Durmak yok yola devam
Hesapsız kitapsız bir dünya yok artık. Öyle bir şey beklemeyelim.
Stratejik akıl, sadece politik zeminde değil hayatın her alanında karşımıza çıkıyor.
Küçük hesapların ayrıntısında boğulmak yerine daha gelişmelere daha ufki bakmayı bilelim yeter.
***
Birileri, bir oğlu dağda, bir oğlu kışladaki annenin feryadını anlamamakta ısrar ediyor.
Birileri ise kaybolan yıllara, kaybolan canlara, kaybolan kaynaklara üzülüyor.
Otuz yıldır bir anadil yüzünden, bir anayasal eşitlik derdinden nerelere geldik diye hayıflanıyoruz bazen.
Bazen de 40 bin cana mal olan meselenin hiç de algıladığımız gibi olmadığını bilip hayıflanıyoruz.
***
Keşke sorun sadece dille, anayasayla ilgili olsaydı. Çoktan biterdi belki deu2026
Ama ipin ucun kaçtığını, kavgaya iki tarafın da dilinden anlamadığı yabancıların karıştığını keşke yıllar önceden görseydik.
Bu kavgadan tarafların değil "hakem" pozisyonundaki üçüncü tarafların nemalandığını çok daha önceden görebilseydik.
Keşke devletin de örgütün de "terörü"nün yanlışlığını açık yüreklilikle söyleyebilseydik seneler önce. Dağdakinin de ovadakinin de isyanını çok önceden iyi okuyabilseydik.
***
Son birkaç aydır duygusallığımızdan sıyrılıp aklımızı dinlemeye başladıkça, stratejik hesaplar yapanların "şeytani operasyonları" fena yağmaya başladı üzerimize.
Türk'ten daha Türkçü, Kürt'ten daha Kürtçü, Apo'dan daha Apo'cu, Ulusalcı'dan daha ırkçı tiplerin sayısı aniden çoğaldı!
Daha durun. Paris suikastının ve sızdırma komplosunun ardından daha ne stratejik sabotajlar hazırlıyorlar.
Şimdi de çözüm sürecinin aktörleri var hedeflerinde. Belki bugüne kadar ki sabotaj girişimlerine güleceğiz. İşin sonunda Türkiye'nin ve tüm milletin kazanacağını hissettikleri anda her türlü iblisliğe başvurabilirler.
Yakında "şahsiyet cellatlığı"ndan, "kişilik katliamına" kadar ellerindeki çomağı sokacak tekerlek aramaya başlayacaklar.
***
80 ihtilalından önce Güneydoğu'da eylemlerine başlayan Apo'culuğun 84'e (Özal'a) kadar askeri dönemde tek kurşun sıkmadığını biliyoruz.
Öcalan'ın yakalandığı 1999'dan 2000'li yılların ortalarına (AK Parti iktidarına) kadar da örgütün eylemlerinin durduğunu unutmayalım.
Birileri istemedikçe terörün şiddeti istenildiği anda kendiliğinden sona erebiliyordu.
Ve ortada "Kürt sorunu"nun çözümü yönünde tek adım bile atılmamışken hem de!
***
İspanya'da da, İngiltere'de de, Güney Afrika'da da kimseye "barışı" altın tepside sunmadılar.
Aynı "kimliğe" sahip taraflar arasında zaten "mutlak kazanan" olmaz.
Ne olursa olsun hiçbir tenkit ve sabotaj barışa odaklanmayı sonlandırmamalı.
Kan kokulu parantezi kapatıp "geleceğe" bakalım lütfenu2026