Düş Çınarı
Bazı kutsal kavramları diline dolayıp da sıra o mukaddes mefhumları savunmaya geldiğinde sesini çıkarmayan ve izbe köşelere saklanan yarıaydınları gördükçe samimiyetin değerini daha iyi anladım. Demek ki önemli olan laf üretmek, mikrofonlarda hamaset yapıp nutuk atmak değil. Aslolan, seslendirilen düşüncelerin hakkını verebilmek, o idealleri hakikaten yaşayabilmek, ulvu00ee mefkurelerin peşinden cansiperane gidebilmektir. İşte o vakit münevver olunur.
Düşçınarı, çıkardığı derginin adı. Ama artık adıyla özdeşmiş. Kimden mi bahsediyorum, tahmin etmişsinizdir. Nurettin Durman ağabeyimizden. Şair, yazar, dergici ama hepsinin üstünde bir gönül insanı. Kimi ona "Şiirimizin Beylerbeyi" dedi, kimi de "Şiirimizin Düşçınarı" sıfatını layık buldu. Hepsi de güzel. Bütün bu yakıştırmalar uyuyor Durman'a, isabetli, yerli yerinde. O, Beylerbeyi'nin unutulmayan sakini, ağabeyi, milletin ve ümmetin hasbi sesidir. Bazı okuyucular için kısaca tercüme-i halinden bahsedelim: 1945'te Bingöl'ün Kür (Dikme) Köyü'nde doğdu. Bingöl Sarayiçi İlkokulu'ndan 1957'de mezun oldu. Bingöl ve Elazığ'da sayacılık, tuğlacılık, terzilik, kahvecilik, berberlik yaptı. 1960 Darbesi'nden sonra İstanbul'a yerleşti. 1968 yılından itibaren İstanbul Beylerbeyi'nde ikamet ediyor. İlk şiiri 1964 yılında Sanat Dünyası dergisinde yayımlandı. Şiirleri, yazıları, incelemeleri, eleştirileri bir çok edebiyat dergisinde yayımlandı. Kardelen dergisi kurucuları arasında yer aldı. Lamure dergisinin ilk dört sayısının editörlüğünü yaptı. 1994- 2008 Ocak ayına kadar Akit - Vakit gazetesi kültür sayfasında haftalık yazılar yazdı.
Eserleri şunlardır. Şiir: Şehrin Üzerindeki Bulutlar, Haziran, Savrulan, Uzun Beyaz Bir Çığlık, Hoşça Kal Hüzünbaz Çocuk, Akşam Yedi Suları (seçme şiirler,), Filistin Şiirleri Antolojisi, Red Şiirleri Antolojisi, Güllerin Ardından, Işık Oyunları, Aşk Şiirleri Antolojisi, Salıncakta Sallanan Rüzgar - Çocuk Şiirleri Antolojisi, Kayıp Zaman Atlası, Seni Beklerken Cancağızım Ben Böyle. Deneme: Uzun Günlerin Kısa Tarihi, Basit Bir Şeymiş Gibi Sanki Yaşamak. Hikaye: Mektebin Bacaları. Hatıra: Öksüz Çocuklar Galerisi.
Bir kitap oluşturacak yazı yazılabilir hakkında, hatıralar bir araya getirilebilir. Nitekim arkadaşlar Üsküdar'da böyle bir saygı toplantısı düzenlemişlerdi. Tarih 19 Şubat 2012 Pazar gündüydü. 30 civarında şair ve yazar onu anlatmış, şiirlerini okumuş, hatıralarını dile getirmişti. Altunizade Kültür Merkezi'ne gelenler, Yusuf Kaplan'ın dediği gibi "Bir şairin şiir halini müşahede etmişlerdi." Bütün erdemler, bütün güzellikler buluşmuş bir araya gelmişti. O tevazu abidesi adam, sahnede söylenen her sözden sonra daha da mahcup oluyor, yüzü kızarıyor, gözleri nemleniyordu. Hicabıyla da örnekti.
Biz de Babıali Sohbetleri'nde ağırlamıştık. Sonra Üsküdar'da Balaban Tekkesi'nde bize Cahit Zarifoğlu'nu, Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde ise Üsküdar hatıralarını anlatmıştı. Davet edilmediği yere gitmez, çağrıldığı zaman da dostlarını kırmaz. Tevazu örneği, yüksek karakter sahibidir şairimiz. Samimi, çelebi ve derviş bir kişilikten bahsediyorum. Şiirimizden Portreler kitabımda onunla yaptığım röportaj, iç dünyasının zenginliğini yansıtıyor. Nurettin ağabey hizmetin olduğu yerdedir, parayla pulla işi olmaz. Kalbi gani, gönlü toktur. Beş yıl önceydi. Sanatalemi.net sitesine yazı yazmasını istirham etmiştim. Hemen bir yazı kaleme alıp yollamıştı: "Esselam". 27 Aralık 2012 tarihinde yayımlanmıştı.
Bugünlerde Elif Sönmezışık'ın hazırladığı Yeniden İstiklal kitabı Mihrabad Yayınları'ndan çıktı. Eserde yer alan 41 yazardan biridir Nurettin Durman ve şöyle diyor: "Çok badireler atlatmış bu millet, bu defa olası bir darbeyi büyük kahramanlıklar göstererek darbelemiş oldu." On sayfalık bölümde düşünce ağırlıklı yazısı da var, duygu dolu şiiri de. Bulup okumalı.
Ümraniye Belediyesi, Tatlısu Mahalesi'nde vefalı bir davranış sergileyerek adını bir sokağa verdi: "Nurettin Durman Sokağı". Ne güzel, ne asil bir davranış, yürekten kutluyorum. Yaşayan usta şairlerin, yazarların ve sanatçıların hepsinin adı sokaklara, caddelere, okullara ve kültür merkezlerine verilmeli. Ama sadece milletinin değerleri ve destanlarıyla barışık olan edebiyatçıların isimleri gelecek nesillere armağan bırakılmalı. Bütün iyi şairler gibi Nurettin Beyin mısraları da hep iyilik kokar: "İsterdim bir güzellik dolaşsın da dünyayı, / Hiç kötülük kalmasın yeryüzünde mesela." İnşallah bu temenni, bir dua hükmüne geçer ve yeryüzündeki bütün şerler, ihanetler sona erer.
Edebiyata dair kıymetli eserleri kültür hayatımıza kazandıran Çıra Yayınları, edibimizin denemelerinden oluşan Gül ile Bülbül Meseli adlı kitabını yayımladı geçenlerde. "Yeniden sevmenin yollarını" arayan denemeler biterken, son sayfada şairimizin bir şiiri dikkat çekiyor. Şiirden ziyade bir dua: "Allah'ım, Gözümdeki Perdeyi Kaldır". Bir kaç mısraını okuyalım, zira bugünlerde bu candan temennilere çok ihtiyacımız var: "Yol gösteren sensin Allah'ım, dileğim var. / Ufuk ver bana, doğrult beni. / Bulmalıyım kaybolan kültürümü. / Göster Allah'ım, göster bana / Hangi dili konuşurdum. / Bileyim Allah'ım."
İçiniz daraldığında, başınız ağrıdığında kütüphanenizden herhangi bir kitabını indirin, okuyun. Göreceksiniz ki kalbiniz huzur dolacak, rahatlayacaksınız. Hararetle tavsiye ediyorum bu okumaları. Zira tecrübeyle sabittir. Velhasıl, Nurettin Durman'ın şiiri de nesri de iyi bir müsekkindir.