Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Haziran 2022

Durmak yürümemek değildir

Canım çocuklar bir sınav temposundan daha çıktı 5 Haziran itibariyle. Liselere yerleşme hazırlığı da üniversiteye hazırlıktan farksız artık.

Sekizinci sınıfların tüm aktiviteleri sınırlanıyor. Sınav motivasyonu konferansları hariç. Üç saat aralıksız ders dinleyen bir çocuğun kırk dakikalık bir konferansa katılması, bir konser, bir enstrümanla haşır neşir olması, mutfakta bir işin ucundan tutması onun zamanından çalmak olmaz, bilakis zihni toparlanır. Farklı bir meşgale onun yeniden derslere odaklanmasını sağlar.

Bir işten başka bir işe koyulmak Rabbimizin bizlere ayetiyle yol gösterdiği dinlenme biçimidir.

Hiç kimse aynı hal üzere saatlerce kalamaz. Kalıyorsa da bu ciddi bir bıkkınlık, tükenmişliği beraberinde getirir.

Dokuzuncu sınıflarda rehavet, atalet, hep eğlenmeye dönük hal ve vaziyetler sergiliyor ise birçok yavrumuz 8.Ssınıfta aşırı yüklenme ve tükenmişliğin sonucu olarak bize yansımaktadır.

Çalışmayı yaşam biçimi haline getiren bir insan nerde duracağını, nerde bıçağını bileyeceğini bilir.

Durmak yürümemek değildir. Bunu bir hikâye ile somutlaştıralım.

Bir ormanda iki ormancı ağaç kesiyormuş. Birinci ormancı sabah erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağacı kesip hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyunca, dinlenmeden, yeme içme için bile doğru düzgün mola vermeden çabalıyormuş. Akşamları da ormancı arkadaşından birkaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıp evine daha geç gidiyormuş.

Diğer ormancı ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında evine dönüyormuş. Bir hafta boyunca kim daha fazla ağaç kesecek bakalım demişler, bu yoğunlukta çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.

İkinci ormancı çok daha fazla ağaç kesmiş. En çok ağacı kendinin kestiğini sanan birinci ormancı çok şaşırmış:

– Bu nasıl mümkün olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken geldim, ağaç kesmeye başladım ve hep senden daha geç evime döndüm. Ama senin kestiğin ağaç sayısı daha fazla. Nasıl başardın ki bunu’’ demiş.

İkinci ormancı tebessümle cevap vermiş:

– Biz insanız. Gücümüz bir yere kadar. Sen durup dinlenmeden çalışırken ben birkaç ağaç kestikten sonra hem dinleniyordum hem de baltamı biliyordum. Keskin baltamla, daha az çabayla, daha çok ağaç kestim.

İnsan aralıksız çalışınca değil, verimli çalışınca başarılı olur. Benim sırrım bu ‘’ demiş.

Sadece sınav odaklı yetişen yavrularımız, emek vermiş ama başarı gösterememişse esas orada durmak gerek.

Onların gönlünü dolu vurmuş, fırtına talan etmiş öylece kalakalmışlardır. Bu hali iyileştirmeye muktedir olacak bir donanıma da sahip olamamışlarsa, bir beceri, bir duruş kazanamamışlarsa vahim olan budur. Sürekli test kitaplarıyla geçen zamanları, hayat bilgisini arka sıralara bıraktırmıştır.

Bir insan geleceğine yaptığı yatırımda kendini en iyi şekilde eğitmek zorundadır. Esas olan

-sevdiğimiz ve zorunda olduğumuz- nice işi doğru hizalayıp, üretme çabasıyla ömür yolculuğunu tamam edebilmektir.

Sınav bitti. Gencin başarılı olamayıp, iki avucu arasına aldığı masum yanakları birkaç damla gözyaşına ev sahipliği yapıyorsa, canım yavrulara birkaç sözümüz olsun.

Kendimizi eğitmek, ruhen güçlü olmak zorundayız. Bilgi becerilerimizi artırmak baltamızı bilemektir. Başarılı olmak için tek yol çok çalışmak değil, yüksek bilgiye ve beceriye sahip olup verimli çalışmaktır.

Durmak yürümemek değildir. Belini doğrultmak, soluklanmaktır. Bunun altını dolduracak şeyler aşkla yapacağın işlerdir, vesselam

Nilüfer z.aktaş