Duanın Gücü Ve İnsanın Acziyeti
“Duanın gücüne iman etmeyip sebeplere tevessül ettiğim için hakkını helal et Allah’ım!”
Her Müslüman,
Allah’ın bütün sesleri ve duaları işittiğine ve dilediği dualara dilediği
tarihte cevap vereceğine iman eder... Ama gel gör ki iman etmesine rağmen
dualarına cevap geciktiği an sabırsızlığından dolayı Allah ile beraber
başkalarına da el açar... Oysaki bütün işleri Allah evirir ve çevirir... Bir
insana hayır dilemişse Kendisinden başka verecek kimse yoktur...
Allah’u
Teâlâ yapılacak dualara erkenden cevap verme sözü vermiş değil... Ama aceleci
yaratılan biz insanlar sabretmeyi beceremedik... Sanki Allah’ın dilemediği bir
duaya başkaları icabet edecekmiş gibi! Hâşâ!
***
Allah,
duaları işiten ve dilediği duaya dilediği tarihte cevap verendir... Allah’ın
kabul edemeyeceği dua yoktur... Bizim için kabulü imkânsızmış gibi görünen bir
şey, Allah için çok kolaydır... Çünkü mülk Allah’ın ve Allah her şeye
kadirdir...
Allah’ın her
şeye kadir olduğuna iman eden bir insan vallahi Allah’tan başkasına el açmaz...
Şimdi size hayat kitabımız olan Kur’an’dan iki örnek getireyim:
Süleyman
aleyhisselam imkânsızmış gibi görünen iki istekte bulunuyor:
“Süleyman
şöyle demişti: "Rabbim, beni bağışla. Bana, benden sonra kimseye nasip
olmayan bir saltanat ihsan et. Şüphesiz ki, çokça lütfeden ancak sensin."[1]
“Bunun
üzerine biz de rüzgârı ona boyun eğdirdik. Rüzgâr onun emriyle onun istediği
yere kolayca eser giderdi.”[2]
Zekeriyya
Aleyhisselam, tıbben mümkün olmayan bir istekte bulundu:
“Şöyle
demişti: "Rabbim, kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Ey rabbim,
şimdiye kadar sana dua edip de hiç mahzun ve mahrum olmadım.”[3]
“Doğrusu ben, kendimden sonra yerime geçecek yakınlarımdan endişelendim.
Hanımımın da çocuğu olmuyor. Bana, yerime geçecek bir oğul lütfet.”[4]
“Bana ve Yakup oğullarına vâris olsun. Rabbim, onu, rızanı kazananlardan
eyle."[5]
“Ey Zekeriya, biz sana Yahya adında bir erkek çocuk müjdeliyoruz. Daha önce de
bu adı kimseye vermiş değiliz.”[6]
Allah Teâlâ,
Zekeriya aleyhisselamın duasını kabul ederek kendisine, ismini
"Yahya" koyacağı bir erkek çocuk vereceğini beyan ediyor.
“Zekeriya: "Rabbim, hanımım kısır ben de iyice ihtiyarlamışken nasıl oğlum
olabilir?" dedi.”[7].[8]
“Allah Zekeriya'ya: "Rabbin böyle buyurdu. Bu bana kolaydır. Çünkü seni de
daha önce hiç yokken var eden benim." dedi.”[9]
Subhanallah...
Allah’ın her
şeye kadir olduğuna iman eden bir insan imkânsızmış gibi görünen şeyleri çok
rahat bir şekilde her şeyin sahibi olan Allah’tan ister... Asla ve asla
başkalarına el açmaz...
[1] Sad,35
[2] Sad,36
[3] Meryem,4
[4] Meryem,5
[5] Meryem,6
[6] Meryem,7
[7] Meryem,8
[8] İmam
Taberi: Allah Teâlâ, Zekeriya aleyhisselama
"Yahya" isimli bir oğul vereceğini müjdeleyince, Zekeriya
aleyhisselam: "Ey rabbim, benim nasıl çocuğum olabilir ki? Hanımım
kısırdır. Ben ise yaşlılığın son haddine ulaşmış durumdayım. Sen beni
kuvvetlendirerek, kısır olan hanımımı da çocuk doğuracak duruma getirerek mi
onu bana vereceksin? Yoksa beni başka bir hanımla evlendirerek mi vereceksin?
Şüphesiz ki, sen her şeye kadirsin." dedi.
Buradan anlaşılmaktadır ki Zekeriya aleyhisselam kendisine çocuk verilmesini
garip karşılamıyor fakat çocuğun ne şekilde verileceğini merak ediyor. Zira
kendisine çocuk verilmesini isterken de, ihtiyar olduğunu, hanımının da kısır
olduğunu bilmekte ve bunu zikretmektedir. Bu itibarla kendisine çocuk
verileceği müjdesini garip karşılaması mümkün değildir.
[9] Meryem,9