Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Kasım 2018

Dünyadaki yeni tehlike: Suudlaşma

Cemal Kaşıkçı cinayeti, sıradan bir suç olmanın ötesinde küresel ve bölgesel aktörlerin bütün hesaplarını alt üst eden ve onların gerçek yüzünün ortaya çıkmasını sağlayan korkunç bir vahşet örneği olma işlevi görmüştür. Suudi Arabistan denilen bir ailenin hakimiyetine dayanan kabile düzeni, dünya tarihinde ilk defa, bir vatandaşına tuzak kurup onu kendi konsolosluğunda vahşi bir şekilde öldürmüştür. Suudi Arabistan’ın bir devlet politikası ve operasyonu sonucunda Kaşıkçı’nın öldürülmesi, dünyada bütün diplomatik kuralların, düzenin ve uluslararası ilişkiler sisteminin bir hiç olduğu anlamına gelmektedir. Yemen’de tarihin en büyük insani facialarına neden olan bir savaşı başlatan, bütün Ortadoğu ülkelerini petrol parasıyla sömürgeleştirmeye çalışan, Mısır’da Sisi diktatörlüğünü finanse eden ve Kaşıkçı’yı profesyonel bir şekilde öldürten Suudi Arabistan denilen haydut devlet, bölgenin ve dünyanın istikrarını bozan ve tehdit eden bir güç olarak karşımızdadır. Nükleer füze denemeleriyle her an her çılgınlığı yapabileceğini dünyaya gösteren Kuzey Kore gibi

Suudi Arabistan’da yaptığı Kaşıkçı cinayetiyle her türlü vahşeti işleyebileceğini göstermek suretiyle dünyaya korku salmayı başarmıştır.

Suudi Arabistan, işlediği cinayeti örtmek için başından beri her türlü yalanı dünyaya söylemiştir. Türkiye’nin ortaya koyduğu açık kanıtlar karşısında Suudi Arabistan, Kaşıkçı’nın İstanbul konsolosluğunda öldürüldüğünü kabul etmek zorunda kalmıştır. Kaşıkçı cinayetine dair kanıtları büyük bir özenle toplayan ve dünyaya sunan Türkiye sayesinde Suudi Arabistan’ın karanlık ve vahşi yüzü ortaya çıkmış bulunmaktadır. Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı cinayetini yalanlarla karartma oyununu, Rusya ve Çin, tartışmasız bir şekilde desteklemişlerdir. Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı cinayetiyle ilgili atacağı her adımın, kendileri için yeterli olduğunu ifade eden Rusya ve Çin, bu olayın kendi nüfuzlarını arttırmak için bir imkan oluşturabileceği beklentisi içine girmişlerdir. İnsan hayatına saygı değeri, Rusya ve Çin yönetimleri için hiçbir anlam taşımamaktadır. Suudi Arabistan’ın Amerika ve Avrupa etkisinden çıkıp, kendilerine yaklaşması, Çin ve Rusya’nın en çok istediği şeydir.

Trump yönetimi, Suudi Arabistan’la kurduğu stratejik çıkarlarından dolayı cinayetin baş organizatörü ve suçlusu Veliaht Prens Bin Salman’ı korumuştur. Trump yönetimi, Kaşıkçı cinayetini bir yol kazası olarak görmekte, bu cinayetten dolayı Suudi Arabistan’a karşı Amerika’nın yüksek menfaatlerini tehlikeye düşürecek politikalar izlenmeyeceğini açıklamış bulunmaktadır. Amerika yönetimi ve dünya kamuoyu, başından beri Cemal Kaşıkçı’nın içte ve dışta muhalifleri ortadan kaldırma şeklinde uygulanan devlet politikasının bir sonucu olarak öldürüldüğünü bilmektedir. Cinayeti bir devlet politikası ve yönetim biçimi olarak uygulayan Suudi Arabistan’ın hedefinde Müslüman toplumlar vardır. Suudi yönetimi, Müslüman Kardeşler üyesi diyerek herkesi istediği yerde istediği şekilde öldürme hakkına ve imtiyazına sahip olduğunu düşünmektedir. Suudi yönetiminin, Müslüman Kardeşleri ileri sürerek her türlü vahşet ve cinayet politikasını uygulamaya koyması, Trump’ın son açıklamasında da meşrulaştırılmıştır. Kaşıkçı cinayetiyle devlet destekli terörizminin dünyada nasıl karşılanacağını test eden Suudi yönetimi, bundan sonra birçok işgal, kaos, çatışma ve cinayet eylemini gerçekleştirecektir.

Bundan sonra parası ve enerji kaynakları olan diktatörlüklerin, işledikleri her türlü vahşetin, cinayetin, katliamın ve soykırımın yanlarına kalacağı bir döneme giriyoruz. Kaşıkçı cinayetini yapmakla devlet terörizmi uygulayan Suud nizamının insanlığa karşı işlediği suç, cezasız kalmıştır. Trump yönetiminin, Suud rejiminin terör suçlarına göz yumması, insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti üçlüsünün oluşturduğu liberal enternasyonalizm doktrininin artık sözde ve özde hiçbir değere ve işleve sahip olmadığı anlamına gelmektedir. Önce Amerika sözüyle Suudi vahşetine göz yuman Trump, dünyada Suudlaşma diyebileceğimiz vahşet ve suç zihniyetinin yaygınlaşmasına hizmet etmektedir.