Dünyanın kuşatılmışlığı
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, (BMGK) 2735 sayılı karla Gazze’de ateşkesi onayladı.
BM, kendi rahminde büyüttüğü canavarı haptetmekte zorlanıyor mu?
Asırlık soykırımların devamı olan 8 aylık soykırıma biraz mola verecekler anlaşılan.
ABD, lütfedip ateşkesi onayladı.
Binlerce masumun kanına girenler barış görüşmelerinin başaktörleri olarak arzı endam edecekler. Her zaman olduğu gibi…
Bu karar da öncekiler gibi ademe mahkum…
Terörün devleti İsrail, BM’nin hangi kararına uydu ki bu karara uysun?
BM’yi terörün devleti İsrail’in kurulması için kuran Siyonist yapı dünyayı esir almış durumda.
Uluslararası Adalet Divanı’nın Ocak 2024’te aldığı kararda her ay Divan’a İsrail’in rapor vermesi gerekiyordu. Bir tane bile rapor vermiş değil, İsrail…
Siyonist Yardımlaşma Örgütü’dür BM ve uzantıları.
Sadece son üç günde katledilen 300’e yakın…
Dünyanın gözleri önünde aleni bir soykırımı bu “ateşkes”le kapatmaya çalışacaklar. Bu kanda Başta ABD olmak üzere AB ve satılmış Arap rejimlerinin eli var. Filistin Kurtuluş Örgütü de buna dahildir.
Kıytırık Arap rejimlerinin Hamas’ın ölümünü bekledikleri aşikâr oldu.
Filistin, 1 asırdır ihanetin, terk edilmişliğin kıskacında istiklal mücadelesi vermekte…
1917’de İngiliz işgaline maruz kalan bu coğrafyada doğru düzgün bir direniş örgütü şu ana kadar Hamas’tır.
Kukla krallar, Filistin üzerinden sadece ahkâm kestiler. 1948’de İsrail kurulunca buna karşı çıkabilecek hiçbir güç yoktu.
Mısır’ın çağdaş Firavunları altın tepside sundular Filistinli bebeklerin kanını…
İsrail’in kuruluşundan 16 yıl sonra (1964) FKÖ kurulunca umutlar artı.
Ancak bu uzun sürmedi. İstiklal davası ideolojilere peşkeş çekildi.
Aralık 1987’de “intifada” ile mücadeleye yeni bir şevk ve heyecan gelmişti ki Kasım 1988’de Yaser Arafat liderliğindeki FKÖ, İsrail’e yaltaklanarak direnişi sabote etti. Tıpkı “FETÖ’nün “İsrail’den izin alınmalıydı. Başörtüsü furuattandır.” dediği gibi…
Nihayetinde 1993’te silahlı mücadeleyi terk edip teslim oldu.
Batı Şeria’da İsrail jandarmalığına fit oldular.
1987’de Hamas, tüm planları bozacak bir azimle mücadeleye başlayınca adeta “ Bu da nerden çıktı, şimdi” şaşkınlığını hâlâ üzerlerinden atabilmiş değiller.
Evet, Hamas bugün gerçek anlamda mücahit örgüttür, temiz savaşçılardır.
Gazze, 7’den 70’e mücahitler yurdudur.
İmanın ve azmin abidesidir.
Ateşkese mecbur olan İsrail’dir. Ve yaptıklarından mutlaka hesaba çekilecektir.
Gazze, sadece Müslümanları değil, insanlığın da onurunu kurtarmaktadır.
Gazze düşerse, Hatay düşer, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa düşer. Bu şehirler, 1918’de Gazze düşünce işgale maruz kaldılar.
Gazze düşerse Kıbrıs düşer, Libya (münhasır bölge), Karabağ düşer, Zengezur ile Kalkınma Yolu projesi, hayal olur.
Irak, Suriye ve Türkiye’den toprak talep eden terör devleti 2’inci İsrail’in kurulmasının önünde hiçbir engel kalmaz.
BMGK Kararı dikkatle takip edilmeli.
Hamas’ın muhatap kabul edilmediği hiçbir anlaşma kalıcı olamaz.
Filistin, bütün ve tam bağımsız olmadıkça İsrail, canı istediğinde bölgeyi kanatmaya devam edecektir.
BMGK’nin 2735 sayılı 3 aşamalı Kararı:
-Hemen ateşkes sağlanacak.
-Kadın, yaşlı ve yaralı esirlerin serbest bırakılacak,
-Filistinli esirler takas edilecek.
-İsrail, Gazze'de nüfus bulunan yerlerden çekilecek. (Burada belli ki Batı Şeria modeli uygulayacaklar, İsrail’in kuşatması altında yerleşim yerleri…)
-İnsani yardım artacak.
Temel hizmetler yeniden inşa edilecek.
- Filistinli siviller, Gazze'nin kuzeyi dahil, evlerine dönecek.
-Uluslararası toplumun desteğiyle konutlar yapılacak.
Evet,
Soykırımcılar hakkında ne yapılacak?
Yapanın yanına kâr mı kalacak?
Bütün İnsanlık, Dünya Siyon Devleti’nin kölesi mi?