Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.88
Gram Altın
2979.69
BIST 100
9752.34
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Ekim 2021

Dünya Gıda Günü ve FAO

Dünyanın birçok yerinde insanların günlük beslenmelerinde yeterli miktar ve nitelikte gıda bulamaması insanlığı açlık sorunu ile karşı karşıya bıraktığını Birleşmiş Milletler verilerinden öğreniyoruz. İnsanların sağlıklı ve nitelikli bir hayat sürdürebilmeleri için beslenme ihtiyacını karşılayacak yeterli, güvenli ve besleyici gıdaya her zaman ulaşabilmesi ‘gıda güvenliği’ mevzuuna girmektedir.

Bu nedenle bedenî ve diğer açılardan gelişim sağlamak için yeterli gıdaya ulaşmamız ve gıdaların sağlık yönünden güvenli olmasının temel hakkımız olduğunu hatırlamak lazım. Bugün dokuz kişiden birisinin açlıkla mücadele ettiğini, sorunun temelinde yatan nedenleri az-çok tahmin etmekle birlikte bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadığımı, ancak gıda dağıtımında veya dağılımında eşitsizliğin rolü olduğu aşikârdır.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) stratejik planlarında tarımsal üretimin %70’e yakın artırılması gerektiğine dair bilgiyi 16 Ekim, Dünya Gıda Günü olarak kabul edilen haftada ele alarak konuya dikkat çekmesi ile düşünülen, yapılan ve yapılacak işlemleri de öğrenmiş oluyoruz.

1976 yılında Tarım Bakanlığı Personel Eğitim Merkezi’nde FAO farklı ülkelerden kursiyerlere eğitim vermekteydi. Memuriyetimin ilk yıllarında tertiplenen bu çalışmalara katılan kursiyerlerin iaşesinde görev almıştım. Böylece FAO örgütüyle yakın çalışma imkânımız olmuştu. Türkiye’deki programların yöneticisi Danimarkalı Larsen isimli bir görevlisi vardı. Ayağında kot pantolon ve sandaletiyle rahat tavırları, kravatı zorunlu takıp işe gelenler bu durumu tuhaf karşılar, hatta burunlarından kıl aldırmayan müdürlerin davranışlarına karşın FAO ekibinin çalışanlarla kurduğu diyalog ve hoş görüye “keşke bizimkiler de bunlar gibi olsa” dediğimiz çok olmuştu. Rahat tavırlarının kendilerine güvenmelerinden kaynaklandığını ileriki yıllarda yaşayarak anladığımı belirtmeliyim.

FAO tarafından belirlenen bir tema çerçevesinde her yıl gerçekleştirilen Dünya Gıda Günü dolayısıyla gıda üretiminin artırılması ile ülkeler arasında ekonomik ve teknik işbirliğinin, kırsal kesimde yaşayan halka dokunan faaliyetlerin teşvik edilmesi için açlık sorununa yönelik bilincin artırılması, açlık başta olmak üzere yetersiz beslenme ve yoksullukla mücadelede uluslararası dayanışmanın güçlendirmesi hedeflenmektedir. 1945 yılında Kanada'nın Quebec şehrinde, yeni oluşturulan Birleşmiş Milletler ‘in (BM) ilk oturumunda, gıda ve tarım örgütünü (FAO) kuruluşu gerçekleşmiştir ki, bu sene 150'den fazla ülke kuruluşunu kutlamaktadır.

Biliyoruz ki, Dünyadaki açlığı ve yoksulluğu ortadan kaldırma misyonu ile FAO, bu yıl iklim değişikliğinin tarım üretimine etkisi, günümüzde ve önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacağı öngörülen besin yetersizliğine dikkat çekilmesi hedeflenen etkinlikler kapsamında, dünyadaki açlık problemlerine işaret edilerek, adaletsiz gıda paylaşımı, ülkeler ve gıda üretimi ve tüketimi ile dengeli beslenmenin önemini konuşacak.

Bildiğiniz gibi Türkiye’de de önemli sorunlar arasında yerini alan gıda güvenliği meselesinde çiftlikten sofraya kadar ürünün her süreçte kontrol ve denetiminin insan sağlığı açısından büyük önem taşıdığını, her öğünde süt, et-yumurta, ekmek-tahıl, sebze-meyve bulunmasına özen gösterilmesi gerektiğine işaret edilerek güvenli gıda sunmanın son derece önemli olduğuna dair programlar yapılmaktadır.

Ayrıca, dünyada giderek azalan su kaynaklarına karşı alınması gereken önlemler hakkında da bilgi paylaşımı dikkat çeken FAO’nun "Attığımız adımlar, geleceğimizdir - Daha iyi üretim, daha iyi beslenme, daha iyi çevre ve daha iyi yaşam" teması ile covid pandemisi ortamında kutlamaya ara vermediğini görüyoruz.

İnsanımızın daha sağlıklı şartlarda hayatlarını idame ettirmesine yönelik Türkiye’de yaptıkları çalışmaları takdir ederek, yaptıkları güzelliklerin devamı için FAO’ya destek verilmesi gerekmektedir.