Dünya Kupasını Fransa kazandı
Dünya Kupası'nda şampiyonluk maçını Fransa kazandı. Fransa-Hırvatistan maçı Moskova'da oynandı. Maçı Arjantin Futbol Federasyonundan Nestor Pitana yönetti. Yardımcılıklarını aynı ülkeden Hernan Maidana ve Juan Belatti yaptı. Fransa ikinci defa kupayı kazandı. Fransa gerçekten oyuna hakimdi. Fransa'nın oyuncularının büyük bir kısmının göçmen olduğunu görüyoruz. Kendi yerli oyuncularının sayısı son derece azdır. Göçmen oyuncuların psikososyal konumları ders alınacak niteliktedir. Fransa sömürgeci ve hayalleri olan bir cihan devleti. Hala dünyanın değişik yörelerinde Fransa'nın sömürgesi olan ülkeler vardır. Bu ülkelerin yurttaşları anadillerini unutmuşlar, kimliklerini yitirmişler, başka bir kimliğe büründürmüşlerdir. Bu ülkelerin göçmen çocukları Fransa'nın işçisi olarak gururla görev yapıyorlar. Bu sömürgeci çirkin Fransa takımının oyuncuları oyuna egemen olamıyorlar; hücum güçleri onların yüksek değildir. Sağlam ve garantici bir oyun yapıları var, en önemlisi durumsal farkındalıkları çok yüksektir. Oyuncular ve teknik ekip ne yaptıklarını biliyorlar.
Bütün bunlara rağmen sömürgeci Fransa neden şampiyon olabildi?
Bir kere teknik direktöre ve oyuncularına sonsuz güveniyorlar.
Hayal kırıklığı yaşamalarına rağmen (2016-Avrupa Şampiyonasında) teknik direktöre inanıp güvendiler, yollarına devam edip mutlu sona ulaştılar. Fransa Teknik Direktörü şöyle diyor; "Bu gün belki olağanüstü maç çıkarmadık ama mental olarak sağlam durduk. 2016 yılında yitirdiğimiz final maçı canımı çok acıtmıştı. Ancak, o final bu güne odaklanmamızı sağladı. Yaşasın Cumhuriyet." Sömürgeci devlet belleğini iyi kullanıyor, unutmuyor.
Osmanlı'dan beraber olduğumuz kültür komşumuz Hırvatistan Dünya Şampiyonası'nın gözdesi idi, fazlası ile övgüyü hak etti. Hırvatistan Fransızlar karşısında deneyimsizliğinin ve heyecanının kurbanı oldu. Perisic ve Mandzukic iyi futbol oynadılar ve çok da hata yaptılar. Dostumuz Hırvatistan'ın tekniği mükemmeldi, deneyimli oyuncuları vardı. Maça gol yiyerek başlasalar bile, oyunu kendi lehlerine çevirecek ayakları mevcuttu. Ancak 120 dakikalık maçlar onları yormuştu. Hatalar ve deneyimsizlik onları kupadan etti. Kaybetmesine rağmen Hırvatistan Şampiyonanın yıldız takımı olarak sivrildi. Modric gibi bir futbolcuyu selamlamak gerekiyor. Hırvatistan takımının azmini, sabrını, hayallerini takdir etmeliyiz. Alınacak dersler var. Şöyle bir baktığımızda Türk Milli Takımı Rusya'daki ekiplerden aşağı değil. Kendimize haksızlık etmeyeyim.
Sonuç: "Fatih Terim sayesinde Futbol zevkimiz ve anlayışımız sınırlarımızın ötesine geçti."