Dünya Nereye Doğru Gidiyor? (3) /Avrupa
Uluslararası ilişkiler disiplini ciddi dönüşümler geçirmektedir. Soğuk Savaşın sona ermesiyle birlikte ivme kazanan küreselleşme olgusunun sonuçları tüm dünyada tartışılmaya devam ediyor.
Dünyanın hızla değişen yeni koşullarında yükselen ulusalcılık dalgası karşısında küreselleşmenin nereye evirileceği henüz bilinmiyor. Bilinen bir gerçek var ki, iki kutuplu dünya siyasetinin gölgesinde kalan insanlığın temel sorunları daha görünür oldu. Gelir adaletsizliği, açlık, göç, ırkçılık, ötekileştirme gibi daha pek çok sorun var.
Devletlerarası ilişkilerin dinamik yapısı dengelerin sürekli değişmesine yol açmaktadır. Değişen dengelerin küresel ve bölgesel yansımaları insanlığın temel sorunlarını bitirecek mi büyütecek mi?
Bizimde amacımız başlıktaki sorumuza uygun olarak değişimin dünyayı nereye doğru götürdüğünü ana hatlarıyla görebilmektir. Dolayısıyla dünya siyasetine yön veren aktörlerin durumuna bakmak oldukça önemlidir.
Bu bağlamda önemli aktörlerden biri olan AB’ye baktığımızda üç sorun alanı görüyoruz. Uzatmamak için bu üç sorun alanına sadece değinip geçeceğiz.
Birincisi iç sorunlarıdır; ekonomik sıkıntılar, göç konusu, aşırı sağın yükselişine bağlı olarak yabancı düşmanlığı, Kuzey-Güney çekişmesi, ulus devlet ile küresel şirketlerin mantık çelişkisinin ürettiği çekişme gözlemleyebildiklerimizdir. Almanya’nın Avrupa içinde artan nüfuzu başta Fransa başta olmak üzere diğer AB ülkelerini de rahatsız ettiği dikkatimizden kaçmayan başka bir sorun alanıdır.
İkincisi müttefiki ABD’yle yaşadığı sorundur; Trump’ın NATO harcamaları için AB’nin ‘’gerekli ödemeleri yapmadığı’’ eleştirilerine karşı verilen cevap: ‘’Avrupa kendi ordusunu kurar’’ olmuştu. ABD’de ciddi rahatsızlığa neden olan bu açıklamaları virüs şimdilik ötelemiş olsa da önümüzdeki süreçte bu konun tekrar gündeme geleceği açıktır.
Geçen hafta bahsettiğim ABD’li uzmana: ‘’Avrupa’nın durumunu nasıl görüyorsunuz?’’ Soruma: ‘’ABD’deki sermaye, silah ve siyaset üçgenini oluşturan derin yapının uzantıları birçok Avrupalı firma ve kurumları da kuşatmış durumda. New York Wall Street’te konuşlanan bu yapı, borsa oyunları, para giriş çıkışlarıyla istedikleri ülkede ekonomik kriz çıkartır’’ Dedi.
Üçüncüsü rakipleriyle yaşadığı sorun; Avrasya ekseninin iki önemli aktörlerinden biri olan Rusya’yla Ukrayna’da, Balkanlar’da, ’’Ortadoğu’da’’ bir hâkimiyet mücadelesi yaşıyor ama enerjide Rusya’ya olan bağımlılığı Avrupa’nın yapacaklarını sınırlandırıyor. Eksenin diğer aktörü Çin’le Afrika ve ‘’Ortadoğu’da’’ çıkarları çatışıyor ama ucuz işçilik konusunda da Çine’ne bağımlı.
Bütün bu gelişmelerden çıkan sonuç, Avrupa’nın hem kendi içinde, hem müttefiki ABD’yle, hem de rakipleriyle yaşadığı sorunlar etkisini azaltıyor.
Toparlayacak olursak; Avrupa Birliği’nin geleceği mevcut sorunlarını çözmesine, mevcut sorunlarını çözebilmesi de ABD’li uzmanın işaret ettiği ÜÇGENLE HESAPLAŞMASINA BAĞLIDIR. Ufukta şimdilik böyle bir hesaplaşma gözükmese de Avrupa’nın bu üçgenle hesaplaşma potansiyeli her zaman vardır.
Önümüzdeki hafta dünya siyasetinin diğer önemli bir aktörü olan Rusya’yı ele almaya çalışacağız. Bizi takip etmeye devam edin.
Not: Eleştiri, öneri ve katkı yapmak isteyen dostlarımız için: [email protected] adresinden ulaşabilirler.