Dolar (USD)
32.45
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2448.37
BIST 100
9882.36
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Aralık 2021

Duralı'nın ardından

Geçtiğimiz yıl bugünlerde 2 hafta üst üste bu köşede Prof. Dr. Teoman Şaban Duralı’dan bahsetmiştim.

Tam bir yıl sonra geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Hoca’ya Allahtan rahmet, ailesine sabrı cemil diliyor, hayırla yad ediyorum.

Kendisiyle şahsen hiç yüz yüze gelmedim. Ekranlardan ve kitaplarından tanıdım. Lafı eğip bükmeden dosdoğru, kitabın tam ortasından cesur konuşan, merdane bir insandı.

Türkiye üzerine çalışmış İngiliz antropolog-akademisyen Nancy Lindisfarne, Türk akademisyenlerin kendilerini Kemalizm’e biat etmeye mecbur hissettiklerini, aksi taktirde akademik basamakları tırmanmalarının ve ekonomik geleceklerinin riske girdiğini söyler. “Kızdırılmaması gereken” bir üst düzey tutucu meslektaşlar grubu vardır. Hasbel kader yapılan eleştirilerde gayet tedbirli ve soyut bir dil kullanılır. Böylece tehlikelere karşı korunaklı olunur. Türk akademisinde zımni bir baskı, sessiz bir boyun eğiş, mecburi bir temkinden bahseder.

İşte Teoman Şaban Duralı bu baskıya boyun eğmemiş, resmî ideolojiye intisap ve biat etmemiş, nadir akademisyenlerdendi.

Galilei “Dünya dönüyor” dediği için engizisyona çekilir. Dışarı çıkarken dediğini inkâr ettiği bellidir. Bir numaralı öğrencisi Andreas duruma isyan eder, eğilir, Galilei’nin kulağına, “vah o ülkeye ki kahramanları yoktur” der. Galilei ise “vah o ülkeye ki kahramanlara ihtiyacı vardır” der.

Engizisyonda, Duralı’ya “Dünya dönmüyor” dedirtememişlerdi.

Teoman Hoca’nın hatırasını yad etmek adına, geçen yıl yayınladığım yazılarımdaki bazı cümlelerini sizlerle tekrar paylaşacağım.

— Ülkede Frankofonlar ve de Anglofonlar var, ikisinin de ortak nefreti İslam!

— I. Dünya Savaşı “İslam Medeniyeti”ne ve “Türk Kültürüne” son vermek üzere çıkarıldı.

Osmanlı’nın ülküsü “Müslümanlık”tı. Türkiye’nin ülküsü ne?

Ürdün’ün eski Dışişleri Bakanlarından yaşlıca bir zatla Kilyos’tan İstanbul’a yürürken günün modası gereği Osmanlı’ya atıp savuruyordum. Bakan bey birden durdu. “Senin o atıp savurduğun Osmanlı benim devletimdi. Anadilimiz Arapçaydı ama babam ve dedem yatmadan önce Türkçe okurlardı. O Ay Yıldızlı Albayrak benim bayrağımdı. Ürdün’ün üst düzey devlet adamıyım, dışişleri bakanlığı yaptım. Sorsan kadın çamaşırı gibi renk renk Ürdün Bayrağının renklerini bilmem” dedi.

1920’lerle Türklük berhava edildi.

İslam’ı çekip çıkardığınızda Türklükten eser kalmaz.

Bizde çağdaş medeniyete kulaç atanlar dine karşıdırlar. Din denince Hıristiyanlık ve Yahudilik değil, düpedüz Müslümanlığa karşıdırlar. Bütün kötülüklerin başı Müslümanlık ve tabii onu çıkaran kişi Hz. Peygamberdir. Çocukluğumda o nesillerin sohbetlerini hatırlıyorum. Hz. Peygamber’in iler tutar tarafını bırakmazlardı. Bu çok belirleyici bir unsurdu.

Lozan’ın yazılı olmayan 3 maddesi vardır;

* Hilafetin kaldırılması,

* Yazının değiştirilmesi

* İslam Devletleriyle irtibatın kesilmesi.

— O zamanlar Jandarma, makasla başörtüsü keserdi.

Öztürkçecilik Yahudi projesidir.

— Türkiye’de Yeniçağ Dindışı Medeniyeti ile ondan sonra gelen İngiliz-Yahudi Medeniyeti’ni savunanlara göre İslam Medeniyeti’nden kötüsü yoktur, olamaz da.

— Bir zamanlar Ankara’nın gecekondu semtleri Nijerya semtlerinden farksızdı.

— Sonradan anladım ki Türk komünistlerinin 3-5’i hariç hepsi Yahudi’ymiş...

Türk solunun 1960 sonrası Kürtçülüğü kaşıması bir hata değildi, cinayetti.

Yahudilik 2 yerde öç almıştır. 1917’de Romanov’lardan, 1923’te Osmanlı Hanedanı’ndan...

— 600 küsur yıl bu devleti namusuyla, haysiyetiyle şanın şerefin zirvesine taşımış bir hanedana reva görülür bir davranış mıydı bu? Türkiye, hanedana vefasızlığın ihanetin cezasını çekiyor.

Yahudiler ele geçirmeye çalıştıkları ülkeleri soysuzlaştırmakta mahirdirler.

Harf inkılabı Türkiye’yi Alzheimer yapmıştır.

Harf devrimi ne Fransız, ne Sovyet devrimine benzetilebilir; bir kültür soykırımıdır.

Rusya çakma imparatorluktur, taşra imparatorluğudur. Dünyada üç imparatorluk mutbağı vardır: Osmanlı, Fransız, Çin...

Ticaret Yahudi işiydi. Savaşçı için ticaret rezilliktir. Türk, ticaret yapmazdı.

Yahudi bir kız vardı, evlenseydim, “Nobel” alırdım.

— Hep Rusya’dan, Moskova’dan idare edildiklerini sandıklarımız, Londra’dan Washington’dan idare edilirlermiş meğer...

— “Osmanlı büyük düşmanımızdı, bizi ezmiş, mahvetmiştir”. Siz kimsiniz peki? “Türk’üz”. Nereden gelir bu Türk?Orada duruyor. 60- 70 yıllık geçmişi olan sözümona bir millet.

— Osmanlı, Selçuklu geleneğini sürdürmüştür. Mısır’ı aldığında Memlukleri korumuş, sürdürmüştür. Osmanlı, Selçukluyu; Selçuklu da bir öncesini devam ettirir. Osmanlının böyle bir siyaseti vardır.

Ziya Gökalp gibi değil, Osman Gazi gibi, Alpaslan gibi Türk olan rahmetli Duralı Hoca’dan aktaracaklarımı burada noktalarken, Hoca’dan aktardığım son cümleye istinaden şu soruyu sormadan edemiyorum:

Osmanlı, Selçukluyu; Selçuklu da bir öncesini sürdürmüşse, Türkiye Osmanlı’yı reddettiğine göre neyi sürdürüyor?