Dolar (USD)
34.54
Euro (EUR)
35.95
Gram Altın
3005.05
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Mart 2022

Dünya yeniden kurulurken

Haritalar da yeniden çizilecek,

Yeni devletçikler kurulacak,

BM de NATO da ya tamamen yok olacak ya da yeniden şekillenecek,

Anlayacağınız ortalık önce toz duman olacak, sonra durulacak. Ama nerede duracağını hiç kimse tahmin dahi edemez.

İşte böyle zor ve belirsiz bir süreçten geçiyoruz.

Dünya ile birlikte,

Savaşlarla, çatışmalarla, hastalık ve kıtlıklarla uğraşıyoruz, uğraşacağız.

Bunlar yaşanırken dünya bir çıkış yolu arıyor. Müstekbirler ne yapacaklarını biliyorlar: daha çok kan, daha çok zulüm ve yeniden paylaşım…

Türkiye bunu görmüştü hem de çok yıllar önceden görmüştü.

Ve demişti ki: Dünya 5’ten büyüktür!

Başta kimsecikler destek vermese de dünyanın 5’li çetesi dışında kalan kısmı korkarak ve çekinerek haklılığımızı fark etmişti. Şimdi dünya kara kara düşünüyor: Geçilmekte olan felaketler dolusu bu süreçten nasıl kurtulacağız?..

Türkiye boş durmadı.

Bütün dünyayı etkilemekte olan ve habire büyüyen tehdidi en aza indirmek için -kayda değer bir destek almasa da “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” dedi ve haykırdı Türkiye:

“Sadece beş ülkenin bütün dünyanın kaderini etkileyecek konularda
karar vermesi ne ahlaki ne adildir. Dünya beş ülkeden büyüktür!”

Yukarıda kalın puntolarla alıntıladığımız ifadeler Türkiye Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’a yani Türkiye’ye aittir. Bu aynı zamanda dünya devletleri için bir manifesto niteliğindedir.

Türkiye,

Yaşanabilir bir dünyada;

Sürdürülebilir barış,

Her milletin razı olacağı eşitlik,

Bütün devletler için hakkaniyet,

Her kesim için adalet,

Ve her bir insan için erdemli bir hayat söylemi ile tarihi şahitlikte bulundu. Şahitlik anın tanıklığıdır, samimi, dürüst tanıklıktır ana. Yani Türkiye; dinine, düşüncesine bakmadan bütün insanlık ailesi için çabalıyor:

Sömürünün olmadığı, talan ve yağmalara katliamların eşlik etmediği bir dünya mümkün, diyor. Bunun için Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önerisini de sunuyor:

“Çözüm önerimiz ‘Dünya beşten büyüktür’ ifadesinde kendini bulan, BM Güvenlik Konseyi’nin yapısının değiştirilmesini merkeze alan bir perspektifin hâkim kılınmasıdır. Konsey’in kıtaları, inançları, kökenleri ve kültürleri mümkün olan en adil şekilde temsil edecek bir yapıya kavuşturulacak şekilde yeniden yapılandırılması çözüm ve küresel barışın tesisi için devrimsel bir adım olacaktır.”

Dünya bu sözlerin ne anlama geldiğini yeni yeni anlamış bulunuyor. Dost bildiğimiz, NATO’da beraber olduğumuz dost ve müttefik ülkeler(!) Türkiye’yi yeniden nasıl kendi uyduları haline getireceklerinin planlarını yaparken, Türkiye'nin bu çağrısını dünya için kurtuluş gören devletler yollara düşüyor.

Önceleri İngilizlerin, Fransızların,

Sonra Almanların, Rusların,

Düne kadar Amerika’nın kapısını çalıp bu devletlerden medet uman ülkeler acı gerçekle yüzleştiler: hiç birisinin bir çöp kadar değerleri yok!!!

Saydığımız devletler,

Kendi menfaatleri için milyonlarca insanın katledilmesi gerekiyorsa bunu çekinmeden yaparlar. Kaldı ki geçmişte ve yakın geçmişte bu katliamları defaatle sergilediler.

Bu saydığımız devletler “dost” dedikleri bir devleti kendi emperyal menfaatleri için param parça edip tarihe gömmeleri gerekiyorsa hiç çekinmeden yaparlar.

Dünya bunu gördü. Açık ve net bir şekilde gördü dünya…

Bu yüzden, “Bana zarar vermezler” dedikleri büyük güçlerin günü geldiğinde kendilerine asla ve kat’a acımayacaklarına inandılar.

İyi de kendi başlarına yapacakları bir şeyleri de yoktu.

İşte burada Türkiye gerçeği ile yüz yüze geldiler:

Bizi ancak Türkiye'nin söylemleri emperyalist Batı’nın elinden kurtarabilir, dediler.

El hak doğruydu, ancak Türkiye'nin iddialarına kulak verir ve gereğini yaparlarsa hep beraber emperyalist güçlerin acımasız pençelerinde kurtulabileceklerdi. Yoksa tarihin son yüzyılı, birlikte adil bir dünya için gayret göstermedikleri için devletlerin hangi mezalimliklere uğradığının anlatılarıyla doluydu.

Türkiye'ye son dönemde duyulan rağbet, gösterilen saygı bundandır.

Türkiye'ye dizilen methiyelerin ardındaki gerçek budur.

Türkiye’yi kendileri için de umut görüp gelenlerin amacı budur.

Burada Türkiye'nin öncelikli olarak atması gereken adımlar vardır:

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimindeki kardeşlerinin haklarını koruması önemli bir adım olacaktır. İran da Ruslar da ABD de asla Kürtlerin hak ve hukukunu tanımadı, tanımaz. Türkiye Kürt kardeşlerini sömürge ruhlu devletlerin elinden kurtarmalı. Zor, biliyorum, lakin kardeşleri için zoru göze alabilen tek devlet Türkiye değil mi?

Dünya değişecek ve haklılar kazanacak inşaallahuteala!

Ülkemizi, “Değerli Yalnızlık”tan, “Umut Ülke Türkiye” yapmayı başaranlara minnet borcumuz var.

Allah yolunuzu da bahtınızı da açık eylesin