman kapıda
Karı Koca arasında veya ortaklar arasında kıyasıya bir kavga yaşanırken, ortaya büyük bir felaket çıktığında, kavga bırakılır, o belâ def edilmeye çalışılır. Yoksa ne kadın kalır, ne koca ne yuva nede ortaklık. Akıllı davranmak; herkese belâ olacak şeyi defetmektir. Milli meselelerde kapris, nefret ve ayrıştıran tavır olamaz. Söz konusu vatan olduğunda tüm ihtiraslar, hesaplar, şahsi çıkarlar, yanar dönerli siyaset bir kenara bırakılır. Ta ki o bela defedilmiş olsun. Yok, eğer bu şekilde davranılmaz ise kötü niyet ve hainlik net bir şekilde ortaya çıkmış olur ki bunun içinde bir şeyler yapmak gerekir!
Gelin en azından şimdilik tüm düşmanlıklar bir kenara konulsun. Asıl düşman dışarıda ve asla hedeflerinden vazgeçmeyecekler… Hedefleri mi? Kafaya koymuşlar; ne olursa olsun Türkiye’yi Siyonizm’e teslim edip, İslâm’ın bu güzide merkezini tarumar etmek.
Şimdi Amerika ve Siyonizm gibi bir düşman varken, yaşadığımız bu topraklara minnet borcu olarak, birlik ve beraberliği tesis etmemizin dışında başka bir çaremiz yoktur.
Düşman kapıya dayanmış, aslında hep buradaydılar darbeci olarak, PKK Olarak, FETÖ olarak... şimdi gerçek kimliği ile düşman ABD tam dibimizde... Bir yerlerinin dibinde, zehirli yılan olan birisinin rahatlığı, önlem almayışı nasıl dangalaklık ise dibimizdeki engerek yılanı Amerika ve Siyonizm’e karşı bir olmamak aynısıdır, üstelik ekstra dangalaklıktır! En azından uyanık ve birlik olmamız, taşımızı sopamızı daima hazır kılar… ABD ve Siyonizm madem düşman olarak kapımızda, kapılarımızı iç düşmanlığa vakit geç olmadan kapatmalıyız! Madem Ak Parti çoğunluğun oylarını alarak, demokrasi neticesi iktidarda. Bütün siyasi partiler, eğer bir yerlere bağları var ise o bağı koparıp, millete ve devletimize bağlanarak, kapıda ki düşmana karşı birlikte mücadele vermesi lazım. Slogan olarak dilden düşmeyen Kuvay-ı Milliye ruhu slogan olmaktan çıkıp, hakikate dönüşmeli ve gereği acilen yapılmalı. Bu hususta ana muhalefet olarak CHP’nin omuzlarında büyük bir sorumluluk vardır. Düşman kapıdayken tüm enerjiyi Erdoğan’ı devirmeye kullanmak, ejderhaya bu vatanı teslim etmektir.
Arap liderlerinin hali ortada, mısır desen çoktan haşlanmış, Filistin ise Ortadoğu'da ki yağlı ve ruhsuz liderler yüzünden açık hava esareti yaşamakta. İslâm’ın merkezi olan bu vatanın mensuplarına, kader büyük bir görev biçmiş, o da topyekûn küffar karşısında mücadele etmek. Eğer bunu becerir isek, zaten iç çekişmelere de ilaç olacaktır. Bizim bizle olan sorunlarımız, dış güçlerin oyunundan başka bir şey değildir. Kapıda ki alçak düşman için birlikte hareket ettiğimizde, bakacağız ki; içerideki bir çok sıkıntı aslında problem değilmiş. Düşman kapıya dayanmadan onlarca yıl önce, kendi gelmeden içeri saldığı ihtilaflar gazı bizi ayrıştırırken onların işinin kolay olmasına sebep oldu. Bölünmek, fikir ayrılıklarını silah olarak kullanmak düşmana gizli bir hayranlık; gel bizi ye demekten başka bir şey değildir.
Amerika okyanus ötesinden kalkarak, buraya gelip, bir oyun sahneye koydu. Bu kirli oyuna uyanık olmayıp, birde gidip figüran olmak, ya gerçekten aptallık yada bu topraklara aidiyetin olmadığını gösterir. Yok, eğer ben bu topraklara aidim diyorsan, o zaman, düşman def edilinceye kadar devletin ve milletin yanında yer almalısın ve emperyalist haçlılara borazanlığı bırakmalısın. Biz bize kaldıktan sonra tekrar içeriye düşmanlık edeceksen et. Yaşanan bu son finansal saldırıya rağmen, hale uyanmıyorsan bizimde acilen bir karar almamız lazım…
Amerika, karanlık batı ve alçak Siyonizm’in başımıza saldığı bunca sıkıntıya içeriden verdiği destekle hainlik peşinde olanları devletin istihbaratı adil bir şekilde tespit etmeli! Bu hainlerin taşınmaz mal varlıklarını devlet değeri ile satın alarak, ceplerine pasaportlarını koyup, sınır dışı etmeli… Madem bu içimizdeki hainlerin düzelecekleri yok ve daima eşinip, sıkıntı çıkarıyorlar ve buda gavurun işine yarıyor, o zaman defolup o çok sevdikleri zındıklarla birlikte yaşasınlar!..