DÜNYANIN RUSYA, RUSYA'NINDA PUTİN SORUNU VAR!
24 Kasımda ülkemizin hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının Türkiye'ye ait F-16'lar tarafından düşürülmesinin yarattığı kriz, her geçen gün büyümektedir. Aslında kriz, Rus savaş uçağının düşürülmesiyle başlamadı. Yaşanan krizin temel nedeni, Rusya'nın Suriye'ye askeri olarak müdahalesiyle başladı. Rus savaş uçağının düşürülmesini bütün krizin kaynağı görüp, Rusya'nın Suriye'yi işgali anlamına gelen askeri operasyonunu görmezden gelmek, Rusya'yı ve Suriye'de olup bitenleri anlamamak demektir. Rusya'nın Suriye'yi işgal etmesi, mevcut durumda en temel sorun ve kriz olarak değerlendirilmelidir.
Rusya, Suriye savaşını fırsat bilip Ortadoğu'da baskın güç olmanın mücadelesini vermektedir. Rusya'nın egemenlik mücadelesinde stratejik müttefiki İran'dır. İran-Rusya ittifakı, Türkiye'yi emperyalist yayılmacılıklarının önünde en büyük tehdit olarak görmektedirler. Rusya, bir savaş uçağının düşürülmesini küresel bir krize dönüştürerek, Suriye'de ve Ortadoğu'da alanını genişletmeye, Türkiye'yi, ABD'yi ve NATO'yu etkisizleştirmeye çalışmaktadır. Rusya, krizi tırmandırarak tek oyuncu olduğunu dünyaya dayatma saplantısı içindedir. ABD ve NATO'nun Rusya'nın Ortadoğu'ya egemen güç olarak yerleşmesine izin vermeyecekleri gerçeğini, Rusya ihmal etmektedir.
Türkiye ve Rusya arasında büyük bir krizin çıkacağının sinyallerini aslında Putin, G-20 Zirvesinde vermişti. Zirvede yapmış olduğu konuşmada Putin, Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan'ı ima ederek G-20 üyesi bazı ülkelerin DAİŞ'i desteklediğini ifade etmişti. Rusya, DAİŞ'le asıl mücadele edenin kendisi olduğuna herkesi ikna ederek dünyanın gözünde Türkiye'yi DAİŞ terörünü destekleyen ülke konumuna düşürmeye çalışmaktadır. Rusya, DAİŞ üzerinden yaptığı propaganda da iddialarını bir adım öteye taşımış ve direkt Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef almaya başlamıştır. Son günlerde Rusya, yoğun bir şekilde DAİŞ'le Türkiye'nin petrol ticareti yaptığını ve bunun arkasında Erdoğan ve ailesi olduğu propagandasını dünyaya yapmaktadır. Başka bir ifade ile Rusya, Suriye'deki emperyalist operasyonunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedefe koyarak karartmaya çalışmaktadır. Rusya'nın yoğun propagandasına karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya'nın iddiasını ispat etmesi halinde kendisinin cumhurbaşkanlığından istifa edeceğini, aksi halde Putin'in istifa etmesi gerektiğini ifade etmiştir. Rusya ve Putin, konuyu Erdoğan etrafında kurgulayarak durumu bir Erdoğan krizine çevirmeye çalışmaktadırlar, Türkiye, hiçbir şekilde yaşanan krizin kişiselleştirilerek bir Erdoğan krizi olarak kurgulanmasına izin vermemelidir. Türkiye, dünyaya sorunu net olarak anlatmalıdır. Dünyanın bir Rusya, Rusya'nın da bir Putin sorunu vardır.
Putin, Ortodoks-Rus sentezini benimsemiş milliyetçi bir liderdir. Rusya'nın ihtişamlı dönemlerine özlem duyan, günümüz Rus toplumunun milliyetçi bir toplum olarak yetişmesini sağlamaya çalışan Putin için asıl amaç, Rusya'nın Üçüncü Roma olarak yeniden kurulmasıdır. İnsan hakları, demokrasi ve barış değerlerinin hiçbirine önem vermeyen Putin, yayılmacılık, işgal, savaş ve mafyacılıkla bölgeyi ve dünyayı ateşe atmaya hazırlanan vahşi bir ayı gibi hareket etmektedir. Putinizmin esaretine giren Rusya'nın Ortadoğu'ya ve dünyaya savaş, çatışma ve terörizmden başka vereceği hiçbir şey bulunmamaktadır.
Rusya ve İran, birlikte dünya için büyük tehdittirler. Her iki devlet, otoriter ve totaliter rejimlere sahip olup, demokrasi, hukuk ve barışı adına olan her şeye karşıdırlar. Rusya ve İran'ın gücü, demokratik ve barışçıl bir hukuk devletine sahip olmaktan değil, petrol ve doğalgaz gelirine dayanarak inşa ettikleri molla-oligark mafya tarzı devlet yönetimlerinden gelmektedir. Rus ve İran mafya devletleri, bütün bölgeyi ve dünyayı ateşe atan bir çılgınlıkla hareket etmektedirler. Yaşadığımız kriz her ne kadar Rusya ile ilgili görünse de İran'ın krizin asli kaynağı olduğu gerçeğinin ihmal edilmemesi gerekmektedir.
Rusya, iş anlaşmalarını feshetmek, Türkiye'ye turist göndermemek, Türkiye'den meyve ve sebze almamak gibi politikalarla Türkiye ekonomisini felç ederek ülkeyi yönetilemez hale getirmenin planlarını yapmaktadır. Paris'te yapılan İklim Zirvesinin hemen ardından Doha'ya giden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Katar'la sıvılaştırılmış doğal gaz anlaşması yapması, Rusya'nın tırmandırdığı krizdeki dengeleri değiştirmiş durumdadır.
Rusya, Ukrayna'ya müdahale etmekle, Kırım'ı ilhak etmekle, Gürcistan'ı işgal etmekle, Çeçenistan'ı yakıp yıkmakla, Suriye'yi işgal etmekle dünyaya kendisi karşısında öğretilmiş çaresizlikten başka bir seçeneği olmadığını dayatmaktadır. Dünya, "Ayı'nın" dünya için oluşturduğu büyük tehdidin farkına varmalıdır. Suriye savaşı, dünyayı hızla Rusya bataklığının içine sokmaya mahkum eden gelişmelere neden olmaktadır. Dünya, Rusya bataklığında boğulmadan Putinizm kabusundan kurtulmanın bir yolunu bulmalıdır.