Dünyanın en ağır yükü kin ve öfke…
İzmir'de Alevi bir ailenin evi, nefret söylemi ve ayrılıkçılık içeren yazılarla işaretlendi. Kuşkusuz bundan etnik, mezhebi, sosyal ya da siyasal bir bölünmenin zemini hazırlanmak istenmiştir. Bu kışkırtma çeşitli tepkilere neden oldu. En sorumsuzlarından biri Meral Akşener’in attığı tweetti:
“İzmir'de Alevi vatandaşlarımıza yönelik çirkinliği şiddetle kınıyorum. İktidarın nefret söyleminin ülkeyi getirdiği nokta işte bu. Yarattığınız toplumsal tahribatın sonucu işte bu. Ayıptır, ayıp.”
Bu suçludan çok suçsuzu suçlamaktır.
İzmir'deki duvara yazı olayına muhatap olan vatandaş 25 yıldır böyle bir hadise yaşamadığını, Belediye’ye bir takım istekler için gittiğinde darp edildikten sonra bu olayın vuku bulduğunu söylüyor. Belediye CHP belediyesi, ortakları da HDP ve İyi Parti. Bu olayın ortağı olarak suçlansanız haksızlık olmaz mı?
Meral Hanım, Gezi ve 15 Temmuz FETÖ kalkışmasında da Sayın Erdoğan’ı hedef almıştı. Bugün aynı ittifakta yer aldığı CHP ve HDP’nin günah sicili oldukça kabarık… Kılıçdaroğlu FETÖ ile eşzamanlı olarak Türkiye’nin savunma, yerli ve milli sanayisini hedef alıyor, tek olumsuz kelime etmiyorsunuz. Sessizliğiniz kamuoyunda anlamlı bulunuyor.
Hedef gösteren ve adeta failden medet uman açıklamalar çıkartılmak istenen bir Alevi Sünni çatışması, yeni bir Gezi ve 15 Temmuz kalkışması benzerine umut bağlamak olarak algılandı. Evet, fena halde Erdoğan’a öfkenin nedenini anlamakta zorlanıyoruz.
Kişi cevabını bildiği iftiraları atarken kızgınlıkla nasıl bir yüz ifadesine büründüğünün farkında olmaz. Ancak beden dili her şeyi ele verir.
Bir yere kadar bilgisizlik anlaşılabilir ancak kin ve öfke gibi sahibine zarar verir. Üstelik ağzın laf yapması kişinin cehaletini gizlemeye yetmiyor. Dünyanın en ağır yükü kin ve öfkeyle dolu bir kalp taşımaktır.
Aleviler ve Kürtler, AK Parti ve Sayın Erdoğan sayesinde ben aleviyim, ben kürdüm ve Türkiye’nin aslı unsurları oldukları bilincini kazandılar Sayın Akşener. İyi niyet, sorumlu kişiliğin ve adaletin gereğidir.
Nefret söylemi neden?
Öfke ve kinin önce sahibine zarar verdiğini, kinden ve bunalımdan beslenenin bunalımını artırdığını aklıselim herkes bilir. "Binlerce kez iyi ve mutlu günler” diyen birine “binlerce kez beter olsun günlerin” demek çok kötümser bir ruh halidir. Maalesef bizdeki muhalefetin ruh hali pek iyi değil! Nefret duygusu güvensizlik ve bir tuhaflık ruh bozulmasına neden oluyor.
Hatırlar mısınız? İçişleri Bakanlığınız döneminde ülkemiz iç savaşın eşiğine gelmişti Sayın Akşener. O zaman da hatayı kendinizde aramış mıydınız? O gün iç savaş kışkırtıcılığı yapan her kimse bugün de odur. Yapmayın, etmeyin. Sorumlu davranmanızı bekliyoruz.
Dün darbelerin, onca provokasyonun arkasındaki el bugün de bir Alevi–Sünni çatışması için uğraşıyor. O el Sivas'ta Alevi kardeşlerimizi, Başbağlar'da Sünni kardeşlerimizi katletti. Maraş ve Çorum olaylarının arkasında onlar vardı. O dönem iktidarda AK Parti mi vardı Sayın Akşener?
Denilir ki; çok konuşmak, boş konuşmak, kem konuşmak mertlik değildir. Kini kusturup kişiyi rahatlatır ancak kişinin haksız olduğu er geç ortaya çıkar.
Ülkemizin aklıselim muhalefete çok ihtiyacı var…