Dünya'da neler oluyor?
Klasik bir soru gibi. İşimize gücümüze bakalım biraz da iç gelişmeleri yakından izleyelim diye başımızı ülke içinde tuttuk. Fakat başımızı kaldırıp baktığımızda dünyada neler oluyor neler? İç siyasi gelişmeleri izler AK Parti'de konuşulan yenileşme ve değişimi takip ederken Dünya savaşların sıkça konuşulduğu bir mekan haline gelmiş.
Birinci Dünya Savaşı'nın nasıl başladığını klasik tarih kitaplarının anlatımının dışında pek bilmiyoruz. Hakeza İkinci Dünya Savaşı'nın da nasıl başladığını kitapların yazdıkları dışında pek bilmiyoruz. Bu savaşlar başlamadan önce hangi sosyolojik, kültürel, psikolojik olgunlaşmalar yaşandı. Hangi kin ve nefret tohumları atıldı, hangi gerekçeler sıralandı? Bunlarla ilgili hiçbir bilgimiz yok. Sonuçta 100 yıldır parçalanmış, dağıtılmış iki yakası bir araya gelemeyen bir dünya ile karşı karşıyayız. 100 yıldır varlığını devam ettiren, hükümranlığını sürdüren ülkeler ve gruplar ortada. Dünyanın bir yanı kan ve gözyaşı ile yoğrulurken diğer tarafı tersi bir durumda. İşte yüz yıldır dünya da konumu değişmeyen ülkeler; ABD, İngiltere, Fransa, Kanada, Rusya, İtalya. Bu ülkelere baktığınızda dünyanın neresinde olursa olsun karışıklıkların, kargaşanın ya içindeler ya arkasındalar. Bu ülkelere yenileri eklenir ama onlar hep asli kalırlar. Biz bunlara batı medeniyeti diyoruz kısaca.
Dedim ya dünyanın neresinde bir kargaşa bir çatışma, bir savaş varsa batı medeniyeti içinde yer alan bu ülkelerin hepsi birden veya teker teker arkasında bulunuyor. Ortadoğu coğrafyasında akla hayale gelmeyecek düzeyde bunları görürsünüz. PKK'nın hendek olayları sırasında karşımıza bütün bunların istihbarat elemanları çıkmadı mı? Sur'da Nusaybin'de öldürülen istihbaratçı sayısı açıklanmasa da yüzlercedir. DEAŞ dediğiniz nedir? DEAŞ militanı dedikleriniz tamamı batı da yetişmiş Müslüman görünümlü yüzler değil mi? Batılı İstihbarat teşkilatlarının operasyonel birimlerinin elemanları değil mi bunlar?
Bir süredir Suriye'de sessizlik hakim. Küçük çaplı çatışma ve olayların dışında herkes kendi mevzisini koruyor. Bu arada Kuzey Irak'ta Barzani'nin bağımsızlık referandumu ısrarı ve bu konuda ki gelişmeler var. Şu an için Türkiye'yi ve bölgeyi bu olay etkileyecek. Her ne kadar Irak Ordusu Musul bölgesini DEAŞ tan temizlese de bağımsızlık referandumu sonrası bölgenin iyice hareketlenmesi kaçınılmaz görülüyor. Temizlenen bölgenin Türkmen ve Sünni Araplardan arındırılıp bu seferde Kürtlerin Suriyeli Kürtlerle bütünleşmeye kurban gitmeyeceğinin garantisi yok. ABD'nin Hendek olayları ile yapmaya çalıştığı farklı bir yöntemle gerçekleştirme sevdası. O nedenle gözümüze soka soka PYD' ye ve dolayısıyla PKK ya yardımı ortada. Katar olayı unutulmuş değil.
Şimdilerde Uzakdoğu da ciddi gelişmeler peş peşe geliyor. Kuzey Kore'nin uzun menzilli füze denemeleri, nükleer bomba denemeleri, bunlara karşı ABD'nin tavrı, Japonya, Çin ve Rusya'nın tutumları. En son Myanmar olayı. Dünyada neler oluyor? Dememizin nedeni o.
Myanmar'da olup biten nedir? Okuyabilen çok az kişi var. Ne Kuzey Kore, ne de Myanmar ve diğer olaylar tek başına değerlendirilmesi gereken olaylar değil. Bu sütunlarda daha önce Ortadoğu'dan daha çok gelecek dönemlerde Uzakdoğu'ya dikkat çekmiştik. Çin-ABD çatışmasından söz etmiştik.
Dünya da olup bitenleri yakından takip ettiğini bildiğim ve zaman zaman sohbet ettiğimiz ve uluslararası jeopolitik konusunda uzman dostumuz 24. Dönem Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş'e göre Myanmar olayının arkasında Hindistan'ın yükselişini önlemeye yönelik ABD ve Batılı ülkelerin planları var. 15 yıl içerisinde Hindistan'ın ekonomik büyüklüğünün ABD'yi geçeceğine işaret eden dostumuz bunu önlemenin en önemli argümanın iç kargaşa çıkarmak olduğuna dikkat çekiyor. Bu nedenle de 300 milyonu aşan Hindistan Müslümanlarının dini hassasiyetlerini harekete geçirme maksadıyla Myanmar'daki katliamların gerisinde Batılıların parmağından söz ediyor. TİKA Başkanı Serdar Çam'ın Myanmar olaylarının ardından twettir'da 18 madde ile yaptığı değerlendirmeler ve bu hassasiyet dolayısıyla yaptığı çağrı da benzeri. Türkiye bir taraftan Ortadoğu'da sözde müttefiklerimizin bize karşı kurduğu tuzaklarla boğuşurken diğer taraftan Uzakdoğu'da oynanan ve en çok yine Müslüman dünyanın aleyhine olacak batı oyunlarını bozmayı amaçlıyor.
Dünya'da yaşanan bu kadar kargaşa ve karışıklığın sonu ne olur bilmiyorum. Ama nükleer silahların gündemde olduğu bir ortama girildi. Yazının başında da vurguladığımız gibi Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının nasıl başladığını sadece tarih kitaplarından aktarıldığı kadar biliyoruz. Bugün yaşadıklarımız bütün dünyayı içine alacak savaşın bir alt yapısına doğru mu götürüyor onu bilmiyoruz. Ama ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Kanada, Rusya ve son yıllarda hareketlenen Çin'in kendi inlerine çekilmedikleri müddetçe dünya ya huzur gelmesi imkansız görülüyor. Kimsenin de inlerine girmeye niyetleri yok.
Cuma'nın hayrı üzerinize olsun.