Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Mart 2021

​Dünden Bugüne Sağlıkta Çok Şey Değişti

1980’li yıllardan bu yana hayatı hastanelerde geçmiş bir ailenin ferdiyim. Çapa Tıp Fakültesi’nin dili olsa da annemin ve kardeşimin oralarda çektiklerini bir anlatsa… Hastaneler o dönemde birer hapishaneden farksızdı. Bir odada 8-10 hasta yatmakta, hasta yakınları hastalarının yanında bırakın geceleri birkaç saat istirahat edecekleri bir yatak bulmayı, uyuklayacak bir sandalye dahi bulamazlardı. Annem bir memur eşi olduğu halde hastasının yanında kalmaktan ötürü hastane yönetiminin dandik bir makbuz karşılığı mecbur tuttuğu gecelik haracı ödemek zorunda bırakılırdı. Mesela yeri gelir annem ve kardeşim 3 ay boyunca hastanede kalmak zorunda olurlar, bu dönemde ömürlerinden ömür giderdi. 3 ay boyunca geceleri bir sandalyenin tepesinde uyukladığınızı düşünsenize… Çekilir çile değil.

Servis katlarında bırakın her odada bir tuvaleti, her katta bir tuvalet bulunursa şükredilirdi. Tuvaletler ortaktı, hastası, refakatçisi, doktoru, hemşiresi bu pislik ve mikrop yuvası tuvaletleri kullanmak zorunda kalırdı. Her tarafı pislik götürür, hastaneler şifa dağıtmaktan ziyade birer hastalık kaynağı haline gelirdi.

Hastaların ödedikleri refakatçi ve otopark paraları ise işin cabası. Önünüze gelen yemeğe ağız sürülmez, refakatçiye bir sandalye ya da bir tabure çok görülür ama iş haraç kesmeye gelince hastalar ve yakınları ziyadesiyle soyulurdu. Annem derdi ki “oğlum dışarıdan yemek almadığım günlerde geceler boyu aç yattığımı bilirim.”

Yemekleri yenmeyen, pislikten tuvaletlerine girilemeyen, masonik doktorların Anadolu’dan gelmiş hastalara memolar-hasolar muamelesi yaptığı, astronomik bıçak paraları istedikleri günlerden bugünlere ülkemizde çok şey değişti. Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Türkiye gerçekten de sağlıkta büyük bir devrim yaşadı. Bunun mimarı ise en başta Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Tabii ki fedâkâr sağlık bürokrasisi ve yeni nesil sağlık çalışanları da bu büyük dönüşümün omuzlayıcısı oldular. Allah hepsinden razı olsun.

Birkaç hafta evvel sevgili babam Siyâmi Ersek Hastanesinde bir açık kalp ameliyatı geçirdi. Bendeniz de mahdumu olarak yaklaşık 16 gün kadar hastanede yanında kaldım. Hastalar ikişer kişilik odalarda kalıyorlar. Odalarda klima var. Her odada tuvalet ve duş bulunmakta. Günde 3 öğün yemek geliyor. Hastanın yemeği ayrı, refakatçinin yemeği ayrı. Hemşireler günde 10 kez hastanın yanına gidip geliyorlar. İlaç, iğne, serum, tansiyon, ateş, nabız… Fedakarlıkları parayla pulla ödenmez. Doktorlar günde 2 kez vizit atıyorlar, ayrıca ara sıra da hastanın durumuna bakmak için uğruyorlar. Her yer pırıl pırıl. Odalarda düzenli temizlik yapılıyor. Hatta kat hemşiresi ara sıra teftişe de geliyor, odalarda tertip ve düzene riayet edilip edilmediği de denetleniyor. Bakıyorum da 80’li-90’lı yıllardan bu yana ne büyük değişim geçirdi hastaneler…

Allah’a şükürler olsun ki babamın ameliyatı başarılı geçti. Başta Hastane Başhekimi Prof. Dr. Sayın Cevdet Uğur Koçoğulları olmak üzere kendisinin fedâkâr ekibine, hastanede kaldığımız süre boyunca bizlerden hizmetini, sevgisini, şefkatini esirgemeyen doktor, hemşire ve hastabakıcılara teşekkürü borç biliriz. Allah onları başımızdan eksik etmesin.

Siyami Ersek Hastanesi, değil ülkemizin, Avrupa’nın sayılı kalp damar hastanelerinden bir tanesi. Hem teşhis ve tedavide, hem de hastane yöneticiliği alanında örnek kurumlarımızdan bir tanesi. Başhekim Prof. Dr. Cevdet Uğur Koçoğulları ise hastane için gerçekten büyük bir şans. Cevdet Hoca hem iyi bir hekim, hem babacan bir yönetici. Hastalarına ve personeline gösterdiği ihtimam ve şefkat herkesin dilinde. Hastanede kaldığımız süre boyunca personeli de kendisi hakkında çok güzel şehadetlerde bulundular. Kurumlar doğru yönetimle başarılı olurlar. Kurumların başarısı lider vasıflı ve işini severek yapan yöneticilere bağlıdır. Siyami Ersek Hastanesi de bu şanslı kurumlardan bir tanesi. Allah bütün sağlık çalışanlarımızdan razı olsun. Böyle giderse değil Avrupa’nın, bütün dünyanın sağlık konusunda kıskanacağı bir ülke haline geleceğiz. Allah nazardan saklasın. İnşallah ülkemizde her şey çok daha güzel olur.