Dünya Küçülürken Sorunlar Büyüyor
Günümüzde dış
politika pratiği çok ciddi ve hızlı değişimler geçirmektedir. Özellikle
internet ve dijital teknolojilerinin gelişmesi, Sovyetler Birliği’nin
dağılması, küreselleşmenin pekiştirici etkisi ile ülkeleri birbirine bağlayarak
bir bütün hâline getirdi. Herkesin tekrar ettiği ‘’dünya bir köy hâline geldi’’ ifadesi bu durumu çok güzel
özetlemektedir.
Ancak dünyanın köy
hâline getirilmesi, bir köyde ortaya çıkan sorun dünyanın problemi hâline getirdiğini
de unutmamak lazım. Örneğin Çin’de ortaya çıkan virüs, çok hızlı bir şekilde
tüm ülkelere yayılarak hayatın bütün alanlarını olumsuz etkiledi.
Görüldüğü gibi bir
tarafta dünya küçülürken diğer taraftan insanlığın ve tabiatın karşı karşıya
kaldığı sorunları büyümektedir. Küreselleşme ile birlikte tekelleşmenin neden
olduğu yoksulluk, açlık, göç, terörizm, etnik milliyetçilik, nükleer ve
biyolojik silahların yayılması gibi hususlar, ülkelerin yüzleşmek zorunda
kaldığı büyük sorunlardır.
İnsanlığın çözüm bekleyen
bu sorunları ortadayken buna bir de son zamanlarda ABD ile Rusya arasında yaşanan
gerginlikler eklendi. Ukrayna üzerinde devam eden gerginliğin perde arkasında
kaynakların paylaşım sorunu olduğu bilinmektedir. Ancak gelişmeleri dış
politikanın dinamik yapısı içerisinde güncelleştirdiğimizde önümüzdeki süreçte sorun potansiyeli taşıyan yerlerden
biri de Kuzey Kutbudur.
Yapılan
araştırmalara göre, Kuzey Kutbu’nda zengin doğal kaynaklar keşfedildi. Başta
ABD ve Rusya olmak üzere büyük oyuncular bu bölgede bir çıkar çatışması
yaşayacağı yüksek ihtimaldir.
Mevcut durumda
bölge topraklarının önemli kısmını Rusya kontrol ediyor. Bu nedenle Rusya bir
taraftan savunmasını güçlendirirken diğer taraftan kuzey bölgesinin alt yapısını
modernize ederek petrol ve gaz üretimi için yatırımlar yapmaktadır.
Ayrıca Moskova son
yıllarda Avrupa ile Asya arasında alternatif bir ticaret yolu üzerinde
çalışmaktadır. Kuzey Denizi Rotası boyunca deniz taşımacılığını geliştirmek
için ‘’boz kıran’’ bir gemi üretti
ve geçen sene testleri başarıyla sonuçlanmıştı.
İngiltere ve ABD
her fırsata Rusya’nın Kuzey Kutbunda askeri varlığını artırmasını
eleştirmektedir. Geçtiğimiz günlerde ABD
Dışişleri Bakanlığı: ‘’Alaska
yakınlarındaki Rus radar istasyonları ve Kuzey'deki hava üsleri hakkında
endişeliyiz’’ demişti. Buna Rus Savunma Bakanı Sergei Shoigu: ‘’Kuzey Kutbunda ki haklarımızı korumak
için buna mecburuz’’ diyerek cevapladı.
Amerikalı ‘’GF’’
düşünce kuruluşunda yayınlanan bir raporda: ‘’Moskova, Kuzey Kutbu’nda inşa
ettiği askeri üslerde yeni silahlar denedi. Poseidon adlı otonom, nükleer
enerjili, silahlı bir torpido taşıyabilen Belgorod nükleer denizaltısını test
etmeye başladı. Ayrıca Kremlin Novaya Zemlya takımadalarına hipersonik
hedefleri tespit edebilen bir radar istasyonu yerleştirme planları yaptığını’’
iddia etmektedir.
Görüldüğü gibi, kaynakların
paylaşımı ve siyasi hâkimiyet kurma konusunda ABD dünya üzerindeki gücünü
korumaya çalışırken, Rusya Sovyetler Birliği döneminde kaybettiği gücüne
erişmek istiyor.
Bu bağlamda ‘’Ortadoğu’’
ve Afrika üzerinde yaşanan çıkar çatışmaları önümüzdeki süreçte Kuzey Kutbu’nda
da yaşanacağını gösteriyor. Ancak büyük güçler arasında rekabet kızışırsa
Türkiye’yi bir tercihe zorlayabilir.
Dünya küçülürken
sorunlar büyümektedir. Türkiye bütün bu gelişmeleri dikkatle takip ederek,
karşılaşacağı problemlere karşı daha şimdiden alternatif stratejiler
geliştirmelidir.
Eleştiri, öneri ve yorumlarınız için: [email protected]