DÖVİZZEDELER SORUNU ÇÖZÜLÜYOR
Dövizin ucuz olduğu dönemlerde Japon Yeni ve İsviçre Frankı ile konut kredisi alanların TL'nin değer kaybetmesiyle birlikte borçları katlandı.
Zor durumda kaldılar.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) yayımladığı genelge ile soruna çözüm getirmek istediyse de "Banka ile mahkemelik olmama", "Borcunu daha önceden TL'ye çevirmeme" gibi şartları nedeniyle sayıları 30 bini bulan dövizzedelerin mağduriyeti giderilemedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun devreye girmesiyle, dava açanlar ile borçlarını daha önce Türk Lirasına çevirenlerin de genelge kapsamına dahil edilmesi yönündeki girişimlerin sonuç vermesi bekleniyor.
ÇALIŞAN ÜÇ KİŞİDEN BİRİ KAYIT DIŞI
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, her üç çalışandan birinin kayıt dışı olduğunu açıkladı.
Çelik, bir soru önergesine verdiği cevapta, " Sosyal Güvenlik Kurumu'nun son kayıt dışı istihdam verilerine göre 2013 Ağustos itibariyle kayıt dışılık oranı yüzde 37,76'dır" dedi.
Rakamlar kayıt dışılık konusunda iyileşmeler olduğunu gösteriyor ise de yine de hala milyonlarca kişinin kamu otoritesinin bilgisi haricinde vergi ve sigorta primi ödenmeden çalıştırılmasını günümüz Türkiye'sine yakıştıramıyoruz.
Kişilerin iş güvencesine sahip olmadan çalışmaya razı olmaları meselenin diğer dramatik boyutu.
Nedeni yüksek işsizlik.
İnsanlar aç kalmamak için her türlü olumsuz koşullarda çalışmak zorunda kalıyor.
BANKALARDAN ŞİKAYET ARTTI
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na(BDDK) şahsen ve e-posta aracılığıyla bankalar hakkında yapılan ihbar ve şikayet sayısı, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 23,8 artarak 16 bin 870'e ulaştı.
BDDK'nın 2013 yılı faaliyet raporuna göre, mevduat ve katılım fonları ile ilişkili ücret, masraf ve komisyon başvurularının payı ise bir önceki yıla göre yüzde 30,7'ye yükseldi.
Şikayet sayısındaki artış dikkat çekici.
Bu şikayetlerin nasıl sonuçlandığına dair basına yansıyan bir bilgi olmadığı için bankalar hakkında ne işlem yapıldığını bilmiyoruz.
İHRACATI ARTTIRMANIN YOLU
Ekonominin dış şoklara karşı kırılgan olmasının temelinde yatan sebep, döviz gelirlerimizin döviz giderlerini karşılayamamasıdır.
Giderlerimizi kısıtlayamıyoruz, çünkü o takdirde ekonominin çarkları dönmüyor.
O halde döviz gelirimizi arttırmaktan başka çare kalmıyor.
Döviz gelirimizin büyük bir kısmını ise ihracattan sağlıyoruz.
Ne var ki acımasız bir rekabetin hüküm sürdüğü küresel pazarda mal satmak kolay değil.
2013'te 152 milyar dolarlık ihracat yaptık.
Ondan önceki yıla göre yerinde saydık.
Esasında 2008'den beri ciddi bir artış yok.
5 yılda toplam artış 20 milyar dolar.
Senede 4 milyar doları zor buluyor.
Ne yapmalı?
Cevabını Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi şöyle verdi:"Türkiye'nin firma başına senelik ihracatını gelişmiş ülkeler seviyesi olan 5 milyar doların üzerine çıkarması ve 2023 yılında 500 milyar dolar ihracata ulaşması için Ar-Ge, İnovasyon, markalaşma ve tasarıma odaklanması gerekiyor'' dedi.
Çok haklı.
Ar-Ge, inovasyon, markalaşma ve tasarım alanlarında çalışmalara ağırlık vermeden dış satımda 2023 hedefini yakalamak mümkün görünmüyor.
