Dünden bugüne Nevruz kutlamaları
Abdullah Öcalan'ın beklenen mektubu, cumartesi günü Nevruz kutlamaları esnasında Diyarbakır Meydanı'nda okundu. Öcalan Nevruz'da okunan mesajında, PKK'ya silahları bırakmak için kongre toplama çağrısı yaptı.
Bu mesajla alakalı düşüncelerime geçmeden önce şu olayı beraber okuyalım. Bir gün akreple kurbağa derenin kenarında karşılaşırlar. Akrep kurbağadan kendisini derenin karşı kıyısına geçirmesini ister. Kurbağa akrebin kendisini sokacağını düşünerek başta bu işe yanaşmasa da akrep israrını sürdürerek "Boşuna endişe etme"der kurbağaya. "Eğerseni sokarsam bende suda boğulup, ölürüm".
Bir süre sonra bu mantık kurbağanın kafasına yatar ve akrebi karşı kıyıya geçirmeye razı olur ve akrebi sırtına alarak dereye girer, suda yüzmeye başlar. Tam derenin ortasına geldiklerinde sırtındaki acıyla kasılır ve sulara gömülmeye başlar. Akrep kurbağayı sokmuştur. Kurbağa son nefesinde "neden"diye bağırır akrebe . "Beni soktun ,ölüyorum. ama, şimdi sen de boğulacaksın". akrep: "Ne yapayım"der. "Benim yapım bu!"
Evet, nihayetinde karşımızda bir terör örgütü var. Akrebin yapısı nasıl sokmaksa, teröristin yapısıda yakıp yıkmaktır. Yani bunları dize getirmek akreple yolculuk yapmak gibidir. Lafı hiç eğip bükmeye gerek yoktur. Bunlar heran kendilerinide Hükümetide felakete götürecek bir adım atabilirler.
İşte görüyorsunuz, kurucuları tarafından iki defa silahları bırakın çağrısı yapılmasına rağmen, bu konuda somut bir adım atmadılar. Neymiş Efendim, silahların bırakılması için İktidarın yapması gerekenler varmış.
Değerli Dostlar, eğer Kürt Toplumunun çoğunluğunda birlikte yaşama ısrarı, İktidarda ise sorunları ülke bütünlüğünü koruyarak çözme samimiyeti olmamış olsaydı, Çözüm sürecinde bu kadar mesafe alınmazdı. Bırakın mesafe alınmasını, Çözüm süreci diye birşey olmazdı.
Abdullah Öcalan'ın çağrısına rağmen, PKK'nın silahları bırakmamasından ben şu sonucu çıkarıyorum: Bunlara görede Öcalan bir kukladır. Eğer birilerinin "kukla" sözüne itirazı varsa, bize Öcalan'ın kukla olmadığını silahları bırakarak göstersinler.
Vicdan sahiplerine soruyorum. Kürt meselesinin çözümünde düne göre epey mesafe alınmadı mı? Bunun en güzel örneği, dünden bugüne Nevruz kutlamaları değil mi?