Dürümlü: PKK'nın Uluderesi!
Sahte barış havarilerinin gerçek yüzleri her vakada kendini faş ediyor!
"İnsan hakları, mazlum Kürdler" diye feryat edip nutuklar atan bir zümrenin hakikatte amaçlarının ne insanlar ne de Kürtler olmadığını her geçen gün yeniden tecrübe ediyoruzu2026
Çifte standartlarını deşifre ettiklerimiz sadece bu tiplerle sınırlı değil tabii!
Her fırsatta yurtdışına koşup tapındıkları mahmillere ülkelerini şikayet edenler, memleketlerini terör yatağı ilan etmek için çırpınanlar, sözde barış ama hakikatte savaş çığırtkanlığı yapanlar ve daha niceleriu2026
Şu şöhretli bildiriye imza atan 1128 akademisyeni, mevzi yerleri "paralel" olduğu için devleti/iktidarı zora sokacak bilumum eylemin sarsılmaz ve yılmaz destekçilerini de hassaten ilave etmek lazım gelir.
Şehirlere barikatlar yığan, yeraltı geçitleri oluşturan, askeri/sivili şehit eden teröristlere karşı mücadele ederken kurşun yemiş duvarlar üzerinden, bomba temizliği için girilen evlerden mahremiyet ve insan hakları destanları üretip mağduriyet öyküler yazanlar ise başköşede zaten!
Çifte standart kavramının tanımlamakta kifayetsiz kalacağı oynaklık, kendi dışındakine kör, ipleri bir yerlere bağlı tipleri kategorize edecek olursak liste hayli uzayacak belli kiu2026
Uludere'nin katırlarına dahi ağıtlar dizenlerin, Rojova'da insanlar ölüyor diye ünleyenlerin yaşadıkları hal, ideolojik körlüğün ötesinde bir durum.
Dürümlü Katliamı'ndan sonra yaşadıklarımız, karşılaştığımız ölüm sessizliği esasında hükümsüzlüğü ilan edilen duygular, tükenmiş merhamet, bitmiş insanlığın görüntüsüydü!
13 insan bedeninin siyah torbalara doldurulmuş 60 kilo parçalar olduğu yazmaya hicap ederken kalemimiz, katillerin ve destekçilerinin pişkinliğiyle kahrolmamak mümkün müydü?
Kendi patlattıkları canlı bombaların sorumluluğunu dahi devlete yükleyip "hükümet istifa" diye timsah gözyaşları dökenlerin süku00fbtları zerre kadar vicdan taşıyanları kederden boğmuyorsa, kalplerinde taşıdıkları nedir?
Eğer bu katliam PKK ve ortakları dışındaki herhangi kaynaktan gelmiş olsaydı hepimizden, ailelerden bile çok dövünüp, üzüleceklerin(!) karanlık seyircilikleri hangi insanlıktan beslenir?
Yetim kalan 16 insanın ölümüne, 33 yetim çocuğun acısına Berkin Elvan'ın tek günlük yası kadar ehemmiyet vermeyenlerin vicdan, insan aforizmaları hangi bellekte akis bulabilir?
Çirkinler işte!
"İnsan hakları, mazlumlar, ezilen halklar, barış" gibi etkileyici ve tartışılmaz kavramların arkasına saklanılarak güttükleri politikanın dahi üstünü örtemeyeceği kesiflikteki çirkinlik, her yerlerinden fışkırıyor!
Çirkinlikleri bu kez o kadar deşifre oldu ki dünya üzerinde icat edilmiş hiçbir kelime onların üstünü kapatmaya yetmeyecek!
Tanışık Köyü Muhtarının dediği gibi 'açılan bu 16 metrelik çukur kapatılmasın', kıyamete kadar çirkinliklerini haykırsın!
Twitter.com/sabihadogann