Dürüstseniz, bildiklerinizi yargıya taşıyın
Hani
bilirsiniz; Batıda bir takım asılsız haberler çıkarılır sonra bu asılsız
haberler mahkemelerde delil unsuru kabul edilir ve partiler kapatılır, iş
yerleri yeşil sermaye adıyla yaftalanır, çocuklarımıza verdiğimiz manevi eğitim
yuvaları bir bir kapatılırdı.
Bir
zamanlar, Ümit Özdağ, SADAT ve kurucusu E. Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi hakkında
asılsız iddialarda bulunmuştu. “SADAT’ın Tokat’ta ve Konya’da silahlı eğitim
kampları olduğunu” söylemişti. Yakın çevresinden kişiler tarafından bu
bilgileri nereden aldığı sorulduğunda, “ABD, bir kişi, kurum veya devletin
aleyhinde kullanacağı bilgileri, önce kendi mahalli basınında yayınlatır. Sonra
da iç basınından alıntı yaparak, uluslararası alanda kullanır. SADAT ile ilgili
bilgileri de ABD ve İsrail’den aldım.” Demişti.
Meral
Akşener de bir zamanlar kankası olan kişiden duyduklarını doğru zannederek,
“SADAT’ın Tokat ve Konya’da silahlı Eğitim Kampları” olduğu iftirasında
bulunmuştu. Bu beyanı suç duyurusu olarak kabul eden Ankara Başsavcılığı, SADAT
Hakkında kovuşturma başlatmış ve Meral Akşener’i ifade vermeye çağırmıştı.
Yapılan uzun sorgulamada, bilgiyi nereden aldınız sorusuna, “Hatırlamıyorum”,
belgeniz var mı sorusuna “yok” cevabı vermiş ve bu sorgulamadan sonra bir daha
SADAT’ın ismini ağzına alamamıştı.
SADAT
A.Ş. hakkında yalan yanlış söylentilere göre hareket etmektense, dürüstseniz
bildiklerinizi yargıya taşıyınız.
İşte buna
benzer şekilde 15 Temmuz öncesi başlatılan bir kara propaganda haberleri ile
Savunma Danışmanlık Şirketi SADAT A.Ş. ve Adaleti Savunanlar Stratejik
Araştırmalar Merkezi Derneği ASSAM hakkında kara propaganda haberler
türetilmeye başlanmıştı.
15 Temmuz
sonrası anlaşıldı ki meğer FETÖ batılı efendilerinin emri gereği darbe sonrası
mütedeyyin insanları tasfiyeyi bu iki kuruluş üzerinden yapmayı planlamıştı.
Hatta 15 Temmuz sonrası yargılanan FETÖ mensupları savunmalarının temelinde
SADAT milisleri diye bir oluşumun bu ölümlerde pay sahibi olduklarını söyleyip
durdular.
Şimdi aynı
senaryoyu bugünlerde görür olduk. Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanan
Sn. Prof. Dr. Melih Bulu üzerinden okula gitmeyen provokatörler öğrencilermiş
gibi yeni bir GEZİ kalkışmasına tevessül etmeye kalktılar. Bu eylemlerle
paralel olarak Cumhuriyet, Oda TV, Diken.com, Işık Kansu ve Fatih Altaylı gibi
inancını yaşama gayreti içinde olan kesim ve kişileri hedef gösterenlerin
duayenleri, ağız birliği etmişçesine SADAT A.Ş. ve ASSAM’ı kalemlerine pelesenk
ettiler.
Güya SADAT
A.Ş.’nin sitesinden aldıkları bir bilgiye dayanarak SADAT’ın suikast timleri
yetiştirdiğini ve ülkede alternatif gayri nizami harp unsuru olarak
kullanılacağını iddia ettiler. Aynı şekilde ASSAM’ın da İslam Devleti kurmak
istediğini ve buna nasıl müsaade edildiğini haykırıp durdular.
Bu insanlar
Türkiye’de yaptıkları haberler ile ve oluşturdukları algı ile muhafazakâr
kesimin üzerine bir balyoz gibi inip durdular. Onlara yaşam hakkı tanımadılar.
Demokrasiden dem vuran Fatih Altaylı SADAT kurucusu ve ASSAM Başkanı E.General
Adnan Tanrıverdi’nin 1992 yılında general olduğuna vurgu yaparak YAŞ kararı ile
atılmamasının hesabını soruyordu, o günkü 28 Şubat zihniyetinden.
Şuna bakın.
Ülkede 28 Şubat’a kalkışanlar yargılanmış, cezalar almış fakat Türk Devletinin
göstermemesi gereken merhametine muhatap olmuş ve bir tek gün dahi hapis
yatmadan cezaları ertelenmişken bunu söyleme cesaretini bulabilmesi hayret
uyandırıcı değil mi?
Çünkü bunlar
hala kendilerini muhafazakâr olarak gördükleri insanlar karşısında efendi ve
güçlü görüyorlar. Hayır kesinlikle artık sizler bir hiçsiniz. Asla özlediğiniz
o kaos günlerini ne bizlere ne de bu ülkenin vicdani sesi milli iradeye
tekrardan yaşatamayacaksınız.
Kimin
Değirmenine Su Taşıyorsunuz? Fakat hiçbir şey yapamayacaksınız. Çünkü bu millet
artık uyandı. Kan ve göz yaşına bulanmış Müslüman Devletlerde faaliyet gösteren
bölge halkına silah doğrultan emperyalizmin kölesi şirketlerin aleyhinde bir
tek kelime yazmayan sizler nedense Müslüman Devletlerde milli ve yerli anlayışın
hâkim olması için çaba sarf eden ve tamamen yasal mevzuata göre hareket eden.
