Dünya niçin Beş'ten küçük?
10 Aralık 1948’de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi yayımlandı.
73
yılda iyilik adına ne değişti?
Hiçbir
şeyin değişmediği, aksine insanî krizlerin daha da ağırlaştığı ortada.
Açlık
ve terör yaygınlaştı, işgallere, darbelere insan hakları, demokrasi gibi
değerler aparat yapıldı.
Tarihin en kanlı dönemi yaşanmakta.
Milyonlarca
insan öldürüldü, öldürülmeye devam ediliyor. Milyonlarca mülteci dünyanın gözü
önünde can çekişiyor. Kendi ülkelerinde göçe zorlanmışlar ise “Öz yurdunda
garip öz yurdunda parya…”
İkna
odaları ve kamplarıyla bu asır kanlı asırdır.
Aralık 1949’da Doğu Türkistan’ı
işgal eden Çin, 1972’de BM’nin Güvenlik Konseyi’ne daimi üye olarak
kabul edildi.
Diğer
4 üyenin de bundan farkı yok: ABD,
Rusya, Fransa ve İngiltere…
BM
üyelerinin aldığı kararlar bu 5 ülkeden birinin iki dudağının arasında… “Hayır” derse karar geçersiz oluyor.
BM kararıyla 14
Mayıs 1948’de kurulan ilk ve son devlet, hiçbir zaman sınırları
belirlenemeyecek olan İsrail
devletidir. Terörü, devlet politikası olarak uygulayanların eseri…
İsrail’in
kuruluşundan 7 ay sonra İnsan Hakları
Evrensel Beyannamesi’nin yayımlanması bir perdeleme olayı değil mi?
Şimdi
de terör örgütlerine siyasi ve silah desteği verenlerin aynı mihraklar olması
tesadüf mü?
NATO’nun
bir üyesi olan Türkiye’nin birliğine ve bütünlüğüne kast edenlerin “müttefik”
bilinen ülkelerin himayesinde olmaları nasıl açıklanabilir?
NATO’nun
mali kaynaklarının yüzde 80’ini karşılayan 4 ülkeden (ABD, Kanada, İngiltere)
birinin Türkiye olması terör sevici “müttefikleri” ikna etmediğinden olacak terör örgütlerini
desteklemeye devam ediyorlar.
Katil Esed, Hatay’ı işgal edeceğinden
bahsediyor ama NATO bu hezeyana sesiz kalıyor. Neden?
Almanya,
çocuk katili, terör elebaşının heykelini dikmekten bahseden ve terör örgütünü “
silahlı halk hareketi” görene barış ve demokrasi ödülü veriyor.
15
Temmuz’da halkın üzerine ateş açıp yüzlerce vatandaşı şehit eden, binlercesini
yaralayan FETÖ’cüler NATO üyesi ülkelerde
terör faaliyetlerine devam ediyorlar.
Türkiye, 2021 yılında 2 bin 529; 24
Temmuz 2015'ten bugüne kadar (Irak ve Suriye'nin kuzeyi dahil) toplam 33 bin 5,
teröristi etkisiz hale getirdi.
70
yıldır teröre ve darbelere maruz kalan bir ülkenin “müttefik” bildikleriyle
başının dertte olduğu aşikâr…
İnsanlık, katillerin rehinesi…
Terör
örgütlerini demokratik oluşum gören zihniyetin insanlık ve ülke için ne kadar
tehlikeli olduğu izahtan varestedir. “Demokrasi adına bakanlık bile
verilebileceğini” söylemek suç ortaklığıdır.
BM’nin kuruluşu,
işleyişi ve İnsan Hakları Evrensel
Beyannamesi’ni yayımlaması bir aldatmacadan
ibarettir.
Firavunların,
Nemrutların insan hakları ve demokrasi nutukları attıkları, katliam ve açlık
asrı…
Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamaları
vahim.
Kovid-19
salgınında “daha eşit” ülkelerin aşı
stokladığı, aşı ırkçılığı yaptığı artık sır değil.
Birçok
ülke açlıkla karşı karşıya.
Dünya
Sağlık Örgütü, Afganistan’da ve Batı Afrika'da milyonlarca kişi gıdasızlıktan
ölmek üzere.
ABD’nin
mutlu insanlar ülkesi(!) haline getirdiği Afganistan’da da durum her geçen gün
biraz daha ağırlaşıyor.
Batı
Afrika'daki açlığı gidermek için sadece
717 milyon dolara ihtiyaç var.
Dünya
genelinde yılda 931 milyon ton gıda çöpe atılıyor. Bu da yüzde 20’ye yakın gıdanın israf edildiğini gösteriyor.
Elbette
“ Daha adil bir dünya kurmak mümkün…”