Dün neyseler bugün de aynılar !
DÜN… “Cumhuriyet'in ilk yıllarında kurulan Nuri Killigil Silah ve Muhimmat Fabrikası, Arap-İsrail savaşında Arap orduları için silah ve cephane üretti. Filistin halkının hak ve özgürlük mücadelesini BM'nin kararlarını tanımayarak Filistinlilere silah ve cephane göndermek suretiyle destekledi. Hindistan’dan ayrılan Pakistan, Mısır, Suriye ve daha birçok ülkeden silah siparişi aldı.
Ve bir anda sebebi hâlâ bilinmeyen bir şekilde silah fabrikasında patlamalar oldu, Nuri Paşa onlarca çalışanıyla birlikte şehit edildi. “
“Türkiye'nin 19 Eylül 1962 yılında İstanbul/Ümraniye'de fırlattığı ilk füzenin adı, Marmara-1'di. 1 metreye 1,5 kg. ağırlığında olan bu füze denemesi Ermeni asıllı bir Türk vatandaşı olan Kirkor Divarcı'nın çalışmalarıyla başarı ile sonuçlanmıştı. Ancak, nedeni anlaşılamayan bir şekilde Kirkor Divarcı'nın evinde çıkan esrarengiz yangın sonucu tüm projeler kül oldu. Bu olaydan sonra da kimse füzenin kayıp projelerinin üzerine gitmedi, tam anlamıyla üzeri örtüldü.”
Nuri Demirağ, 1936 yılında ilk özel sermayeye ait olan uçak fabrikasını kurdu. Bugün Atatürk Havalimanı olarak kullanılan Yeşilköy’deki çiftliği Havaalanı ve fabrika yapmak için satın aldı.
Bu arazide Gök Okulu kurarak 290 öğrenci yetiştirdi. 1936 yılında üretilen tek motorlu uçağın ardından 1938 yılında Türkiye’nin ilk yolcu uçağı NUD-38 üretildi. 1944 yılında bu uçaklar dünya havacılığı A Sınıfına alındı. NUD-38 saatte 325 kilometre hız yapabilen ve bin kilometre uçabilen bir uçak olarak üretildi.
Bir takım güç odakları, Türkiye'nin kendi uçağını kendisinin üretmesine karşı ittifak yaparak harekete geçti.
Türk Hava Kurumu bütün siparişlerini iptal etti. Ayrıca uçakların yurtdışına satılamaması için CHP tarafından bir de kanun çıkartıldı. Bu yüzden sipariş alamayan fabrika 1944 yılında kapandı.
"Vecihi Hürkuş… 1924'te 'Vecihi K6' uçağını imal etmiş, tamamlamış ve 28 Ocak 1925'te de uçmuştur. Vecih Beyin, bu ilk Türk uçağıyla uçtuktan sonra maaşının yarısı kesildi ve 10 gün ev hapsi kararı çıkarıldı. Ömrü önüne konulan engelleri aşmakla geçti, aşamadı…”
“Uçak üretimine araba üretiminden önce başlanılan ülkemizde 1950'li yıllara kadar toplam 351 adet yerli uçak üretmiş. Ve bu uçakların bir kısmını da Hollanda ve Danimarka'ya ihraç etmiş. 1950'li yıllarda üretim durmuş...
Sonra?
Türkiye'nin uçak-silah üretmemesi için 1941-1944 yılları arasında ABD Türkiye'ye 95 milyon dolarlık savaş malzemesi verdi. Ardından Marshall Planı çerçevesinde dayatılan yaptırımlarla CHP iktidarıyla tamamen ABD bağımlısı bir ülke olduk.
Ve bugün, CHP Milletvekili ve o zihniyetin temsilcileri, ülkemizin son dönem milli teknoloji hamlesinde çok büyük katkısı olan T3 Vakfını iftiralarla hedef aldı. Son dönemde sınır güvenliğimizde çok etkin rol alan İHA-SİHA üretimi, savunma sanayiini millileştirmesi ve gençlerin bilim ve teknolojik alana yönelmesi için yaptığı organizasyonlarla gelecek ümitlerimizi diri tutan çalışmaların mimarlarını hedefe koyan CHP zihniyeti dün neyse bugün de odur. Allah muhafaza yarın ellerine fırsat geçse ilk yapacakları şey İHA-SİHA üretimini durdurmak, üretilmişleri hurdacıya satmak, silah üretimini askıya almak, yapılan havalimanını kapatmak ve yine eskiden olduğu gibi ülkemizi ABD-Batının emir eri haline getirmek olacaktır. Tabi bütün halde, bölünmemiş bir ülke kalırsa ortada. Bundan hiç şüpheniz olmasın…