Bir tek gayri resmi faaliyete imza atmayan SADAT ve ASSAM Müslüman halkların
uyanışına vesile olacak adımları atan bu güzide kuruluşlara sataşmayı bir
vazife görüyorsunuz.
Bu ülkenin
vatandaşı olduğunuzu bilmesem tamamen dış güçlerin nam ve hesabına çalışan
seçilmişler olduğunuzdan şüphe etmeyeceğim. Ama biliyorum ki bu ülkenin
insanlarısınız ve kandırılmışsınız. Sizlere verilen bilgiler yalan yanlış yarım
yamalak bilgilerden ibaret. Kafanızı Deve Kuşu misali kuma gömmüş gündüzü
kendinize karanlık etmekte diretiyorsunuz.
Buradan size
bir kez daha doğruları anlatmaya gayret edeceğim. Bu yazdıklarımdan sonra
anlamamakta ısrarcıysanız yapacak bir şey yok, demektir.
SADAT A.Ş.’ninresmî web sitesinde
Müslüman Devletlerin Resmî kurumları olan Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet
birimlerine devletlerinin kontrolünde ve yapılan anlaşma ile kendi Ülkelerinde
eğitim ve danışmanlık hizmeti vermekte, sivil şahıslara ve asker olsa dahi
fert düzeyinde bir eğitimi kimseye vermediğini, ayrıca Ülkemizde hiçbir
eğitim faaliyet ve tesisimizin olmadığını ilan etmesine rağmen bu kara
propagandaya tevessül etmelerinin arkasındaki gerçeğin farkındayız. Farkında
olmaya da devam edeceğiz.
SADAT
A.Ş.’den hizmet talep eden ülkelerin, gayri nizami harp/asimetrik savaş
teknikleri ile hareket eden terör örgütleri ile mücadelede, GAYRİ NİZAMİ
HARBE/ASİMETRİK SAVAŞA KARŞI harekât uygulayabilmesi için, Silahlı
kuvvetlerinin ve Emniyet Güçlerinin GNH/Asimetrik Savaş teknik ve taktiklerini
bilmeleri zorunludur.
Gayri Nizami Harp/Asimetrik Savaş ise, ülkemiz gibi küresel güçlerin hedefi
olabilecek coğrafyalarda bulunan devletler, ülkelerinin işgal altında kalan
bölgelerinde önceden organize edilen mukavemet kuvvetleri tarafından işgalciye
karşı yapılan bir savaş türüdür. Bugün barış zamanında silahlı terör örgütleri
ile Savaş halinde ise ülkesinin düşmanları tarafından işgal edilmiş
bölgelerinde mukavemet harekâtı icra edebilmeleri için Gayri Nizami/asimetrik
Savaş teknik taktikleri ile eğitim alma ve kuvvet geliştirme ihtiyacı olan
devletler bulunmaktadır. İhtiyacı duyan devletlere. Bu hizmet dostları
tarafından verilmez ise düşmanlarının emperyalist emellerinin ağına düşmelerine
göz yumulmuş olacağı aşikârdır. Bu gerçek bilinmezse, SADAT ile uğraşanlar,
SADAT’ı rakip görerek aleyhinde senaryolar geliştiren küresel güçlerin
değirmenine su taşımış olurlar.
İşte SADAT
A.Ş. on yıllardır terör örgütü PKK ve türevleri ile mücadele eden Türk Silahlı
Kuvvetlerinden emekli olmuş birkaç vatanperver subay ve astsubayın kurduğu bir
şirkettir. İslam Dünyasında ve Türkiye’miz de ilk ve tek olan bir danışmanlık
şirketidir. SADAT A.Ş. Türkiye Cumhuriyeti kanunları gereği yurt içinde
herhangi bir eğitim faaliyeti yapma imkanına sahip değildir. Bu anlamda yurt
içinde bir tek faaliyeti yoktur.
Tamamen
yabancı ülke silahlı kuvvetlerine ve emniyet birimlerine kendi yasal
mevzuatları çerçevesinde eğitim vermektedir. Suikast timi yetiştirmek için
eğitim verdiğini iddia ettiğiniz SADAT’ın web sitesinde alıntıladığınız kısım
ise bu ülkelerin silahlı kuvvetlerine verilecek olan Gayri Nizami Harp
Eğitimlerini anlatıyor.
Türki
Silahlı Kuvvetlerinde de verilen bu eğitimler sonrasında askeri birliklerin
ulaşacağı eğitim seviyesi hedefleri arasında düşman unsurlarına karşı baskın,
sabotaj, suikast gibi eğitimler bulunmaktadır. Türkiye’nin daha yakın tarihte
icra ettiği Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekâtı ve Barış Pınarı Harekâtı gibi
harekatlar Gayrı Nizami Harp kapsamında icra edilen harekatlardır. Bu eğitimi
almamış bir silahlı kuvvetlerin terör öğütlerine karşı muvaffak olması
beklenemez.
Bu
kesimlerin bu iftiraları gündeme taşımalarının tek gerekçesi İslam ülkelerinde
son yüzyıldır faaliyet gösteren ve vekalet savaşlarının çekirdeğini oluşturan
emperyalist sömürgeci ülkelerin şirketlerine alan açmaktan başka bir şey
değildir.
Unutulmaması
gereken bir husus şudur ki SADAT A.Ş. Türkiye’de ve İslam Dünyası’nda yerli
ve milli olarak faaliyet gösteren ilk ve tek savunma danışmanlık
şirketidir.
Sonraki
makalemiz de SADAT A.Ş.’nin eğitim konularına değineceğiz.